Tan, partisine kazan kaldırdı

HDP’nin son kongresinde yönetime giremeyen Altan Tan’a göre bugün HDP’nin vitrinine Türk solu hâkim oldu.

Tan, partisine kazan kaldırdı

Al Jazeera konuşan vi açıklamasında "7 Haziran seçimlerinde PKK'nın HDP'ye verilen oyları kendisine verilmiş sanma hatasına kapıldığını" belirten Altan Tan, “Bu doğru mu yanlış mı? Kararı seçmen verecek” diyerek, HDP'nin son dönemde siyaseten “sıkışmış” bir durumda olduğunu dile getirdi.

"HALK, SİLAHLI MÜCADELE İSTEMİYOR"

Tan, gelinen noktanın en çok "Dindar, müslüman Kürtleri" sıkıntıya düşürdüğünü söyleyerek, halkın haklarını savaş yoluyla, silahlı mücadeleyle elde etmek istemediğini belirtti. Tan, yapılması gerekenin sorunları siyaset ile çözmek olduğunu söyledi.Aksi takdirde Türkiye'nin Afganistan'a dönüşebileceğini düşünen Tan, Türk hükümetinin Suriye ve özellikle de Suriye'deki Kürtler ile ilgili tüm kurumları ile üzerinde anlaştığı bir siyaseti olmadığını savundu.

"HDP'DE TÜRK SOLU HAKİM"

Tan, HDP'nin kongre sonrası oluşan vitrinini de değerlendirdi. Altan Tan'a göre kendisinin dışında kaldığı vitrin ağırlıkla HADEP geleneği ve Türk solundan oluşuyor. Fakat Tan'a göre HDP'nin tabanı muhafazakâr Kürt seçmen. Bu anlamda taban-tavan uyumsuzluğuise dikkat çekiyor...

DİYARBAKIR-HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Çözüm sürecinin sona ermesi, bazı il ve ilçe merkezlerinde yaşanan çatışmalar, Suriye'deki gelişmeler ve Halkların Demokratik Partisi'nin son kongresiyle parti vitrininde yaşanan değişime dair açıklamalarda bulundu.

TAN, HDP SIKIŞMIŞ VAZİYETTE

7 Haziran seçimlerinde PKK’nın HDP’ye verilen oyları kendisine verilmiş sanma hatasına kapıldığını da belirten Tan, “Bu doğru mu yanlış mı? Kararı seçmen verecek” dedi. Altan Tan, HDP’nin son dönemde siyaseten “sıkışmış” bir durumda olduğunu da sözlerine ekledi.

"HALK, SİLAHLI MÜCADELE İSTEMİYOR"

Çözüm sürecinin sona ermesi, bazı il ve ilçe merkezlerinde yaşanan çatışmalar, Suriye'deki gelişmeler ve Halkların Demokratik Partisi'nin son kongresiyle parti vitrininde yaşanan değişimi... Al Jazeera, HDP Diyarbakır milletvekili Altan Tan'a Türkiye'nin gündemindeki bu başlıkları sordu. Tan, gelinen noktanın en çok "Dindar, müslüman Kürtleri" sıkıntıya düşürdüğüne inanıyor. Halkın haklarını savaş yoluyla, silahlı mücadeleyle elde etmek istemediğini belirten Tan'a göre yapılması gereken; sorunları siyaset ile çözmek.

"HDP'DE TÜRK SOLU HAKİM"

Çünkü Tan, aksi takdirde Türkiye'nin Afganistan'a dönüşebileceğini düşünüyor. Türk hükümetinin Suriye ve özellikle de Suriye'deki Kürtler ile ilgili tüm kurumlarının üzerinde anlaştığı bir siyaseti olmadığını savunan Tan, HDP'nin kongre sonrası oluşan vitrinini de değerlendirdi. Altan Tan'a göre kendisinin dışında kaldığı vitrin ağırlıkla HADEP geleneği ve Türk solunda oluşuyor, oysa HDP'nin tabanı muhafazakâr Kürt seçmen. Bu anlamda taban-tavan uyumsuzluğuna dikkat çekiyor.

BİZİM HİTAP ETTİĞİMİZ ANA GÖVDE

Tan şöyle dedi; "HDP ilk kurulduğu zaman da benim itirazlarım oldu. Bizim hitap ettiğimiz ana gövde olan Kürt kitlesinin yüzde 80-90’lık ana gövdesinin dindar muhafazakar olduğunu söyledim. Bu partinin Türk solu ve sosyalist kimliğinin çok fazla öne çıkarılması bir uyumsuzluk yaratır demiştim o dönem. Sonra Selahattin Demirtaş’ın Eş Genel Başkanlığa getirildiği kongrede parti kendisini sosyalist bir parti olarak değil bir demokratik kitle partisi olarak tarif etti. İçinde dindar müslümanların, islami kesimlerin, sosyalistlerin, liberallerin, sınıfsal olarak işçilerin köylülerin, herkesin olduğu ortak paydası Türkiye’nin demokratikleşmesi olan bir parti olarak tanımlandı. Bu doğruydu ama bugün geldiğimiz noktada eş başkanlardan yönetime, genel başkan yardımcılarına kadar oluşan tabloya baktığınız zaman eski BDP, HADEP geleneği artı Türk solunun yüzde 80-90’lık bir temsile geldiğini görüyoruz. Bizim seçmen kitlemiz ise daha farklı. Ana gövde daha muhafazakar Kürt kitlesi."

KÜRTLERİN SOL SÖYLEME BAKIŞI

Sol söyleme, Kürt seçmenlerin bakışıyla ilgili soruyu yanıtlayan Tan, "Kürt seçmenin iki önemli hassasiyeti var bir çok hassasiyetlerinin yanında. Birincisi, AKP’den gelen 2-2.5 milyonluk kitle AKP ile bir savaştan ziyade AKP’ye bir ders vermek, çözüm sürecinin devamını sağlamak ve Kürt temsiline destek olmak istedi. Bu Tayyip Erdoğan’a da bir ikazdı. Bu kitlenin beklentisi çözüm sürecinin AKP ile HDP arasındaki devamıydı. Sorduğunuz zaman, “Masanın devrilmesine gönlümüz razı olmadı.Müslümanız, dindarız ama Kürtlüğümüzden de vazgeçmiyoruz dedik.” Diyorlar. Ama 7 Haziran’dan sonra süreç böyle işlemedi."

HDP VE KANDİL ARASINDAKİ KIRILMA

HDP'nin Kandil'in "bir kuklası" olarak, görüp söyleyenlerin olduğuna ilişkin soruya Tan'ın verdiği cevap ilginç.

"HDP şu an bu savaşla beraber, demokratik siyasetin alanının daralması ile beraber çok açık bir şekilde büyük bir sıkışma yaşıyor. Daha fazla, daha güçlü bir irade koymak gerekir. O da nedir? 21 Mart 2013 Newroz’undaki iradeye sahip olmaktır. Türkiye’nin içinde demokratik mücadeleyi öne koymaktır. Aslında HDP bunu yaptı, bu çatışmaları HDP başlatmadı. “Hadi bu iş olmadı, masa devrildi, gelin devrimci halk savaşı yapalım” demedi HDP. Ama bunu PKK’ye daha güçlü olarak söyleyebilmesi lazım. Siyasetin alanını genişletmesi lazım. Devlete karşı da en geniş ittifakları sağlayarak, yeni anayasa ve demokratikleşme sürecine yüklenmesi lazım.

Tan, HDP'ye yönelik eleştiri ve partide halen bulunmaya yönelik soruya cevabı şu oldu. "Ben HDP’yi değil en fazla AK Parti ve Devlet’i eleştiriyorum. Benim yaptığım tüm özeleştiriler tüm değerlendirmeler Türkiye’nin demokratik bir cumhuriyet olması, Kürt sorunu dahil Türkiye’nin tüm sorunlarının kavgasız, kansız, iç savaşsız çözülmesi için bir katkı mahiyetinde. Ben bunları muhalefet olarak değil katkı olarak görüyorum. Bu katkının sonuçları 7 Haziran’da da 1 Kasım’da görüldü. Milyonlarca Kürt kitle kimliğine sahip çıktı. Bunun hepsini ben yaptım gibi bir paranoya içinde de değilim tabii. Ben bazıları gibi elhamdülillah narsist de değilim. Şu an en büyük sıkıntıda olan Türkiye’deki müslüman dindar Kürt kitledir.

KÜRT MÜSLÜMANLARIN TEPKİLİ

Çünkü AK Parti’ye ve Tayyip Erdoğan’a kimliğini kabullendiremiyor. PKK’nin de politikalarını bugünkü şekliyle benimsemiyor. Yani altını çizeyim, bugün Türkiye’de en fazla sıkıntıda olanlar müslüman, muhafazakar, dindar Kürtlerdir. Çünkü bunlar Kürtlüklerinden de müslümanlıklarından da vazgeçmek istemiyorlar. Iç savaş istemiyorlar, bölünmek istemiyorlar, şiddet istemiyorlar ama bu Kürt kimliklerini ve taleplerini AK Parti’ye ve devlete kabullendiremiyorlar. AK Parti içinde siyaset yapamıyorlar. PKK’nin de bugün gelinen noktada siyasetini doğru bulmuyorlar. Bu büyük bir sıkışıklık hali. Ya evinizde oturacaksınız. Ya da taleplerinizi AK Parti’ye de PKK’ye de söyleyeceksiniz. “İç savaşa götürmeden demokratik bir cumhuriyette birlikte yaşamak” diyeceksiniz. Benim yaptığım bir muhalefet değil. Doğru bildiklerini söylemek. Bugün benim partiye katkı olarak yaptığım parti içi eleştirilerin iki mislini CHP içindekiler de, MHP içindekiler  de söylüyor. MHP’de üç tane genel başkan adayı çıktı.

Kaynak: Diyarbakır Söz