Türkiye-İran Yüksek Hudut Komisyonu toplantısı

İki ülke arasında sınır güvenliği ve sınır iş birliği konularının görüşüldüğü Türkiye-İran Yüksek Hudut Komisyonunun 27. Dönem Toplantısı, Ankara'daki Wyndham Hotel'de gerçekleştirilen kapanış oturumu ve iş birliğini geliştirecek protokolün imzalanmasıyla son buldu.

Türkiye-İran Yüksek Hudut Komisyonu toplantısı

Protokole, Türk heyetini temsilen Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İlişkiler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Burak Özügergin, İran adına ise Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Hukuk Genel Müdürü Büyükelçi Abbas Bagherpour Ardekani imza attı.

İmza töreninde konuşan Özügergin, teknik çalışmalarla birlikte 6 günlük yoğun bir mesai sonunda iki ülke arasındaki iş birliğine örnek teşkil edecek bu protokolü imzaladıklarını belirterek, "Bu protokolle ülkemiz yararına önemli kararlar aldık. Bu vesileyle ülke tarihlerinde 40-50 yıl gibi uzun aralıklarla yapılabilen önemli teknik çalışmaların başlatılmasına imkan sağlamış bulunuyoruz. Hudutta ortak bir jeodezi ağının kurulması, ortak hava fotoğrafı alanı gibi gelecek nesillerin ihtiyacı olan önemli adımları atmak için gerekli yasal çerçeveyi bugün burada oluşturduk." dedi.

İran heyetine başkanlık eden Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Hukuk Genel Müdürü Büyükelçi Ardekani de imza töreninde yaptığı konuşmada, kendilerine gösterilen ev sahipliğinden ötürü Türkiye'ye teşekkür etti.

Varılan mutabakattan duyduğu memnuniyeti dile getiren Ardekani, "Bu mutabakatın, bence iki ülke arasındaki eski ve tarihi ilişkiler açısından büyük bir adım olduğunu değerlendiriyorum. Bütün alanları kapsayan ilişkilere sahip olduğumuzu düşünüyorum ve bunun ülkelerimiz ve halklarımızın refahına ve zenginliğine katkı sunacağına inanıyorum." diye konuştu.

Protokolün önemini vurgulayan Ardekani, "Bu mutabakat, bugün sisli ve mantıksız davranışların olduğu uluslararası camiada daha fazla önem arz etmektedir. Bir kez daha göstermiştir ki, iki ülke arasındaki en karmaşık sorunlar bile diyalog ve karşılıklı saygıyla çözülmektedir. Göstermiştir ki, ortak endişeler göz önünde bulundurularak, çözüme yönelik adımlar atılabilir. Onayladığımız bu senet, bir yol haritası ve yapmamız gereken pek çok uygulama getirmiştir. Farklı alanlarda hızlı şekilde oluşturulması gereken teknik komiteler de var." ifadelerini kullandı.

İran heyetinin başkanı, varılan mutabakat çerçevesinde, bir sonraki yüksek düzeyli hudut komisyonu toplantısı Tahran'da düzenleneceğini de duyurdu.

Toplantı sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İlişkiler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Özügergin, Türk-İran sınırının geçmişinin 1639 Kasr-ı Şirin Anlaşması’na dayandığını hatırlatarak, bu sınırın dünyadaki uluslararası sınırlar içerisinde ilginç bir yer tuttuğunu dile getirdi.

Sınırın, 400 küsur senedir ciddi bir değişikliğe uğramadan paylaşıldığının altını çizen Özügergin, "Günümüzde hepimizin karşı karşıya bulunduğu sorunlar, sınırın uzunluğu ve coğrafyası itibarıyla belki katlanarak karşınıza çıkıyor. Bunun için de iki ülkenin sık sık teknik heyetlerinin, hudut makamlarının bir araya gelerek günlük olayları değerlendirmeleri gerekiyor. Bizim bu toplantılarda esas gözettiğimiz hedef, ülkemizin güvenliğini sağlanması amacıyla sınıra yerleştirmekte olduğumuz bazı fiziki yapıların karşı tarafça sebebinin iyi anlaşılmasıydı." değerlendirmesinde bulundu.

Düzensiz göçün, toplantının gündemine gelip gelmediği sorusu üzerine Özügergin, "Gayet tabii. Sınırın kontrol edilmesi ve yasa dışı geçişlerin tespit edilmesi halinde tedbir alınması üzerinde durduk. İki ülke ilişkilerine yakışır bir taraf sergiledi iki taraf da. İran heyeti de gayet yapıcı bir anlayışla gelmişti. İki komşu arasında derdinizi iyi anlattığınız zaman, 'Güvenlik sorunum var' dediğinizde eski komşu da anlıyor." dedi.

"Ege'de gerginlik istemiyoruz"                         

Ege'de son dönemde gerginliğin arttığının hatırlatılması üzerine de Özügergin, "Biz Ege'de gerginlik istemiyoruz. Fakat Ege'nin de Yunanistan'ın tek taraflı hamleleriyle sanki bir Yunan gölü olarak görülmesine müsaade etmeyeceğiz. Dediğim gibi biz bir kavga peşinde değiliz." yorumunu yaptı.

Doğu Akdeniz’de Rumların Akdeniz’de doğal kaynak arama faaliyetlerine de ilişkin Büyükelçi Özügergin, bu bölge için de Türkiye’nin gerginlik peşinde olmadığını vurgularken, Ada'da nasıl toprak ortaklığı söz konusuysa bunun denizde de  geçerli olduğunu, KKTC'nin Ada etrafında, Türkiye'nin de kıta sahanlığı dolayısıyla Akdeniz'de doğal kaynaklar üstünde hakları olduğunu belirtti.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler