Diyarbakır'ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağıyla başlayan yoğun saldırılar 6'ncı gününde devam ederken, şiddet ve terör ile operasyonlar nedeniyle birçok tarihi yapı yakılıp, kurşunladı. Birçok tarihi yapı da kullanılamaz hale gelirken, Sur'daki çatışmalar nedeniyle itfaiyenin can güvenliği yüzünden giremiyor. Kurşunlu Camii, Dört Ayaklı Minare, Paşa Hamamı, Hasırlı Halk Meclisi, Yoğurtlu Pazarı, Özgür Gazeteciler Cemiyeti, Sırp Gragos Ermeni Kilisesi ve birçok yapı zarar gördü.
'Suriçi'nde 7 bin yıldır aralıksız yaşam sürüyor'
UNESCO Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı Alan Yönetimi Başkanı ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültürel Mirası ve Turizm Daire Başkanı Nevin Soylukaya, Suriçi'nde yapılan araştırmalarla birlikte 7 bin yıldır aynı noktada yaşamın gelişip büyüdüğünü belirtti. Soylukaya, "Bu yüzden UNESCO miras kültürü seçildi. Buradan bakarak konuşmak gerekir. Neyi kaybettiğimizi geriyi, tarihsel gelişmemizi düşünerek yorulmamamız gerekir. Suriçi 1988 yılında kentsel sit oldu. Sonrasında anıtsal yapı ölçeğinde tek yapı ölçeğinde tescillendi. Suriçi'nde 124 adet anıtsal yapı var. 410 adet de sivil mimari tescilli yapı var. Toplamda 534 adet Suriçi'nde tek yapı ölçeğinde tescilli alan var" dedi.
'Bir çıkmaz içindeyiz'
Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri'nin 15 Temmuz 2015'ten beri Dünya Mirası olduğunu dile getiren Soylukaya, buraların sadece kendilerinin değil tüm dünyaya ve insanlığa ait olduğunu söyledi. Soylukaya, "Sur'da ne yazık ki bir buçuk aydır aralıksız olarak sokağa çıkma yasakları ilanları ve hemen ardından abluka altına alınıyor. Sonrasında tarihi mekanlarda yoğun çatışmalar yaşanıyor ve bir bir tarihi yapıları kaybediyoruz. Bir şey çok net kaybeden biz oluyoruz, insanlık oluyor. Çünkü burada hem insan kaybını yaşıyoruz. Ama aynı zaman tarihi geçmişimizi ve geleceğimizi kaybediyoruz. Alana da yapıya da itinayla yaklaşmamız gerekiyor. İnanılmaz bir şekilde üzüntü içindeyiz. Ve bir çıkmazdayız" diye konuştu.
'Minareyle birlikte Elçi de katledildi'
Soylukaya, daha önceki ablukalarda iki sivil yapı evin yakıldığını, kiliselerde ufak tefek tahribatların olduğunu belirtti. Kurşunlu Camii'nin kurşunlandığını tahribatın 3'üncü ablukada da devem ettiğini dile getiren Soylukaya, 5 ablukada ise yandığı haberini aldıklarını söyledi. 4'üncü ablukada ise Dört Ayaklı Minare'nin tahrip edildiğine işaret eden Soylukaya, "Balıkçılarbaşı'ndan ağır silahlarla Dört Ayaklı Minare'nin direk öndeki ayakları yoğun kurşunlama vardı. Sanki yapının minarenin statik yapısını bozup aşağıya boca etmek, yıkmaya dönük bir girişimdi. Tahir Elçi'nin buna dikkat çekmek için yaptığı basın açıklamasında yüreğimizi dağlayan bir diğer şey de Tahir Elçi'nin katledilmesiydi. Minareyle birlikte Tahir Elçi de katledildi" dedi.
'İtfaiyenin müdahale etmesine izin verilmiyor'
Soylukaya, "Dün (önceki gün) Paşa Hamamı yandı. Ve itfaiyenin müdahale edememesinin sonucu Paşa Hamamı yana yana kendiliğinden söndü. Yine Yoğurtçular Pazarı'nda yangın olduğu haberlerini aldık. Sivil alanların olduğu yerlerde yangınların olduğunu duyuyoruz. Bugün(dün) çok önemli birinci derecede anıtsal bir yapımız olan Kurşunlu Camii'nin yandığı haberini aldık. İtfaiye yine kapıda bekliyor, içeriye giremiyor" dedi.
'Sur'da tarihi bir cinayet işleniyor'
Soylukaya, Sur'da tarihi bir cinayet işlendiğine dikkat çekti. Alan yönetimi olarak her abluka sonrası alana gidip o tahribatları belgeleyip teknik raporlar düzenlediklerini söyleyen Soylukaya, hazırladıkları raporları UNESCO'ya ve Kültür Bakanlığı'na bildirdiklerini kaydetti. Tahribatların yaşandığı yerlere girmek istediklerinde "Can güvenliği yok" denilmesi üzerine müdahale edemediklerini etti.
Kültür Bakanlığı sorumlu
Sur'daki tarihi yapılardan devlet adına Kültür Bakanlığı'nın sorumlu olduğunu söyleyen Soylukaya, hazırlayıp gönderdikleri raporların da bakanlıkça yerel birimlere sevk edildiği bilgilerini aldıklarını ifade etti. Kültür Bakanlığı'nın müdahalesizliğinin bu duruma getirdiğini dile getiren Soylukaya, Kültür Bakanlığı aktif olması ve buradaki kültürel mirasın koruması için çalışma yürütmesi gerektiğini belirtti.
Kaynak: Diyarbakır Söz