Koronavirüste "kontrollü normalleşme" geçiş sürecinin başlamasıyla, eğitim öğretimde il bazlı yüz yüze eğitime geçildi. Resmi olarak ilk koronavirüs vakasının açıklanmasının üzerinden geçen bir yılda eğitim alanındaki yetersiz önlemler nedeniyle hem öğrencileri hem de eğitim emekçilerini mağdur oldu. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Diyarbakır 2 Nolu Şubesi Eşbaşkanı Zuhal Sezer, yaşanan sorunları anlatarak, Milli Eğitim Bakanlığı’nı (MEB) plansızlığı nedeniyle eleştirdi.
BAKANLIĞIN SORUMLULUĞU
Geçen bir yılda MEB’in plansız olduğunun açığa çıktığını dile getiren Sezer, “Bir yıldır pandemiden ve yüz yüze eğitimin başlamamasından kaynaklı çocuklar eğitim hayatları boyunca sürekli bir başarısızlıkla karşı karşıya kalacak. Bir nesli kaybediyoruz. Bakanlık bunu görmek, sorumluluğunu almak zorundadır" dedi.
ANADİL SORUNLARI
Ülke genelinde 6 milyon öğrencinin online eğitimden yararlanamadığını aktaran Sezer, bu plansızlığın bedelini öğrencilerin ödediğini ve öğrencilerin bir yıldır online eğitimle mücadele içerisinde olduğunu söyledi. Bakanlığın, dağıtılması hedeflenen 500 bin tableti de henüz dağıtmadığına dikkat çeken Sezer, "Kırsal kesimlerde internet alt yapısı dahi yok, çocuklar online eğitimden hiçbir şekilde yararlanamıyor. Bakanlık bunun farkında ama 3 maymunu oynuyor. Çocuklarımız bir yıldır anayasal olan eğitim hakkını kullanamıyor. Bu mağduriyetin ikiye katlandığı bölgemizdeyse anadilde eğitim sorunu devam ediyor. Anadilinde eğitim alamayan çocuklarımız, bireylerle kurmuş olduğu iletişim dilini, eğitim alanında kullanamıyor. Pandemi öncesinde yüz yüze eğitim olduğunda en azından öğretmeniyle, arkadaşlarıyla bir bakışla, bir beden diliyle o sosyal iletişimini bir nebze de olsa giderebiliyordu. Ancak online eğitimde bu da ortadan kalkıyor" diyerek, sorunların arttığını ifade etti.
HİJYEN ORTAMI SAĞLANMIYOR
Eylül ayında okullarda maske ve dezenfektanın temin edildiğini, temizlik görevlilerinin görevlendirildiğini belirten Sezer, "İkinci dönemdeyse, böyle bir şeye ihtiyaç duyulmadı, merkez okullar dahil hiçbir okulda dezenfektan yok, maske temin edilmiyor, çocuklar hijyenik ortamda eğitim alamıyor. Köy okullarında eğitim emekçilerinin aşılanmasına başlandı fakat merkezdeki eğitim emekçilerine aşılama yapılmadı. En merkezi okullarda, özel okullarda eğitim öğretime başladık deniliyor. Polyannacılık oynuyoruz" ifadelerini kullandı.
BÜYÜK RİSK
Dünya genelinde 210 ülkeden sadece 27'sinin yüz yüze eğitime başlayamadığını ve Türkiye’nin de bu ülkeler arasında yer aldığına dikkat çeken Sezer, şunları söyledi: "Türkiye bu 27 ülke arasında olmamak adına, sırf 'ben yüz yüze eğitimi başlatıyorum' demek için, 15 Şubat'ta köy okullarında eğitimi başlattı. Ancak Dünya Sağlık Örgütü, günlük vaka sayısı 700 altına düşmeden, yüz yüze eğitime geçilmemesi uyarısında bulundu. Bu çok büyük bir risk. Bu o ülkenin insanlarının haklarını tehlikeye atmak, canları üzerinden oyun oynamaktır. Canları üzerinden oyunlar oynanması bu kabul edilir bir durum değil. Bir tedbir yok, 'halk olarak kendinizi koruyacaksınız, bizde ona göre tabloya bakacağız' deniliyor. Bu derece bilimsellikten uzak, öngörüsüz bir yönetim şekli olamaz. Bir bakanlık bunu yapamaz. Fakat bütün halk farkında, bakanlıklar işler durumda değil. Tek bir ağızdan çıkacak söze göre hareket ediliyor."
'TEDBİRLER ALINSIN'
Yüz yüze eğitimle ilgili yaptıkları uyarıları hatırlatan Sezer, "Hiçbir önlem almadan, günlük vaka sayılarını pik yaparak eğitim öğretimi açın demiyoruz. Gerekli tedbirler alınsın, ek atamalar yapılsın, ek derslikler açılsın. Özellikle İmam Hatip okullarındaki derslikler bomboş, bu okullar kullanıma açılsın. Bakanlık olarak bunlar temin edilsin. Öğrencilerimiz seyretilsin, çünkü şuanda bir sınıf ortamında 20-35 öğrenci oluyor. Bu ortamlar düzeltilmediği taktirde yüz yüze eğitim riskli" dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz