Yangın yerinde gül yetişecek

Davutoğlu Sur'un inşası için söz verdi, "Diyarbekirlilerin ve Sur'da yaşayan vatandaşlarımızın rızası hilafına tek bir adım atılmayacaktır" derken, "En güzel şekilde inşa edeceğiz, yangın yerinde Allah'ın izniyle gül yetiştireceğiz." dedi.

Yangın yerinde gül yetişecek

Diyarbakır'ı ziyaret eden Başbakan Davutoğlu, Cuma namazını Sur ilçesindeki Ulu Camii'de kıldı. Önce burada sonra tarihi Hasan Paşa Hanı'nda konuştu. Sur'un yeniden inşasıyla ilgili planın detaylarını anlattı. Davutoğlu, 103 gün süren operasyonlarda büyük hasar gören ilçede inceleme de bulundu.

İlk olarak Cuma namazı çıkışında, Ulu Camii önünde bir konuşma yaptı. "Başbakan Ahmet Davutoğlu bu saldırılardan korkar Diyarbekir’e gelmeye çekinir diye düşündüler. Ama biz bu alçakların tehditlerinden Ulu Camii’yi, Diyarbekir’i bırakır mıyız?" diyen Başbakan Davutoğlu, "Konya ne kadar benim evimse, Diyarbekir de o kadar benim evim olacak." dedi.

Davutoğlu, algı operazsyonlarına yönelikte şöyle dedi; "Diyorlarmış ki burayı insansızlaştıracaklar. Sur’u aziz Diyarbekirlilerle buluşturacağız. İnsanların barış içinde dolaştığı, ebediyen birbirleriyle selamlaştığı güzel bir mekân eyleyeceğiz. Bunlar diyorlarmış ki kentsel imar adı altında buradaki yapı değişecek. Hayır; hepsini koruyacağız, hepsini"

Davutoğlu arihi Hasan Paşa Hanı'nda sivil toplum kuruluşu temsilcilerine de bir konuşma yaptı. Başbakan burada, kentte şahsi bir evi olmasını istediğini söyledi. "Yangın yerinde gül yetiştireceğiz" diyen Davutoğlu, Sur ile ilgili imar planlarına dâir detayları paylaştı.

Davutoğlu, insanı korumayan hiçbir plan, insana hitap etmeyen hiçbir proje hayatta karşılığını bulamaz. Tarihte de yer alamaz." dedi.

Davutoğlu şöyle dedi; "Diyarbekirlilerin ve Sur'da yaşayan vatandaşlarımızın rızası hilafına tek bir adım atılmayacaktır. Her şeyi sizlerle konuşarak, sizlerle birlikte yapacağız. İstişare ederek, konuşarak yapacağız ama Sur’u da bu haliyle, teröristlerin yıktığı bu haliyle bırakmayacağız. En güzel şekilde inşa edeceğiz, yangın yerinde Allah'ın izniyle gül yetiştireceğiz."

"Hiçbir bina yukarıdan bakıldığında Ulu Camii'nin minaresinden daha yüksek olmayacak. Bu bizim size taahhüdümüzdür. Diyarbakır'ı olduğu, olması gerektiği gibi inşa edeceğiz. Sizin rızanız olmadan adım atmayacağız. Çevre Bakanlığımız danışma ofisleri kuracak. Çünkü biz kul hakkını şehir hakkıyla birlikte düşünürüz."

"UNESCO Kültürel Mirası çerçevesinde Diyarbakır Surları'nı aslına uygun şekilde koruyacağız. Her bir burç, tarihi özelliğine göre kültürel bir alan haline dönüşecek. Hevsel Bahçeleri'ni hem koruyacağız hem de tanınır, bilinir kılacağız. Hevsel Bahçeleri'ni doğanın en güzel örneklerinden biri olarak insanlığın hizmetine, ziyaretine açık hâle getireceğiz."

"Gazi Caddesi ile ilgili özel bir plan uygulayacağız. Gazi Caddesi üzerindeki bütün binalar dış cepheleri itibariyle Diyarbakır'ın mimarisine uygun bir şekilde restore edilecek. Sokak sağlıklaştırması şeklinde binalar tek tek ele alınacak. Buradaki sosyal ve ekonomik hayat canlanacak."

"Diyarbekir'in kapanan iş yerleri, duran ekonomik hayatı tekrar canlandırılacak. Bu olaylar dolayısıyla maalesef 26 otel kapanmak zorunda kaldı, birçok esnaf dükkânını kapatmak durumunda kaldı. Bunların hepsinin tek tek açılmasına bizzat destek olacağız. Terörden mağdur olan esnafın borçlarıyla ilgili çalışma yürütülüyor."

HABER MERKEZİ

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Diyarbekir'in yüreğini anlayan insanlığı anlar ama insanlarda yürek yoksa, yüreklerindeki muhabbeti kaybetmişlerse, sevgiyi, saygıyı, tarihe, ecdada ve insanlık birikimine saygıyı kaybetmişlerse o yüreği parçalamaya kalkarlar." dedi.

Davutoğlu, tarihi Hasan Paşa Hanı'ndan düzenlenen "Sur Buluşması"nda yaptığı konuşmasına, Diyarbakır'ı, Sur'u, Diyarbakırlıları ve Ulu Cami'yi selamlayarak başladı. Diyarbakır'a aşkla, muhabbetle bağlı olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Bazı şehirler kendisine eriştiğiniz anda sizi içine alır, sarar, büyüler ve bir daha o atmosferden kopamazsınız. İlk ziyaretimden bu yana havasıyla, insanıyla zihnimdedir, gönlümdedir Diyarbakır. Diyarbakır'ı 1,5 yılda beşinci ziyaretim. İnşallah daha çok geleceğiz. Son Kurban Bayramında yine burada birlikteydik. Yine birlikteyiz." diye konuştu. Davutoğlu, Diyarbakır'a uçakla geldiği takdirde mutlaka Sur'un üzerinde bir tur atmaya önem verdiğini, yukarıdan bakınca Sur'un bir insan yüreği gibi inşa edildiğini gördüğünü dile getirdi.

- "Diyarbekir'in yüreğini anlayan, insanlığı anlar"

Sur'u inşa edenlerin muhtemelen hiçbir zaman uçak ya da helikopter kullanmadıklarına dikkati çeken Başbakan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Diyarbekir'in yüreğini anlayan, insanlığı anlar ama insanlarda yürek yoksa yüreklerindeki muhabbeti kaybetmişlerse, sevgiyi, saygıyı, tarihe, ecdada ve insanlık birikimine saygıyı kaybetmişlerse o yüreği parçalamaya kalkarlar. Hazreti Adem'den, Habil ve Kabil'den bu yana, bütün medeniyet tarihinde aslında iki grup insan görürsünüz. Yürekleri birleştirenler ve yürekleri parçalayanlar. Diyarbakır hep yürekleri birleştirenler tarafından inşa ve ihya edildi, insanlık tarihine mal oldu ama yürekleri parçalayanlar da geldi."

Diyarbakır'a gelmek için büyük bir heyecanla hazırlık yaparken, yürekleri parçalayan bir haberin tüm Türkiye'ye ulaştığını, 7 canın hainler tarafından korkak bir tuzakla şehit edildiğini aktaran Davutoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: "Emin olun bu acıyı en fazla Diyarbekirliler hissetti. Çünkü onlar kendilerine geleni, muhabbetle karşılayan insanlardır. Allah bilir bu Hasanpaşa Hanı ne kadar farklı milletten, ırktan, dinden, mezhepten insanı kucağına aldı, bağrına bastı. Bu sokakların, bu kültürün mirasından mahrum olanlar, Diyarbakır halkına huzur vermek için gelen 7 kardeşimizi şehit ettiler. 30'a yakın vatandaşımız ve güvenlik görevlimiz de hastanede. Onlar buraya farklı şehirlerden gelmiş olabilirler ama buradan giderken hepsi artık Diyarbakırlı'dır. Onlar ebediyen Diyarbakır'ın hafızasında ve Diyarbakırlıların duasında olacaklar."

- "Dört ayaklı minareye bakan herkes, kendisinden bir şey bulur"

Davutoğlu, "Herkes, 'bizden buraya bir iz kalsın' diye Diyarbekir'e bir şey bırakmıştır. Minarelere bakarsanız kimisi Selçuklu sitili, kimisi Artuklu, kimisi Osmanlı, herkes bir şey koymuş buraya. Diyarbakır'da iz bırakmışlar ta ki 'bizden sonra gelip de bu diyarda yaşayanlar, bu izleri korusun' diye bir mesaj, bir mektup bırakmışlar yürekten yüreğe. Gelenler, bu eserleri korusunlar ki Diyarbakır'ı her ziyaret eden, kendini Diyarbakır'da bulsun, kendini keşfetsin." ifadelerini kullandı.

- "2016 kritik bir dönüm yılı"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2005'te yaptığı konuşmasından itibaren başlattıkları Çözüm Süreci'nin aslında "yeni bir inşa süreci" olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti: "Allah, Diyarbekir'in her şeyini aziz kılsın. İşte bütün bu yüreğimizi parçalayanlar karşısında biz, birleştirenlerden olmak için büyük çaba sarf ettik, hala sarf ediyoruz. Hep zikrediyorum, 2016 kritik bir dönüm yılı. Bir tarafta Sykes-Picot, diğer tarafta Kut'ül Ammare. Kut'ül Ammare Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Sünnilerin, Şiilerin Bağdat yakınında Bağdat'ı savunmak için omuz omuza verdikleri ve zafer kazandıkları kutlu bir savaş. O diyarlar üzerinde Sykes-Picot ürettiler, böldüler, parçaladılar ve yüreklerimizi birbirinden ayırdılar. Ve yüzyıl sonra bir yol ayrımındayız. Ya yüreğimizle birlikte vatanımız, vatanımızla birlikte gönül coğrafyamız, gönül coğrafyamızla birlikte bütün iddialarımız, ideallerimiz birleşecek, bütünleşecek ya bizi lime lime parçalamaya çalışacaklar."

- "İki hususta yanıldılar"

Çözüm Süreci ile bütün tıkanıklıkları aşmaya, bütün yolları, bütün engelleri aşarak bir birlik yoluna çıkmaya çalıştıklarını ifade eden Davutoğlu, "Onlar, verdikleri, yaptıkları bütün eylemlerle yeni barikatlarla şehirlerimizi, ilçelerimizi, Sur'umuzu parçalamaya çalıştılar. Çukurlar kazdılar, barikatlar kurdular, el yapımı bombalarla insanların günlerini, gecelerini kararttılar ve zannettiler ki bu devlet acizdir ve onlarla mücadele etme cesareti ve kararlılığı göstermeyecektir ve zannetiler ki bölge halkı onların yanında yer alacak. Bu iki hususta da yanıldılar ve yanılacaklar." değerlendirmesinde bulundu.  Davutoğlu, tahriklere, provokasyonlara karşı dimdik durdukları için Diyarbakırlılara teşekkür etti.

- "Türkiye 90'ların Türkiyesi değil"

Türkiye'nin 90'ların Türkiyesi olmadığını söyleyen ve terörün getirdiği ızdırapları yaşayan Silopi'de de, halkla yan yana geldiklerini aktaran Davutoğlu, Diyarbakır ve Silopi'de yaşadığı iki anısını şöyle anlattı. Hazreti Mevlana'nın "Biz bu topraklara sevgi tohumu ektik, ekmeye geldik" sözünü hatırlatan Davutoğlu, "Ben de Hazreti Mevlana torunu olarak, sizlere söz veriyorum, biz bu topraklara sevgi tohumları ekmeye geldik, sevgi tohumları ekeceğiz." diye konuştu.

Diyarbakır'da şahsi bir evinin olmasını arzu ettiğini ve bu konuyu eşi Sare Davutoğlu ile de paylaştığını dile getiren Davutoğlu, mekanının Diyarbakır olmasını istediğini söyledi. Davutoğlu, Birlik, Huzur, Demokrasi Eylem planı çerçevesinde Sur'u da yeniden inşa ve ihya edeceklerini duyurduklarında, bazı kesimlerin birtakım dedikodularla vatandaşın kafasını karıştırmaya çalıştıklarını belirtti.

"Sur'u insansızlaştırmak istiyorlar, Sur'dan Diyarbakırlıları çıkarmak istiyorlar, Sur'u kentsel dönüşüm ile yüksek katlı binalarla rant alanı haline getirmek istiyorlar." gibi dedikodular çıkarıldığını aktaran Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Bre insafsızlar, siz bizim yüreğimizdeki Diyarbekir sevgisini, siz bizim zihnimizdeki tarih idrakini bilseydiniz, aynaya bakmaya utanırdınız. Bizim için bunların hepsi kutsal bir emanettir. Açık ve net ilkemizi en önden söylüyorum. Diyarbekirlilerin ve Sur'da yaşayan vatandaşlarımızın rızası hilafına tek bir adım atılmayacaktır. Her şeyi sizlerle konuşarak, sizlerle birlikte yapacağız. Sizinle istişare ederek, konuşarak yapacağız ama Sur'u da bu haliyle, teröristlerin yıktığı, tahrip ettiği bu haliyle de bırakmayacağız. En güzel şekilde inşa edeceğiz, yangın yerinde Allah'ın izniyle gül yetiştireceğiz."

Mülkiyet hakkına kesinlikle riayet edileceğinin altını çizen Davutoğlu, mimari çalışmalar yürütülürken insanı, tarihi ve mimari dokunun kesinlikle korunacağını, bunu bir taahhüt olarak belirttiğini kaydetti.

- "Vatandaşlarımız kesinlikle mağdur edilmeyecek"

"Hiç kimse tereddüt etmesin, burada mülkü olanlar ellerindeki imkanlarıyla neler yapabileceklerse mimari planlama içinde yapma hakkına sahip olacaklar. Kirada olanlar kira öder gibi, mülk sahibi olacak şekilde düzenleme yapıyoruz." diyen Davutoğlu, "Kötü kentleşme esnasında gelip buralarda çok kötü şartlarda evlerde yaşayan vatandaşlarımız kesinlikle mağdur edilmeyecek. Gecekondu, işgalci gibi konumda olanlar dahi her biri en iyi şartlarda, çağdaş ev imkanlarına sahip olacaklar." dedi.

Davutoğlu, önem gösterdikleri ikinci unsurun ise Diyarbakır'ı korumak olduğunu belirtti. Diyarbakır'ın kimsenin şahsi mülkü olmadığına işaret eden Başbakan Davutoğlu, Sur'un mekanında korunacağını belirterek, "Diyarbakır'ın her taşı korunacak. Her mimari eseri korunacak. Kentsel dönüşüm kavramını sağ sola çekerek özellikle Sur içinin bir rant alanına dönüşeceğini iddia edenler bilsinler ki arkadaşlarımla yaptığım toplantıda şunu ifade ettim. Hiçbir bina yukarıdan ve ufki olarak bakıldığında Ulu Cami'nin minaresinden yüksek olmayacak. Hiçbir bina tarihi eserlere tepeden bakmayacak. Hiçbir bina o güzel surlara tekebbür edemeyecek. Bu bizim size taahhüdümüzdür. Diyarbekir'i olduğu gibi, olması gerektiği gibi inşa edeceğiz. Bunu yaparken de sizin rızanızla yapacağız." değerlendirmesinde bulundu.

- "Danışma ofisleri kurulacak"

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Diyarbakır'da, Sur'da danışma ofisleri de kuracağını açıklayan Başbakan Davutoğlu, "Herkes buraya gelip danışabilecek. 'Benim şurada şu evim vardı, acaba şimdi nasıl bir imkana sahip olacağım' ya da 'Şöyle bir kanaate sahibim, sizinle paylaşmak istiyorum' dendiğinde her an onlara hizmet edecek danışma ofisleri kuracağız. Hiç kimsenin rızası dışında bir şey yapmayacağız. Çünkü biz kul hakkını, şehit hakkıyla birlikte düşünürüz." diye konuştu.

Davutoğlu, Sur'un mekanının korunmasının iki ana temele dayanacağını belirterek, "Birisi UNESCO kültürel mirası ilan edildiği için Dışişleri Bakanlığım döneminde bizzat takip ettiğim bir meseledir, Sur ve Hevsel Bahçelerinin UNESCO kültür mirası olması. Elhamdülillah oldu, kabul ettirdik. Bu kültürel miras çerçevesinin dışında, Surlar ve Hevsel Bahçeleri ile ilgili tek bir adım atılmayacak. Kültürel miras korunacak." ifadelerini aktardı.

2012 yılında uzun çalışmalar sonrasında kabul edilen Koruma Amaçlı İmar Planının esas alınacağını işaret eden Davutoğlu, bunun, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından da onaylanmış bir plan olduğunu anımsattı.

Devlet ile milletin bütünleşmesine karşı çıkıldığına dikkati çeken Davutoğlu, şöyle devam etti: "Bu iki sütun üzerinde yükselecekse Sur içi mimari plan, o zaman neden kaygı duyuyorlar. Kaygıları, kendilerinin istismar edileceği bir alanın yok olacak olması. Sur'un inşası ile birlikte dünya ölçeğinde Diyarbekir'in tanınacak olması. Ben Toledo dediğimde bir sürü farklı şeye çektiler. Bunlar medeniyet cahili, gerçekten kültür cahili. Toledo denilen o güzel Endülüs şehrinin Tuleytula olarak hemen hemen aynı yıllarda Diyarbekir ile birlikte bir başka coğrafyada bizim medeniyetimizin şehri olarak doğduğunu bunlar bilmez. Diyarbekir'in her bir minaresi ile şu anda çoğu aslı fonksiyonunu yitirmiş olan Tuleytula'nın her bir minaresinin birbirine benzerliğini bilmez. Zihinleri ya Franko'ya ya da Stalin'e çalışır."

İnsanlığın hülasası biblo bir şehir kuracaklarını vurgulayan Davutoğlu, herkesin merakla gelip görmek isteyeceğini ve herkesin Diyarbakır'ın irfanına, hikmetine, burcuna, minaresine geleceğini söyledi. Burçları kültür mekanları haline dönüştürmeye çalışacaklarını belirten Davutoğlu, kültürel miras listesinde yer alması hasebiyle Hevsel Bahçelerini koruyacaklarını söyledi.

Hevsel Bahçelerini tanınır kılacaklarını dile getiren Davutoğlu, "Doğanın en güzel örneklerinden biri olarak insanlığın hizmetine, ziyaretine açık hale getireceğiz." dedi.

 İçkale ve Hazreti Sülayman cami

Davutoğlu, İçkale ve Hazreti Süleyman civarının aynı şekilde korunacağını söyledi. İçkale'de restore edilen 9 tarihi eser bulunduğunu anımsatan Davutoğlu, "2012 Koruma Amaçlı İmar Planı'nın gereği olarak, İçkale'nin ve hemen yanındaki Cevat Paşa Mahallesi'nin -ki maalesef son derece çarpık bir yapılaşmanın da olduğu yerlerdi- de olduğu tarafa doğru da bu planın bir parçası olarak birçok yıkım, bizzat belediye tarafından yapıldı orada, dolayısıyla itiraz edemezler. O bölgeyi de inanç turizminin ikinci ayağı ve kilisesiyle, camisiyle, İçkale'nin içindeki tarihi eserleriyle birlikte örnek bir tarihi mekan olarak, tamamıyla Diyarbakır tarihi eserlerinin dokusuna uygun olarak yeniden inşa edeceğiz" diye konuştu.

Tarihi eserlerin de bulunduğu Ali Paşa ve Lale Bey mahallelerinde, yüzde 60 kamulaşmanın gerçekleştiği alanı, örnek bir mahalleye dönüştüreceklerini kaydeden Davutoğlu, böylece merkezde Ulu Cami ve civarı, bir uçta Hazreti Süleyman, İçkale, Cevat Paşa, diğer uçta da Ali Paşa ve Lalebey mahallelerini yavaş yavaş Diyarbakır'ın aslına uygun şekilde ihya edeceklerini bildirdi.

Bu konudaki planların zaten daha önceden yapıldığını söyleyen Davutoğlu, son olaylarda ciddi tahribat görmüş Fatih Paşa, 4 Ayaklı Minare ve Ulu Cami ile İçkale arasındaki mahalleleri yeniden tanzim edileceğini aktardı.

Yanan Fatih Paşa Camisinin halini görünce ağlayan bir Kürt ninenin, "Biz bunun için mi buralarda yaşadık" şeklindeki sözlerinin, herkese tercüman olduğunu anlatan Davutoğlu, Fatih Paşa Camisinin her taşının ince işçilikle ihya edileceğini ifade etti.

Fatih Paşa'nın esas banisi Bıyıklı Mehmet Paşa'nın hikayesinin önemli olduğunun altını çizen Davutoğlu, fetih esnasında Bıyıklı Mehmet Paşa ile İdris-i Bitlisi'nin bir araya gelmesinin, yüreklerin birleşmesini ifade ettiğini söyledi.

Yaklaşık 400 yıl Diyarbakır emniyette olduğu için Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın özgür olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, aynı devletin çatısı altında bütün kadim medeniyetin temsilcilerinin onur ve gururla yaşadıklarını dile getirdi.

Davutoğlu, O büyük medeniyeti, Bıyıklı Mehmet Paşa ile İdris-i Bitlisi arasındaki tarihi kardeşliği yıkmak için sembolik şekilde Fatih Paşa Camisinin yakıldığını ifade etti.

- "Bunların tek derdi var, teröristlere iş makineleriyle çukur kazmak"

Başka şehirlerde AK Parti belediyelerinin bunun güzel örnekleri yaptığını aktaran Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama ne yazık ki Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin, bunların tek derdi var, teröristlere iş makineleriyle çukur kazmak, barikat yapmak. Başka dertleri yok. Sonra da alttan el yapımı mayınlarla halkın hayatını karartmak. Diyarbekirli için, bütün milletimiz gibi en aziz değer ev mahremiyetidir. Ev mahremiyeti, namus anlamına gelir. Bu terör örgütü var ya Sur içinde yaşayan vatandaşlarımıza 'Gece kapıları kapatmayın, istediğimiz anda gelebilelim' diye tehdit edip, kapılarını açık bıraktırdılar. Allah aşkına hangi değerimizde, hangi toplumsal ahlak ölçülerimizde, böyle bir şeye izin verilir."

Gazi Caddesi üzerindeki ekonomik ve sosyal hayatın da canlanacağını ifade eden Davutoğlu, bunun gereğini yapacaklarını söyledi. Esnafın vergi ve prim borçlarını ertelediklerini anımsatan Davutoğlu, esnafın kredi borçlarıyla ilgili de bir çalışma yaptıklarını bildirdi.

Terör mağduru esnafın mağduriyetlerini gidermek için faizsiz kredi dahil, her türlü aracı devreye sokacaklarını kaydeden Davutoğlu, ekonomik hayatın canlanacağını, tabelaların şeklinden, binaların cephelerine kadar her şeyin gözden geçirilerek, Diyarbakır ve Sur'un dokusuna uygun hale getirileceğini anlattı.

Mesken alanlarında, Diyarbakır'a özgü bazal taşı ve mimarinin kullanılmasına özel özen göstereceklerini söyleyen Davutoğlu, Diyarbakır'ın güzel ev kültürüyle yaşaması konusunda, gerekli adımları atacaklarını dile getirdi.

Dicle Vadisi projesiyle Diyarbakır'ın Dicle ile bütünlüğünün pekişeceğini ve doğayla bütünleşen bir şehir haline dönüşeceğini belirten Davutoğlu, bunun yanında kültürel hayatı canlandıracak adımları da atmayı düşündüklerini aktardı. Davutoğlu, bu kapsamda, Ali Emiri'nin adına bir kütüphane inşa edeceklerini de söyledi.

Diyarbakırın yetiştirdikleri

Davutoğlu, Diyarbakır'ın ilim, irfan ve hikmet diyarı olduğunu belirterek, Diyarbakır'ın tekrar güzel özelliklerine kavuşacağını, sanat mirasçısı ve kaybolmak üzere olan bir sanatı ihya eden merhum hattat Hamid Aytaç'ın mirasının da yaşatılması için büyük bir hat okulu ve hat müzesi inşa edileceğini bildirdi.

Musikide Diyarbakır'ın gönlünün sesini tanıtan Celal Güzelses adına da Musiki Cemiyeti inşa edileceğini anlatan Davutoğlu, "Cahit Sıtkı Tarancı, Sezai Karakoç gibi gerçek Diyarbekir aşıklarının gurur duyacağı, tekrar 'Diyarbekir inşa ediliyor' diyecekleri, tabi, Cahit Sıtkı rahmetli oldu ama inşallah Sezai Karakoç üstat bunu hissedecek ve bunun yaşanmasını bizzat gözleyecektir. Kültürüyle, mimarıyla bunları en iyi şekilde tekrar Diyarbekir halkının hizmetine ve insanlık birikiminin şahitliğine sunacağız." diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu'nun "Yeniden Sur, Sur'da yeniden hayat, Sur yeniden mamur" sözlerinin ardından, Sur'da yapılacak çalışmaların anlatıldığı animasyon film gösterimi yapıldı.

Sunumun ardından, "Bu sadece zihinlerde canlansın diye küçük bir kesit" diyerek konuşmasına devam eden Davutoğlu, yüreklerindeki Diyarbakır'ın her zaman tarihte olduğu gibi bütün insanlık birikimini yansıtan ve insanların kendisine baktığında ibret aldıkları "mürşit bir şehir" olma özelliğini koruyacağını kaydetti.

- "Teröre karşı mücadele, kararlılıkla sürdürülecek"

"Özetle bugünkü ziyaretimle temel mesajlarım şunlardır" diyen Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Birincisi, her ne suretle olursa olsun, teröre karşı mücadele kararlılıkla sürdürülecek ve Diyarbekir'in her bir sokağı, Sur'un her bir evi, huzur ve güvene kavuşuncaya, kamu düzeni ihya edilinceye kadar bir an bile durmayacağız. İkincisi, insanımıza yüreğimizden gelen sesle sahip çıkacak, hiçbir vatandaşımızın mağdur olmasına izin vermeyecek, olmuş olan ve olabilecek bütün yaraları tek tek saracağız. Üçüncüsü aç ve açıkta, muhtaç ve mağdur hiçbir vatandaş bırakmayacağız. Dördüncüsü, Diyarbekir'i bütün güzel özellikleriyle, Sur içi de dahil olmak üzere en titiz şekilde yeniden inşa edeceğiz. Beşincisi, Diyarbekir bu özelliklerini korurken gelişecek ve Diyarbekir'in kapanan iş yerleri, Diyarbekir'in duran ekonomik hayatı tekrar canlandırılacak.

Altıncısı, Diyarbekir bütün güzel şehirlerimiz gibi geleceğe ümitle bakacak. Diyarbekir, bu anlamda ülkemizin bütün şehirleriyle birlikte önümüzdeki 10 yılların yükselen, sadece Türkiye'de değil, sadece yakın gönül coğrafyamızda değil, dünyada dahi örnek olarak anılan bir şehir haline gelecek."

Başbakan  Ahmet Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Ulu Cami bizim yüreğimizdir, koruyacağız. Sur içi bizim namusumuzdur, ihya edeceğiz. Diyarbakır bizim şerefimizdir, şerefimizi nasıl korursak, Diyarbekir'i öylesine koruyacağız. Allah Diyarbekir'i aziz eylesin, Diyarbekirlileri her zaman başı dik, her zaman geleceğe ümitle bakan, değerli hemşehrilerle aziz ve baki eylesin."

DİYARBAKIR-ERBİL VE KKTC UÇAK SEFERLERİ BAŞLIYOR

Başbakan Ahmeit Davutoğlu, Diyarbakır'da Ak Parti il başkanlığını ziyaret etti. Partililerle bir araya gelen Davutoğlu, Türk Hava Yolları'nın (THY) Diyarbakır'dan Kuzey Irak'ın Erbil kentine 10 Nisan'da, Diyarbakır'dan KKTC Ercan Havalimanı'na ise 1 Mayıs'ta seferlere başlayacağını söyledi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, daha sonra Jandarma Özel Harekat Tabur'unda görev yaptığı sırada şehit olan Uzman Çavuş Süleyman İyikul'un ailesine taziye ziyaretinde bulundu.

Kaynak: Diyarbakır Söz