Öğrenciler düzenli çalışmayla öne çekilen YKS'de başarıyı yakalayabilir

Eğitim uzmanları, 27 ve 28 Haziran'a çekilen Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na (YKS) hazırlanan öğrencilere kalan süreyi düzenli çalışamayla verimli şekilde değerlendirmelerini önerdi.

Öğrenciler düzenli çalışmayla öne çekilen YKS'de başarıyı yakalayabilir

Türkiye'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını seyrinin belli olmaması nedeniyle Yükseköğretim Kurulunca (YÖK) 25 ve 26 Temmuz'a ertelenen YKS tarihi, salgının önemli ölçüde kontrol altına alınmasının ardından yeniden güncellendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gün YKS'nin 27 ve 28 Haziran'da yapılacağını açıklamasıyla sınav tarihi ilk belirlenen tarihten (20 ve 21 Haziran) bir hafta sonraya çekilmiş oldu.

Bu kararın üzerine YÖK, 2020 YKS'ye yönelik sadece bu seneye özel olmak üzere öğrencileri sevindirecek kararlar alındığını açıkladı. Buna göre, Temel Yeterlilik Testi'nde geçen yıl verilen 135 dakikalık süre, 30 dakika daha ilave edilerek 165 dakikaya çıkarıldı. Merkezi yerleştirme yapılan lisans programlarını tercih edebilmek için ilgili puan türünde uygulanan 180 baraj puanı 170'e çekildi. Bu kararla geçen yıl ki verilere göre 112 ila 195 bin ilave aday öğrencinin lisans programlarına yerleşebileceği tahmin ediliyor.

Ayrıca öğrenciler, sınavda lise son sınıfın ikinci dönemindeki derslerin tamamından muaf tutularak, geçen yıllara nazaran daha az konudan/müfredattan sorumlu olacak.

"BARAJIN DÜŞÜRÜLMESİ VE SÜRENİN ARTIRILMASI RAHATLATICI OLDU"

Prof. Dr. Selami Aydın, sınavın yeniden 27 ve 28 Haziran tarihlerine çekilmesinin öğrenciler açısından "sürpriz bir karar olduğunu" söyledi.

Sınavın erken bir tarihe alınmasının, değerlendirme, yerleşme, kayıt, yurt bulma ve üniversitelerin akademik takvimlerinin oluşturulmasına olumlu etki edeceğini belirten Prof. Dr. Aydın, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sınavın öne çekilmesi, ilk bakışta bir şok etkisi oluşturdu ancak puan barajının düşürülmesi, sınav içeriğinin azaltılması ve sınav süresinin artırılması, öğrencilerimiz açısından oldukça rahatlatıcı oldu. Düzenli çalışma ile kalan sürenin en verimli şekilde değerlendirilmesi ile öğrencilerimiz, süreci bir fırsata çevirebilecek duruma gelebiliriler. Öğrencilerin ikinci dönem konularından muaf olması, iş ve çalışma yükünü oldukça hafifletecek, süreçten kaynaklı kaygı, stres ve motivasyon bozukluğunun azaltılmasında önemli role sahip olacaktır. Puan barajının düşürülmesi ve üniversitelere yerleştirilecek öğrenci sayısının artırılması da olumlu bir adımdır. Sınavlardaki süre baskısı da önemli ölçüde bir sınav kaygısı kaynağıydı. Sürenin yarım saat artırılması da sınav kaygısının daha ılımlı bir düzeye düşmesine katkı sağlayacaktır."

Öğrencilerin uzun süredir sokağa çıkmayarak hem kendilerini hem de toplumun diğer bireylerini korumak adına büyük bir fedakarlık örneği sergilediklerini ifade eden Aydın, "Bu kısa zamanı en verimli şekilde değerlendirmek için daha önce olduğu gibi yine sabırla çalışmaya devam etmeleri en makul çıkış yoludur. Gösterecekleri sabır, direnç, çalışma ve azimle bu büyük sınavın kazananı sadece öğrencilerimiz değil, toplumumuzun tüm bireyleri olacaktır." dedi.

"İLAVE TEDBİRLERLE ÖĞRENCİLERİN SIKINTI YAŞAYACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM"

Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Taşel de YKS'nin önce temmuza alınıp ardından hazirana çekilmesinin öğrencileri psikolojik olarak etkilediğini ve "sınav sanki bir ay erken olacak" gibi algılandığını ifade etti.

Yapılan düzenlemeyle ikinci dönem konularının çıkarılmasının sınavın kapsamını daralttığına değinen Taşel, şöyle konuştu:

"Ayrıca, öğrencilerin pandemi sürecindeki sıkıntıları göz önüne alınarak baraj 10 puan indirilerek 170 oldu. İnternet bağlantısının olmadığı, uzaktan eğitimin ulaşamadığı yerler var. Bu nedenle 10 puanlık avantaj o çocuklarımız için de sınavı kazanma adına önemli olacak. En az 150 bin öğrencinin daha bu yolla sınavı kazanacağını düşünüyorum. Bunun yanı sıra genelde öğrencilerin zor yetiştirdiği ve okuması uzun bir sınav olan TYT'ye 30 dakikalık ilave yapıldı. Sürenin 165 dakikaya çıkarılması bir avantajdır. Öğrencilerin bu avantajı iyi kullanması gerekir. Bu ilave tedbirlerle öğrencilerin bir sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum."

Taşel, YÖK'ün aldığı kararla vakıf üniversitelerinde burslu öğrenci oranının da yüzde 15'e çıkarılmasının kontenjanları artırdığına dikkati çekti.

"GÜNÜN EN AZ 8 SAATİNİ DERS ÇALIŞMAYA AYIRIN"

İbrahim Taşel, evde kalınan bu sürecin tatil değil, çalışma döneminin bir parçası olarak düşünülmesi gerektiğini de belirterek, bu süreçte öğrencilerin çalışma ve uyuma düzenlerinde bozulma gözlemlediğini dile getirdi.

Çok film izleme, uyuma veya bilgisayar oyunlarıyla vakit geçirmenin öğrencileri sıkıntıya soktuğunu belirten İbrahim Taşel, "Öğrenciler, bir kere şunu düşünsünler, sınav herkes için eşit koşullardadır. Erkense herkes için erken, geçse herkes için geçtir. Zorsa herkes için zor, kolaysa herkes için kolaydır. Yani yarışma şartları eşittir." dedi.

Taşel, öğrencilere, "Zamanı iyi değerlendirin, günlerinizi iyi planlayın. 24 saatlik zamanın 7-8 saatini uykuya, 7-8 saatini kitap okuma ve film gibi etkinliklere, 8 saatten az olmamak üzere de ders çalışamaya ayırın." önerisinde bulundu.

"KALAN ZAMANI EN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRMEK SİZİN ELİNİZDE"

Psikolojik Danışman Ece Tözeniş ise öğrencilerin çalışma programlarının yeni tarihe yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirtti.

Şartlar ne şekilde değişirse değişsin hiçbir zaman geç olmadığını ifade eden Tözeniş, "Kalan zamanı en iyi şekilde değerlendirmek sizin elinizde. Kalan konularınızı tekrardan gözden geçirip planınızı yeni tarihe göre revize edin. Hem yeni öğrendiğiniz konuları pekiştirmek hem de tamamladığınız konuları unutmamak için mutlaka soru çözümlerine zaman ayırın. Günlük rutinlerinizi tekrardan düzenleyin." dedi.

Öğrencilerin kriz gibi görünen bu durumu fırsata çevirmeleri gerektiğini de vurgulayan Ece Tözeniş, şunları anlattı:

"Tecrübelerimizden biliyoruz ki sistemin değiştiği, farklı kararların alındığı bu gibi dönemlerde öğrenciler için sınav sonrasında yerleştirmelerde de sürprizler olabilir. Geçen yılın verilerine göre 112 ila 195 bin aday bu sene lisans programlarını tercih etme hakkına sahip olabilecek. Bu da bize gösteriyor ki bu sene lisans programlarının puanlarında ve başarı sıralarında değişiklikler söz konusu olacak."

Kaynak: Diyarbakır Söz