Kanal 7'de "Başkent Kulisi" programında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan ve soruları yanıtlayan Yılmaz, "FETÖ ve PKK ile iltisaklı öğretmenlerden uzaklaştırma, ihraç etme açığa alma işlemleri kapsamında kaç öğretmen atıldı?" sorusuna, "MEB olarak 28 bin 163 kişiyi Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) ekine koyaraktan Bakanlığımızla ilişiğini kestik. Neden dolayı? Bu terör örgütü, paralel yapıya iltisakı, bağlantısı olduğu değerlendirildiği için." yanıtını verdi.
Bakan Yılmaz, ihraç edilen personele ilişkin şu bilgileri verdi:
"Şu anda ihraç edilenlerin 156'sı gözaltında, 2 bin 635'i tutuklanmış. Yani bizim dışımızda Cumhuriyet Savcısı, bu kişi hakkında terör örgütüne üyelik olduğunu, bağlantısı olduğunu, yeterli delil olduğunu değerlendirerek tutukluluk kararı vermiş. 2 bin 237 kişi de adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış. Bizim ihraç ettiklerimizden 313 kişi de aranıyor, yani firari. Bizim yaptığımız işler de kesinlikle doğru bir işlem. Yaklaşık 2 bin 300 civarında okul, yurt ve diğer kurumları kapattık. Okul olanlarını hemen hemen kapattık. İstisna bir tanedir, o da Elazığ'da bombalı saldırı yapılmıştı il emniyet müdürlüğü binamıza. Onların acil bir bina ihtiyacı oldu. Bu yapıdan bize intikal eden bir okulumuzu emniyet müdürlüğüne tahsis ettik. Bizim yaptığımız işlerde çok büyük bir doğruluk payı vardır."
- "Norm fazlası öğretmen var"
Tam gün eğitime 2019'da geçileceğinin hatırlatılması üzerine Yılmaz, temel eğitimdeki ikili eğitimde 4 milyon 600 bin, ortaöğretimdeki ikili eğitimde 435 bin öğrenci bulunduğunu kaydetti.
Bakan Yılmaz, geçmiş yıllarda arka arkaya üç yıl 28 bin derslik, sadece geçen yıl 20 bin derslik kazandırıldığını, bu başarının devam etmesi halinde tam gün eğitime geçileceğini bildirdi.
Norm fazlası öğretmen bulunduğunu aktaran Bakan Yılmaz, iyi bir planlamayla norm fazlası öğretmenlerin de sisteme katılması halinde öğretmen ihtiyacının kalmayacağını ifade etti.
İsmet Yılmaz, "Tam gün olan okullarda öğrencilere öğle yemeği verilebilir mi?" sorusuna, "Taşımalı eğitimle taşıdığımız çocukların hemen hemen tamamına yakınına öğle yemeği veriyoruz. Tekli eğitimde olabilir mi? Ülkemizin ekonomik ihtiyaçlarıyla vatandaşlarımızın talepleri optimum bir noktada buluştuğunda bu dahi yapılabilir." yanıtını verdi.
- "Bizim soru havuzumuzda bu sorular yok"
Sözleşmeli öğretmen alımlarında yapılan mülakatlarda sorulan sorulara ilişkin ise Yılmaz, şunları söyledi:
"Basında sorulardan örnekler veriyorlar. 'Bize böyle soru sordular.' diyorlar. 'Son yüzyıla yön veren lider kimdir? Başkomutan kimdir? Yılbaşı kutlaması yapar mısınız? Gezi olayları sırasında ne hissettiniz? Hangi yurtta kaldınız? İnsan kopyası iyi midir? Maç izler misiniz? Ne tür yemekler yapıyorsunuz? Terör örgütlerini sayınız? Tarık Akan hakkında ne düşünüyorsun? Reis deyince aklına ne geliyor?' Bizim soru havuzumuzda bu sorular yok."
Mülakatların 18 ilde üç yüz komisyon, bine yakın görevli tarafından gerçekleştirildiğini aktaran Yılmaz, 28 Eylül'de sonuçları açıkladıklarını, 28-30 Eylül arasında itirazları aldıklarını, 53 bin kişi arasında sadece 3 bin 300 kişinin itiraz ettiğini bildirdi.
- "Psikoteknikle öğretmen yapılması çok doğru"
Bakan Yılmaz, Milli Eğitim Komisyonu'nda bir kanun tasarısı olduğunu hatırlatarak, "Sözleşmeli öğretmen yapılırken, Anamuhalefet Partisi milletvekili dedi ki 'Psikoteknikle yapılması gerekir.' Kesinlikle çok doğru. Dedim ki kesinlikle yapılması lazım. Ama lütfen siz teklif verin biz destekleyelim dedik." ifadesini kullandı.
Psitoteknik yöntemine değinen Yılmaz, şunları söyledi:
"Yolcu taşıyan otobüslerin şoförleri ve tır şoförlerine bir de psikoteknik yapılıyor. Yani ruhsal durumu uygun mu? Trafiğe çıkacak, trafik canavarı mı olacak, normal mi olacak diye. Kesinlikle bazı ülkelerde öğretmenlere bu da yapılıyor. Kızdırdığında çocuğa nasıl tepki veriyor? Çocuğa şamar mı vuruyor? Ben bu sorulara cevap vermiyorum, dersi terk ediyorum, ders bitmiştir çocuklar mı diyor. Yoksa, çocuklar gelin bu konuyu araştıralım ilginç bir konuydu müfredatta yoktu ama mı diyor."
- "Yabancı dil eğitimi saatleri dil öğrenmede yeterli değil"
Bakan Yılmaz, gelecek yıl 5'inci sınıflara yoğun olarak verilmesi planlanan yabancı dil eğitimine ilişkin bir soru yanıtlarken, yabancı dil eğitimiyle ilgili sıkıntılar yaşandığını, Türkiye'nin her alanda iyi noktaya gelebilmesi için mutlaka evrensel bir dilin öğrenilmesinin gerektiğini vurguladı.
Yabancı dilden kastın sadece İngilizce olmadığına işaret eden Yılmaz, "Öğretilecek yabancı diller içerisinde Arapça da Fransızca da Rusça da olacak. Biz istiyoruz ki yetkilerimizi yerele devredelim, hatta öğretmen atamalarını bile. Kaymakamlıklar, ilçe müdürlükleri ve okul aile birlikleriyle karar verme mekanizması oluşturulsun. Onlar kendi evlatlarına kötü eğitim verecek bir öğretmeni barındırırlar mı?" diye konuştu.
Yılmaz, yabancı dil eğitiminin 2012-2013 eğitim öğretim yılından bu yana, ilkokul ikilerden itibaren verildiğini, ilkokul 2'inci, 3'üncü ve 4'üncü sınıflarda haftada 2'şer saat, ortaokul 5'inci ve 6'ncı sınıflarda haftada 3'er saat, 7'inci ve 8'inci sınıflarda da haftada 4'er saat İngilizce okutulduğunu anlattı.
Tüm yabancı dil eğitimi saatlerinin dil öğrenmede yeterli olmadığına işaret eden Bakan Yılmaz, "Önümüzdeki yıldan itibaren pilot illerden başlamak kaydıyla, İngilizce'yi 20 saatin üzerinde, 6 saatin üzerinde Türkçe, 3 saatte bir Matematik ufku açar, zihni açar, İngilizceyi anlamayı kolaylaştırır. Birde ya müzik ya resim, çocuğun hangisine yeteneği varsa seçmeli ders olarak 5'inci sınıflara 4 ders olabilecek şekilde paydaşlarımızla görüşeceğiz, pilot illerimizi seçeceğiz." dedi.
- "Önceliğimizi meslek liselerine vereceğiz"
Bakan İsmet Yılmaz, öğrencilerin zorla imam hatip okullarına yönlendirildiğine dair iddialara ilişkin, kişinin kendisi talep etmeden hiçbir şey yapılamayacağına dikkati çekerek, "İmam hatip liselerinin toplam lise içindeki oranı yüzde 12. Meslek liselerinin oranı yüzde 44. Meslek lisesi memleket meselesi. Önümüzdeki dönem bütün ağırlığımızı, önceliğimizi meslek liselerine, teknik eğitime vereceğiz. Dolayısıyla yüzde 12'yi görüp de yüzde 88'i görmüyorsan o zaman burada rakamlara bakarak konuşulmadığını görüyoruz." diye konuştu.
Proje okullar kapsamında yapılan öğretmen değişikliğine ilişkin bir başka soruya karşılık Bakan Yılmaz, proje okulların yeni bir olay olmadığını bu konuyla ilgili 2014 yılında alınan bir karar bulunduğunu anlattı.
Yılmaz, Türkiye genelinde kalitesini kanıtlamış okulların niteliklerini daha ileriye taşıyabilmeleri için 2014 yılında doğrudan Bakanlığa bağlandığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"155'in üstünde proje okul var. Yurt dışına proje üretiyorlar, bu projelerin başarılı olabilmesi için bu okulların özellikle desteklenmesi lazım. Yönetmeliğimizde '8 yıldan fazla görev yapılamaz.' diyor. Bir öğretmen '21 yıllık öğretmenim, 16 yıldır aynı okulda çalışıyorum, beni sürgün ettiler.' diyor. Aynı ilçenin içerisinde başka bir yere gönderiyoruz. Bu söylem çok doğru değil. Çok yeteneklidir, emeğine saygı duyuyoruz ama bu tecrübeni başka okula da aşılama yap. İzmir Fen Lisesi'nde 16 yüksek lisans yapan öğretmen var. Bizim bu atamalardan sonra 18 yüksek lisans yapan öğretmen oldu. Bornova'da 3 yüksek lisans yapan öğretmen varken şimdi 6 tane oldu. İstiyoruz ki eğitimin kalitesini, niteliğini yükseltelim daha."
Kaynak: Diyarbakır Söz