Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, geçtiğimiz gün katıldığı televizyon programında eğitime dair bütün sorulara cevap verdi. El yazısı kullanımı konusunda kalkıp kalkmayacağına da cevap verdi. Peki el yazısı kalkacak mı
Milli Eğitim Bakanı Avcı, TRT Haber'de canlı yayımlanan Haber Odası Programı'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın açıklamalarından öne çıkan bir diğer başlık da eğik el yazısı oldu. İşte Bakanın açıklaması
"O konuda köpürtülen bir lobi var, ama el yazısı çocuklarımız için, tamam çocuklarımız zorlanıyorlar, öğretmenlerimiz bu konuda biraz sıkıntı çekiyorlar falan, ama eğitim aynı zamanda, aynı zamanda bazı yerlerde bazı konularda gösterilen cehtle münasiptir. Bunu şimdi eski tabirler olduğu için açıklayayım, yani ne kadar zor öğrenirseniz bazı şeyleri...
O kadar kıymetli olur, o kadar kalıcı olur. Bu el yazısı meselesi Hüseyin Çelik Bey zamanında başlatılan bir uygulamadır ve bence doğru bir uygulamadır. Bakın bütün milletlerin, Amerikalının el yazısından Amerikalı olduğunu tanırsınız. Ben Avrupa'daki gittiğim yerlerde ona özellikle dikkat ediyorum, diyelim Danimarkalının el yazısı Romenin el yazısına benzemez. Ama bütün Danimarkalıların kaligrafisi el yazısı birbirine benzer, bütün Romenlerin el yazısı birbirine benzer, bütün Almanların el yazısı birbirine benzer, yani mili bir karakteri vardır her el yazısının. Şimdi biz bu uygulamayı başlattık ve epey de mesafe aldık. Ama öğretmenlerimiz kendileri öğrenciliklerinden bu eğitimden gelmedikleri için burada biraz zorlandılar. İkinci bir sorun, onu şimdi çözmek için programlarımızı hazırladık; çocuklar ilkokulda güzel güzel el yazısını öğreniyorlar, kullanmaya başlıyorlar, sonra ortaokula gelince birden ortaokullardaki öğretmenlerimiz bu konuda gerekli hassasiyeti göstermedikleri için kopuyorlar. Tekrar herkes kendi kafasına göre bir yazı karakteri uydurmaya başlıyor. Önce daha kolay geldiğini zannettikleri için kitap harflerine geçiyorlar, sonra o harfleri de deforme ederek çok kişisel bireysel kaligrafik türleri ortaya çıkıyor, bu olmaz.Bakın benim kulakları çınlasın, Dame de Sion'dan mezun üniversiteden bir arkadaşım, demişti ki yıllar önce; ben sadece P harfini -Dame de Sion biliyorsunuz Fransız okulu- Fransızların yaptığı gibi, yani P'yi biz nasıl yapıyoruz, P önce böyle bir çubuk, sonra o yarım yuvarlak çubuğun gövdesine değer. Fransızlar öyle yapmıyor, Fransız böyle yapıyor, sonra P'yi çubuğa yaklaştırmadan gövdeyi yaklaştırmadan bağlantıyı kuruyor. Sadece bu P harfini Fransızlar gibi yazamadığı için bir sömestr kaybettiğini ve sonra da bunu şükranla andığını, iyi ki bu disiplini vermişler, iyi ki ben bunu bu şekilde kurallı olarak. Şimdi yazı, özellikle el yazısı ilk estetik eğitimidir, ilk kurula uyma eğitimidir. Yani her şeyin bir kuralı vardır, kafanıza göre yazı yazamazsınız, kafanıza göre karakter, A harfi, B harfi icat edemezsiniz, o kural neyse ona uymanız gerektiği duygusunu çocuklarımızda yerleştirebilirsek, o zaman insanlar kafasına göre o arabalarını park etmezler, kafasına göre inşaat yapmazlar, kafasına göre terazi tartmazlar, kafasına göre imalat yapmazlar. Yani her şeyin bir kuralı olduğunu, ona uymanın da vatandaşlık görevi olduğunu bu zorluk içinde insanlar öğrenirler, bir de estetiktir. Tamam çocuklarımız biraz zorlanıyorlar, ama lütfen öğretmenlerimizden bir kere daha rica ediyorum, bu konuda gerekli özeni göstermelerini bekliyorum. Ortaokulda da, lisede de çocuklarımızın güzel yazı yazmalarını ister matematik öğretmeni olalım, ister fen bilgisi, ister başka bir dersin öğretmeni olalım çocuklarımızın güzel yazılarını teşvik edelim, takdir edelim, arada yaptıkları yanlışları da uyaralım. El yazısı böyle.
Bizim öğretmenlerimizi bu konunun önemi ve eğitim tekniği konusunda bir kere daha işte hizmet içi eğitimlerimizi yazın falan onlara da yarıyor, inşallah bu yazın yapacağımız hizmet içi eğitimlerde bu ağırlıklı bir yer tutacak, özellikle ortaokullarda görev yapan öğretmenlerimizin bu konudaki duyarlılığını da bu hizmet içi eğitimlerle bir kere daha sağlamak istiyoruz."Kaynak: Diyarbakır Söz