Zor şartlar altında ve öğretmenlerinin yardımıyla okuyup, İngilizce öğretmeni olan Ankaralı Özge Küçük (23), 2,5 yıl önce, Diyarbakır’ın terörle anılan kuzey ilçelerinden Kulp’a atandı. Anadolu İmam Hatip Lisesinde göreve başlayan Küçük, çoğunluğu yoksul olan öğrencilerine hem eğitim verebilmek hem de yardım edebilmek için kolları sıvadı. Öğrencilerinin durumunu eşiyle paylaşan ve desteğini alan Küçük, öğretmen arkadaşlarıyla birlikte maddi durumu iyi olmayan öğrencilere yardım etmeye başladı. Öğrencilerinin gönlünü fetheden Küçük, daha sonra ise bireysel olarak kitap kampanyası başlattı. Ulaşabildiği kamu kurum ve kuruluşlarını, sivil toplum kuruluşlarını ve yayınevlerini arayan Küçük, ne telefon faturasının kabarık gelmesi ne de telefonların suratına kapanmasına rağmen pes etmedi. Öğrencilerine kitap bulmaya çalışan Küçük’ün azmi sayesinde, ilçeye binlerce kitap gönderildi. Bu kitapların da yetersiz olduğunu belirten Küçük, daha çok kitap ve öğrencilerin ihtiyaçlarının karşılanması için yardım bekliyor.
“Öğretmenlerimin bana çok yardımı oldu”
Kulp halkını ve öğrencilerini çok sevdiğini ifaden eden Küçük, “Öğrencilerimizin okumasını çok istiyorum. Eşim ve ben orta düzeyli bir aileden geliyoruz. Benim öğretmenlerim benim okumam için çok yardım etti. Onların sayesinde okudum ve öğretmen oldum. Buraya geldiğimde ilk dersimde bir kız öğrencimiz ders boyunca çok üzgün gözüküyordu. Ders bittikten sonra yanıma çağırdım. İlk başta hiçbir şey anlatmak istemedi. Ben onu çok zorladım. ‘Bana bir sır verirsen seninle arkadaş olabiliriz’ dedim. Ben ona bir sır verdim. O da bana bir sır verdi. Bana hayat şartlarının çok zor olduğunu ve okumak istediğini söyledi ve bana sarılıp ağladı. Benim de Zehra hocam vardı. Grafik tasarım öğretmeniydi. Ona sarılarak ağlamıştım. Maddi durumumun olmadığını ve okumak istediğimi söyledim. Ben bugünlere gelirken, ‘Ben de öğrencilere yardım edeceğim’ demiştim. O an aklıma geldi. Eşime bu olayı anlattım. Eşim de bana destek olmaya karar verdi. Bizim amacımız 300 tane kitap getirip durumu olmayan öğrencilere dağıtmaktı. Teker teker dernekleri, belediyeleri, aklınıza gelebilecek her yeri aradık diyebilirim. Telefon faturam 550 TL geldi. Eşim bana sarıldı. ‘Olsun, Allah bize bir kapı açar. Öğrencileri okutmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız’ dedi ve binlerce kitap geldi” dedi.
“Telefonu yüzüme kapatıyorlardı”
Aramaları sonucunda bu kadar kitap beklemediğini vurgulayan Küçük, “Böyle bir projeye takdir edersiniz ki herkes destek vermiyor. Aradığımda kimisi olumlu konuşuyordu, kimisi telefonu yüzüme kapatıyordu. Moralim çok bozuluyordu. Çocuğumu bazen ihtimal ettim ama gözümün önüne hep öğrencilerimi getirdim. Belki ileride bana bir şey olsa, eşime bir şey olsa onun öğretmenleri anne babası olacak dedim ve bu bilinçle yaklaştım. Belediyeleri aradım, mezun olduğum üniversiteyi aradım. Bana yardımcı olacaklarını söylediler. Bana bu projede destek olan eşime ve anneme çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“Bu kitaplar yeterli değil”
Kulp ilçesinin coğrafi şartlar açısından kör bir noktada olduğunu dile getiren Küçük, şunları kaydetti:
“Ayakkabısı olmayan öğrencilerimiz var. Ben ve öğretmen arkadaşlarımız yardımcı olmaya çalışıyoruz ama biz ne kadar yapabiliriz. Toplumumuzun bilinçlenmesi lazım. Öğrencilerimiz hiçbir şeye ulaşamıyor. Temel ihtiyaçlar bakımından çok yoksun burası. YGS, LYS paramı bile öğretmenlerim ödemişti. Ayakkabım yırtıktı öğretmenim almıştı. Bunları hiç utanmadan gururla söyleyebiliyorum. Ben birkaç ay maaşımdan öğrencilere yardım etmeye çalıştım. Eşim de bana yardımcı oldu. Maaşından destekleri oldu ama biz ne kadar karşılayabiliriz. Hep birlikte olursak bu öğrencileri okutabiliriz. Temel ihtiyaçlarını karşılayabiliriz. Buranın bu coğrafi koşullarını gelip görenlerin benim kadar bilinçli olacağını düşünüyorum. 5 bin kitap geldi. Gönderenlere buradan çok çok teşekkür ediyorum. Dershanelerden de 600’a yakın kitap gelecek ama ne kadarı yeter. Sadece bizim okul değil diğer okullarımızın da temel ihtiyaçları yok onlar açısından da yardım bekliyoruz.”
“Ne kadar çok kitap olursa o kadar iyi”
10’ncu sınıf öğrencisi Vedat Aslan, ne kadar kitap olursa kendileri için o kadar iyi olacağını anlatarak, “İlçede 2-3 kırtasiye var. Onlarda da kitap yok. Maddi durumumuz olmadığı için de başka yere gidip kitap alamıyoruz. Özge hocamıza çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
11’nci sınıf öğrencisi Gülistan Dengiz de sınava hazırlanacak kadar kitapları olmadığına dikkat çekerek, ilçenin imkanlarının kısıtlı olduğunu, kitapların çoğunu bulamadıklarını ve olanların da pahalı olduğunu söyledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz