Eğitimli ve donanımlı şekilde yetişmenin temel kurallarından birinin ‘önce iyi insan olmak’ olduğunu vurgulayan Psikolojik Danışman Barış Sezgin “Çocukların 21’inci yüzyılın yetkinlikleri arasında gösterilen, doğru ve etkili iletişim becerilerine sahip olması için öncelikle ebeveynlerinin onlara doğru örnek olması gerekiyor. Sonrasında ise bayrağı eğitimciler devralıyor. Öğretmenler, öğrencileri akademik olarak yetiştirmenin yanı sıra sosyal ve duygusal gelişimlerini desteklemeli. Öğretmenler; öğrencilerin öz bakım becerileri gelişmiş, kendilerini doğru ifade edebilen, iletişim becerileri güçlü, nezaket kurallarına uyumlu, toplum kurallarının farkında ve onlara saygılı bireyler olarak yetişmelerine katkıda bulunmalı” diye konuştu.
‘TEŞEKKÜR’ VE ‘LÜTFEN’ ALIŞKANLIĞI KAZANMALI
Doğru ve etkili iletişim kurma konusunda ‘sihirli sözcüklerin’ önemine dikkat çeken Sezgin “Teşekkür etmek, özür dilemek, izin istemek en temel görgü kuralları arasında yer alsa da zaman zaman öğrenciler bu alışkanlığı kazanmakta güçlük çekebiliyor. Oysa ‘lütfen’ ve ‘teşekkür ederim’ sözcüklerini kullanmayı alışkanlık haline getiren öğrenciler daha güçlü ve doğru iletişim becerilerine sahip oluyor. Ayrıca sinema, tiyatro, kütüphanede sessiz olması gerektiğini bilen ya da alışveriş kurallarına hakim olan öğrenciler, eğitimle kazandıkları bu becerileri hayat boyu alışkanlık haline getiriyor” ifadelerini kullandı.
KİŞİSEL TEMİZLİK GELİŞİMİ OLUMLU ETKİLER
Davranış kurallarının yanı sıra temizlik bilincinin de küçük yaşlarda kazanılması gerektiğine dikkat çeken Barış Sezgin şöyle devam etti:
“Tıpkı yetişkinler gibi çocukların da kişisel hijyenine, yaşam alanlarının temizliğine ve çevresine özen göstermesi önemlidir. Çocukların, kişilik gelişimi üzerinde de olumlu etkiler yaratan temizlik alışkanlıkları, erken yaşta evde ve okulda uygulanacak bazı basit kurallarla kolayca kazandırılabilir. Örneğin düzenli banyo yapma, kıyafet temizliği, diş bakımı gibi kişisel temizlik alışkanlıkları kazanan öğrenciler sonrasında odası ya da sınıf gibi yaşam alanlarını çevreyi de temiz tutmak konusunda duyarlı olacaktır.”
Öğrencilere hayat boyu kullanacakları doğru alışkanlıkları kazandırmak adına bu değerlere eğitim müfredatı içinde yer alması gerektiğine dikkat çeken Sezgin, “Asalet ve Zarafet eğitimi dediğimiz bu müfredat; telefonda ve yüz yüze konuşma kurallarından alışveriş tutumlarına, sosyal medya iletişiminden çevre duyarlılığına kadar pek çok alanı kapsıyor. Unutmayalım ki sosyal ve duygusal gelişim bir bütündür ve öğrencinin hayatına dokunan tüm ortamlar tarafından süreklilik ve tutarlılık içerisinde desteklenmelidir. Öğrencinin öncelikle aile ortamında kazanması gereken bu beceriler okul ortamında da desteklenmesiyle daha kalıcı hale gelecektir” diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz