Birçok yetkili, saldırıyı 'savaş suçu' olarak nitelendirirken, Esed'i sorumlu tuttu. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, İdlib'deki saldırının "Suriye'de savaş suçlarının devam ettiğinin bir göstergesi olduğunu" söyledi.
Avrupa Birliği (AB) ve BM'nin Brüksel'de düzenlediği Suriye Yardım Konferansı başladı. 70 ülke ve uluslararası kuruluşun temsilcisinin katıldığı konferansta Suriye’de hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşu düzenlendi.
Toplantıda hazır bulunan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Güvenlik Konseyi'nin bugün toplanacağını ve sorumluların hesap vermesinin isteneceğini kaydederek, "Dünkü dehşet verici olaylar, ne yazık ki Suriye'de savaş suçlarının devam ettiğini ve uluslararası hukukun sık sık ihlal edildiğini gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.
Guterres, BM Güvenlik Konseyinin sorumluluklarını yerine getireceğinden emin olduğunu ifade etti.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, saldırı sonrası Suriye'den gelen fotoğrafların uluslararası kamuoyu olarak birleşilmesinin önemini ortaya koyduğunu kaydederek, "Şiddete, savaşa artık yeter. Suriyeliler, barış ve ülkelerini demokrasi ve özgürlük içinde yeniden inşa etmek istiyor." dedi.
"Deliller Esed rejimini gösteriyor"
İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, ellerinde, Suriye rejimi ve Rusya'nın muhalifleri suçlayan açıklamalarını doğrulayacak bir veri bulunmadığını ifade ederek, "Deliller, bunu, halkına karşı böyle bir barbarca saldırıda yasaklı silahları kullanıldığının tamamen farkında olarak Esed rejiminin yaptığını ortaya koyuyor. Suçluların bunun bedelini ödemesini isterim" dedi.
Johnson, böyle bir hükümetin, Suriye halkı üzerinde herhangi meşru bir yönetime sahip olmaya devam edemeyeceğini de kaydetti.
"Hayal edebileceğiniz en kötü savaş suçlarından biri"
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, BM Güvenlik Konseyine saldırıdan Esed rejimini sorumlu tutan bir karar taslağı sunulmasına ilişkin konuşarak, "BM Güvenlik Konseyinin, bugün bu zehirli gaz dosyasıyla meşgul olmasını doğru buluyoruz. Rusya'dan BM Güvenlik Konseyi kararına destek vermesini, olayı araştırmasını ve yapanları sorumlu tutmasını istiyoruz." ifadesini kullandı. Gabriel, bir soru üzerine de, "Elbette ki, sorumluların uluslararası mahkemelerde yargılanması için her şeyi yapmalıyız. Çünkü bu, hayal edebileceğiniz en kötü savaş suçlarından biri." değerlendirmesini yaptı.
"Şam’ın sorumluluğundan şüphe yok"
Brüksel’de basın mensuplarının sorularını yanıtladı Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault, "Şam rejiminin sorumluluğundan herhangi bir şüphe yok, yaşananlar bir trajedidir." dedi.
Suriye’nin de 2013 yılında imzaladığı anlaşamaya göre kimyasal silahlar kullanmanın yasak olduğuna dikkati çeken Ayrault, "Suriye kimyasal silahlar kullanmaya devam ediyor. Ölü ve yaralılar var. Gözlerimizi kapatamayız. O yüzden Fransa BM Güvenlik Konseyi toplantısını istedi." ifadelerini kullandı.
Rusya ve İran destekli Suriye rejiminin başlattığı savaşın 300 binden fazla Suriyelinin ölmesine sebep olduğunu vurgulayan Ayrault, şöyle devam etti:
"Bugün biz burada, Türkiye’de, Lübnan’da, Ürdün’de, Avrupa’da bulunan 5 milyondan fazla Suriyeli göçmenlere yardım etmek için seferber olduk. Komşu ülkeler Türkiye ve Lübnan’a yardım edilmesi gerekiyor. Bugün burada bunun için toplandık. Yardımlar sadece sözlü olarak değil somut maddi taahhütler bulunarak olacak."
Sığınmacılara yardım edilmesi ve onlara umut veren mesajlar verilmesi gerektiğini dile getiren Ayrault, Türkiye’de ve Lübnan’da sığınmacı kamplarını ziyaret ettiğini anımsattı.
"Siyasi çözüm olmazsa…"
Sığınmacıların Suriye’ye dönmek istediklerine dikkati çeken Ayrault, şunları kaydetti:
"Ancak savaşta olan bir ülkeye geri dönemezler. Katliamların olduğu ve hapis cezalarının verildiği, her şeyin yıkıldığı bir ülkeye dönemezler. Barış gerekiyor. IŞİD’e karşı uluslararası koalisyonda yer alıyoruz. Ama Cenevre’de BM’de Suriye ile ilgili siyasi bir çözüm istiyoruz. Siyasi bir geçiş olmazsa Suriye’de her zaman şiddet, terörizm ve sınır dışında göçmenler olur. Herkesin sorumluluğu alması konusunda aciliyet var."
Kaynak: Diyarbakır Söz