Eğitim milli olmalıdır!

Şuurlu Öğretmenler Derneği Genel Başkanı Hamdi Sürücü, eğitim sisteminin AB normlarından, Fulbright Komisyonu ve John Dewey Raporu'nun tesirinden kurtarılması gerektiğini belirtti.

Eğitim milli olmalıdır!

Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Genel Merkezi tarafından, yönetici ve şube başkanlarının katılımıyla Diyarbakır'da bölge toplantısı gerçekleştirildi.

ÖĞ-DER GenelBaşkanı Hamdi Sürücü, eğitim sistemiyle ilgili çarcıpı açıklamalarda bulundu.  Türkiye'de eğitim sisteminin ana sorununun milli olmaması olduğunu belirten Sürücü, kendi inanç, kültür, medeniyet ve tarihi değerleriyle bağdaşmayan sistemle milli bir eğitimin vücuda gelemeyeceğini vurguladı.

Sürücü, "Sayın bakanımız Prof. Dr. Ziya Selçuk Bey'in 15 Ekim 2018'de açıklayacağı 'eğitim vizyonu' projesiyle 'Dağ fare doğurdu.' anlamına gelecek bir sonuç çıkmamasını umut ederiz. Türk milli eğitim sistemi, adı gibi milli değildir. Batı'nın değerlerine göre tanzim edilmiş Batıcı bir sistemdir. Mevcut sistem bizim değerlerimizle asla uyuşmuyor. Eğitim-öğretim sistemimizde değişikliğin, şekilde değil, muhtevada yapılması gereklidir. Eğitim sistemimiz, AB normlarından, Fulbright Komisyonu ve John Dewey Raporu'nun tesirinden kurtarılmalıdır." dedi.

"ALLAH'IN İSMİ DAHİ GEÇMEMEKTEDİR"

Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın "Eğitimde asıl mesele, çocukların kalbine ne koyduğumuzdur." sözünü hatırlatan Sürücü, şunları söyledi: "Çocukların kalbine Allah ve peygamber sevgisi, vatan, millet sevgisi koymalıyız. Başta Hayat Bilgisi dersi olmak üzere, neredeyse derslerin tamamında hayatı yaratan yüce Allah'ın ismi dahi geçmemektedir. Ders kitapları baştan sona incelenerek milli ve manevi değerlerimize uygun hazırlanmalıdır. Örneğin; Darwin teorisinin ruh ve felsefesi, ders kitaplarından arındırılmalıdır. Yaratılış inancı, evren, insan, dünya ve ahiret hayatı, helal-haram, kul hakkı gibi konular ders kitaplarında yer almalıdır."

"KARMA EĞİTİM KALDIRILMALI"

Türkiye'de ideolojik bir dayatma olan karma eğitimin kaldırılması gerektiğinin altını çizen Sürücü, "İleri ülkeler diye tanımlanan ülkelerde dahi pedagojik ve eğitim başarısına olumsuz etkileri ve zararları tartışılan karma eğitim zorunluluğundan ya vazgeçilmeli ya da tek cinsiyete dayalı eğitim-öğretim görmek isteyenlere alternatifler sunulmalıdır. Temel eğitim, ortaöğretim ayrımı yapılmadan tüm eğitim kurumlarına yeterli miktarda ödenek verilmelidir. Okul yönetimi, içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtarılmalı, yönetim ve öğretmenler veli gözünde para toplayan kişiler olmaktan çıkarılmalıdır. Bu sayede okul yöneticilerinin hem eğitim-öğretime hem de öğretmenlere daha fazla zaman ayırmasına imkân verilmelidir." ifadelerini kullandı.

"DEĞERLERİMİZ ÖĞRETİLMELİ"

Meslek liselerinin nitelikli okullar haline getirilmesi ve 10'uncu sınıftan itibaren staj eğitiminin başlatılması gerektiğini kaydeden Sürücü, "Mesleki ve teknik öğretimde olduğu gibi, imam hatip liselerinin son sınıflarında staj eğitimi uygulanmalıdır. Temeli Batı'yı taklide dayanan değerler eğitimi, 'ahlaki milli ve manevi değerler eğitimi' olarak düzenlenmeli ve uygulanmalıdır. Öğrencilerimize Batı değerleri değil, bu milletin özünde olan değerler öğretilmelidir. Milli ve manevi değerlerimizin müfredatı ayrı hazırlanmalı ve 'milli şuur dersi' olarak programa kavuşturulmalıdır. Çocuklarımızı televizyonların zararlı neşriyatlarından korumak için önlemler alınmalı, RTÜK ve ilgili kurum-kuruluşlarla iş birliği yapılmalıdır. Çocuk kanallarında yayınlanan çizgi filmlerin içeriği gözden geçirilmelidir. Şiddet ve cinsellik içeren çocuk programları yayınlardan kaldırılmalıdır. Reklamlarda ve programlardaki subliminal mesaj saldırısını ortadan kaldırıcı tedbirler alınmalıdır." şeklinde konuştu.

Öğrencileri; sigara, içki, kumar ve madde bağımlılığı gibi zararlı alışkanlıklardan korumak amacıyla ilgili kuruluşlarla iş birliği yapılarak, tedbirlerin alınması gerektiğini belirten Sürücü, okullardaki AB projelerinden vazgeçilmesinin önemli olduğunu söyledi.

"DİNİ EĞİTİM, ANA SINIFINDAN İTİBAREN VERİLMELİ"

Cuma günü cuma namazı dikkate alınarak mesai saatlerinin bütün çalışanlar ve öğrencilerin ibadet özgürlüğüne uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini aktaran Sürücü, şu ifadeleri kullandı: "Öğretmenler arasındaki sınıf farklılıkları (ücretli, sözleşmeli ve benzeri) kaldırılmalıdır. Mesleğe yeni atananlar için dezavantajlı bölgelerde görev yapma zorunluluğu 5 yıl olarak belirlenmeli ve orada kalmayı özendirici teşvikler maaşa yansıtılmalıdır. Öğretmenlere verilmesi vadedilen 3600 ek gösterge en kısa sürede uygulamaya konulmalıdır. Bu, emekli olmayı bekleyen öğretmen sayısını artıracaktır. Böylece atanmayı bekleyen öğretmenlerin birçoğu atanma imkânına kavuşacaktır. Haftalık ders yoğunluğu; sportif, kültürel ve sanatsal faaliyetlere imkân verecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. İlköğretimde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi, Din dersi olarak değiştirilmelidir. Dini eğitim, ana sınıfından itibaren verilmelidir. Öğretmenler için faizsiz konut kredisi imkânları sağlanmalıdır. 12 yıllık zorunlu eğitim kaldırılmalı, zorunluluk 5 yıl olmalı. Akabinde yönlendirilmeli, mesleki ve çıraklık eğitimi geliştirilmelidir."

Kaynak: Diyarbakır Söz