Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, geçen gün okullarda yüz yüze eğitimin devamına yönelik yaptığı açıklamada, “Şu an için okullarda yüz yüze eğitime ara verme gündemimizde değil” demişti.
Pandemi nedeniyle ciddi sağlık problemi yaşamayan çocuklar, virüsün toplumsal yaşamda yarattığı değişimden olumsuz etkileniyor. Psikolog Dr. Kahraman Güler, bu değişimlerin çocuklar üzerindeki etkisine yönelik bilgi vererek, ailelere tavsiyelerde bulundu.
“DAHA ÖFEKLİ HALE GELEBİLİRLER”
Dr. Güler konuya ilişkin açıklamasında, “Yaşamdaki olumsuz olaylar ne kadar sık tekrar ederse ve bireyler buna maruz kalırsa etkilenme düzeyleri o kadar artar. Okul çocukların sosyalleşmesi açısından önemli bir kurum. Çocuklar burada birebir öğreniyor, arkadaşlarıyla temas kuruyor. Tekrar kapanma ve online eğitim çocukları olumsuz etkiler. Çocuklar daha fazla dikkat dağınıklığı yaşayabilir. Ödevlerini yaparken zorlanabilirler. Evde ailesiyle iletişim problemi ortaya çıkabilir. Çocuklar duygusal açıdan daha öfkeli olabilir, içine kapanabilir. Özellikle sosyalleşmeyi seven çocuklar tekrar kapanmada daha çok sorun yaşayacaktır” diye konuştu.
“UYUMSUZ DAVRANIŞLAR ORTAYA ÇIKABİLİR”
Teknolojinin yoğun kullanımına dikkat çeken Dr. Güler, “Böyle durumlarda aileler çocukların eline telefon, tablet vererek onları durdurmaya çalışıyor. Ama biz daha iyi iletişim kurması için teknolojiyi daha az kullanmasını öneriyoruz. Fakat bu dönemde teknoloji kullanımı artabilir, uyumsuz davranışlar ortaya çıkabilir. Örneğin çocuk tırnağını yiyebilir. Kardeşleriyle sık sık tartışabilir. Verdikleri tepkiler çocuktan çocuğa değişir. Okulların açılma ve kapanmaları sık tekrar ederse çocuklar daha uyumsuz davranış sergileyebilir. Çünkü tutarlı ve sağlıklı bir ortamda daha sürdürülebilir tepkiler veriyorlar” ifadelerini kullandı.
“BAŞARIYI DÜŞÜREBİLİR”
DSÖ’nün sağlığı fiziksel, sosyal ve ruhsal anlamda bir bütün olarak değerlendirdiğini hatırlatan Dr. Güler, “Çocuklar tekrar evlere kapanmak zorunda kaldığında her açıdan olumsuz etkileniyorlar. Özgüven, yeterlilik duygusunda oynamalar olabiliyor. Başarıyı düşürebilir belki daha içe dönük, az ilişki geliştirmeyi seven çocukta farklı değişimler olabilir ama geneline bakarsak duyguların niteliği düşebilir” dedi.
AİLELERE TAVSİYELER
Ailelere tavsiyelerde bulunan Dr. Güler, “Bir çocuğu ikna etmenin en iyi yolu ortaya koyduğumuz davranışları neden sonuç ilişkisi içerisinde açıklamaktır. Çocuklara davranışın nedenine, süresine ve sonucuna yönelik bilgi vermeliyiz. Bu süreçte çocukların ortaya çıkaracağı duygu ve düşünceleri kabul etmek gerekiyor. Koşulsuz kabul edildiklerinde kendilerini güvende hissediyorlar. Aileler tutarlı davranırsa çocuk olumsuz davranışı bırakacaktır. Çocuklarla iletişimde kalmaya devam etmeliyiz. Duygu ve düşüncelerini sorabiliriz. Ödevlerine yardım etmeliyiz” diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz