Öğrencilerinin her şeyi oldu

Çınar ilçesinin İnanözü köyündeki Şehit Pilot Üsteğmen Cengiz İlkokulu'nda 6 yıl önce göreve başlayan Torğul, sadece eğitimle kalmadı, öğrencilerinin dünyasını da zenginleştirdi

Öğrencilerinin her şeyi oldu

Diyarbakır'ın Çınar ilçesine bağlı İnanözü köyünde görev yapan öğretmen Benan Torğul, eğitimin yanı sıra öğrencilerinin dünyasını da zenginleştirdi.

İnanözü köyündeki Şehit Pilot Üsteğmen Cengiz İlkokulu'na 6 yıl önce atanan Torğul (27), kendisine meraklı gözlerle bakan öğrencileriyle ilk göz göze geldiğinde onların dünyaya açılan penceresi olmaya karar verdi.

Köylülerin yardımı meslektaşlarının desteğiyle boya, tadilat ve bahçe düzenlemesi yaparak okulun fiziki şartlarını iyileştiren Torğul, öğrencilerine köyde bulamadıkları imkanları sunmak için çeşitli etkinlikler düzenledi, kent merkezine ve üniversiteye düzenlediği gezilerle çocukların köyden çıkmalarını sağladı.

Hiç sinemaya gitmeyen öğrencileri için okulda "sinema günleri" düzenleyen Torğul, bir sınıfta projeksiyon cihazı ile çocukları ufuklarını açacak filmlerle buluşturdu.

Müzik dersinde öğrencilerine gitar çalarak şarkılar öğreten Torğul, resim dersinde ise ebru sanatını öğretti.

Torğul, kısa sürede öğrencilerinin yaşamına dokunan çalışmalarıyla köy öğretmenini tanımlarken kullandığı "çocukların her şeyi" olmayı başardı.

"YA HEP BİRLİKTE DONACAKTIK YA DA SOBA YAKMAYI ÖĞRENECEKTİM"

Torğul, bir köyde öğretmenlik yapmanın önemini AA muhabirine anlattı. Diyarbakırlı olduğunu, atandığı köyde soğuk bir şubat gününde göreve başladığını belirten Torğul, buz gibi soğuk bir sınıfta kendisine meraklı gözlerle bakan öğrencilerle karşılaştığını söyledi.

"Çocukların ayakları ıslak, kimisi de yırtık çizmelerle gelmişti. Soba yakmayı bilmiyordum. Ya hep birlikte donacaktık ya da soba yakmayı öğrenecektim. Soba yakmaya başladım ama ilk bir hafta sınıfı duman içerisinde bıraktık." diyen Torğul, daha sonra soba yakma konusunda övünülecek bir başarı sağladığını dile getirdi.

Göreve başladığı ilk günlerde temizlik ve ısınma gibi temel ihtiyaçların karşılanması için çaba sarf ettiğini anlatan Torğul, Türkçe bilmeyen öğrencileriyle önceleri Kürtçe diyalog kurduğunu aktardı. Torğul, şöyle devam etti:

"Her sese ait görseli gösterdiğim zaman aldığım cevap Kürtçe oldu. O zaman Kürtçe kelimelerin seslerinden yola çıktım. Çocuklar okuma yazma öğrendikten sonra artık Kürtçeyi azaltarak Türkçe eğitimi artırdım. Böylece çocuklar Türkçeyi de öğrendi. İsimlerini sorduğumda cevap veremeyen çocuklar artık bana şiirler yazmaya başladı. Kompozisyonlarda rüyalarını anlatıyorlar. Bir günde neler yaşadıklarını Türkçe çok güzel ifade ediyorlar."

Torğul, hayatındaki bütün güzellikleri öğrencilerine tattırmak için çaba sarf edip, etkinlikleri sınıfa taşıdığına işaret ederek yaşamlarında fırsat bulamadıkları aktivitelerle onları buluşturduğunu ifade etti.

"AMACIMIZ MUTLU OLMALARI"

Çocukların birçok şeyi sadece televizyonda görme imkanı olduğuna dikkati çeken Torğul, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Yaşantılarında aileleriyle birlikte gittikleri bir konser, tiyatro ve sinema yok. Sınıfta projeksiyonla sinema günleri yapıyoruz. Bildiğim, yapabildiğim her şeyi onlara tattırmak istedim. Gitar çalıp, şarkı söylemek onlara heyecan veriyor, mutlu oluyorlar. Bütün amacımız mutlu olmaları."

Ders kitaplarında geçen trafik kuralı, havalimanı, asansör gibi kent yaşamına ait bazı unsurların çocukların hafızasında soyut kaldığını fark ettiğinde gezi düzenlemeye karar verdiğini anlatan Torğul, öğrencilerin bu kısa seyahat sırsında yaşadıkları heyecanın görülmeye değer olduğunu vurguladı.

"GELECEĞE YATIRIM YAPTIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM"

Torğul, çocuklara model olmak hedefinden hiç vazgeçmediğine işaret ederek "Yeri gelince müzisyen, sporcu, bilim adamı, ressam yeri gelince de okul temizleyen bir hizmetli olmaktı öğretmenlik. Benim onlardan beklentim yarın beni tedavi edecek bir doktor, belki de çocuklarıma birer öğretmen olmaları." dedi.

Öğretmenliğin de annelik gibi karşılıksız fedakarlığı gerektirdiğini belirten Torğul, "Geleceğe yatırım yaptığımı düşünüyorum." dedi.

Torğul, vicdanıyla baş başa kaldığında görevini layıkıyla yapmanın mutluluğunu yaşadığını sözlerine ekledi.

Öğrencilerden Esat Tokur, kayalıkların arasından geçerek geldiği okulda öğretmeni ve arkadaşlarıyla çok güzel etkinlikler yaptıklarını söyledi.

Aysel Ban, öğretmenlerinin kendilerini çok sevdiğini kaydederek "Onun temiz bir kalbi var. Onu iyilik perisine benzetiyorum." diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz