Muş’ta ÇAREM Projesi ile doğal afet eğitimi

Muş Alparslan Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından TÜBİTAK 1001 projesi çerçevesinde okul öncesi öğretmenlerine “Doğal Afet Okuryazarlığı” eğitimi verildi.

Muş’ta ÇAREM Projesi ile doğal afet eğitimi

Muş Alparslan Üniversitesi Eğitim Fakültesi; “Okul Öncesi Dönem Çocukları için Aile Katılımlı Multidisipliner Doğal Afet Okuryazarlığı Eğitim Modülünün Geliştirilmesi, Uygulanması ve Değerlendirilmesi” isimli TÜBİTAK 1001 projesinin uygulamaları çerçevesinde doğal afet okuryazarlığı eğitimi düzenledi. 4 ilden 60 öğretmenin eğitim aldığı programda konuşan Muş Alparslan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdulhamit Karademir, projenin; içerisinde kukla, Karagöz-Hacivat, etkileşimli okuma, drama, dijital oyunlaştırma, artırılmış gerçeklik, STEM gibi yaklaşımları barındırdığını ifade ederek, “Proje çocuklara yönelik özellikle deprem, sel, heyelan ve çığ olmak üzere 4 afet üzerinde 3 yılı kapsayacak şekilde Van, Hakkâri, Bitlis ve Muş olmak üzere dört ilde yapılacak” dedi.

Hedeflerinin 4 bin çocuğa ulaşmak olduğu belirten Karademir, “Okul öncesi öğretmeniyle birlikte ilerleyen süreçte çocuklara yönelik özellikle sel, deprem, heyelan ve çığ afetlerinin öğretimine yönelik farklı disiplinleri ele alan eğitim modeli geliştirmeyi planladık. AFAD ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın da destek verdiği bu projenin yaklaşık 1 milyon 200 bin liralık bir bütçesi var ve bu bütçeyi de en ideal şekilde kullanarak öncelikle eğitimimizi Van ve Hakkari illerinden katılım sağlayan 30 öğretmenle daha sonra Muş ve Bitlis'ten katılan 30 öğretmenimizle gerçekleştiriyoruz. Bu proje, içerisinde kukla, Karagöz-Hacivat, etkileşimli okuma, drama, dijital oyunlaştırma, artırılmış gerçeklik, STEM gibi yaklaşımları barındırıyor. Bu tekniklerin; çocukların gelişim özelliklerini dikkate alarak doğru biçimde uygulanmasını önemsiyoruz. Çocukların teknolojik bir dünyada yaşadıkları hesaba katıldığında, projeye özellikle dahil ettiğimiz artırılmış gerçekliğe, dijital içeriklere ve STEM’e yönelik uygulamalarımız var. Ayrıca etkileşimli okumaya yönelik bazı tekniklerimiz de var. Amacımız aslında öğretmenlere özellikle bu 4 afet özelinde neler yapabileceklerini hissettirebilmek, çocukları sıkmadan, psikolojik olarak olumsuz etkilemeden, bir şekilde baş edebilme yöntemlerini çağın özelliklerine uygun olarak kazandırmak, oyunlaştırarak, yaparak-yaşayarak öğrenmelerine destek olmak. Bu sebeple sahada görevli öğretmenlerle yeni beceriler edinmeleri için ilk başta çalışıyoruz, ardından geliştirilecek kazanım ve göstergelerle birlikte etkinliklerin sınıflarda çocuklarla buluşmasını arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.

3 yıl devam edecek olan projede, öncelikle öğretmen eğitimine başladıklarının altını çizen Karademir, “Ardından öğretmenlerimizle beraber okul öncesi döneme yönelik etkinlikler tasarlayacağız. Bu projeye özel geliştirilecek kazanım göstergeler kullanacağız. Bunun için gerçekçi ve uygulaması bol etkinlikleri kendimiz oluşturacağız. Çocuklarla ilerleyen yıllarda bunların sınıflarda uygulanmasını planlıyoruz. Baktığımızda aslında toplamda 60 öğretmenin faydalandığını ilk etapta görebiliriz. Ardından her birisinin sınıfında yirmişer çocuk olduğunu hesap ettiğimizde doğrudan bin 200 çocuğa ulaşma fırsatımız var. Sürecin geneli hesap edildiğinde ise yaklaşık 4 bin çocuğun projeden dolaylı olarak faydalanacağını söylemek yanlış olmayacaktır” diye konuştu.

Bitlis Beşminare Anaokulu Müdiresi Kübra Biset Atış ise eğitimin kendileri açısından oldukça önemli geçtiğini vurgulayarak, “Afet eğitimine yeterince değinmediğimizi fark ettik. Yakın zamanda yaşamış olduğumuz depremde de aslında ne kadar büyük bir eksiklik olduğunu daha iyi anlamış olduk. Bu anlamda Muş Alparslan Üniversitesi’nden hocalarımızın hazırlamış olduğu projeyle karşılaştık. Kendileri okullarımıza gelip projelerinden bahsettiler. Bizim için çok ilgi çekiciydi bu konu. Çünkü gerçek anlamda eksikliklerimiz var bu konuda. Kazanım göstergelerimiz de dahil bu konuya yeterince değinilmiyor. O yüzden bu alanda böylesi bir proje yapılmış olması, bizim alanımız için büyük bir eksikliği gidermiş olacaktır. Drama alanında eğitim aldık, sitem eğitimi aldık, arttırılmış gerçeklik uygulamalarıyla alakalı eğitim aldık ve direkt afet eğitimine yönelik kavramsal manada bir eğitim aldık, saha gezileri yaptık. Bu aldığımız eğitimlerde örneğin bir Karagöz-Hacivat çalışması yaptığımız zaman her zaman yaptığımız bir çalışma ama biz bunu afet eğitimi anlamında nasıl değiştirebiliriz nasıl uyarlayabiliriz bunu öğrendik. Hacivat ve Karagöz kuklaları hazırladık ve onları afet eğitimi alanında oynatmayı öğrendik. Drama eğitimi ve sitem eğitimleri de aynı şekilde uyarlanabilir her alanda uyarlanabilir eğitimlerdir bunlar” dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler