Öğretmen açığıyla ilgili bu sorunlar yaşanırken uygulamanın yaygınlaştırılması durumunda eğitim sistemi kuşkusuz ciddi bir krizin içine atılmış olacaktır." değerlendirmesi yapıldı.
Eğitim-Bir-Sen'den yapılan yazılı açıklamada, sendikanın, 2017-2018 eğitim-öğretim yılında 5. sınıflarda pilot başlatılan yabancı dil ağırlıklı eğitim uygulamasının zorluklarına ve risklerine yönelik bir değerlendirme yaptığı anımsatıldı.
Bu uyarıların bugün somutlaşmış sorunlar olarak, eğitim camiasının ve kamuoyunun gündemine gelmeye başladığı ifade edilen açıklamada, Türkiye genelinde 620 okul ve 100 bini aşkın öğrenciyle başlayan pilot uygulama sürecinde, karşılaşılan zorlukların yeni bir değerlendirme yapma ihtiyacı doğurduğuna işaret edildi.
Öğrencinin psikolojik, biyolojik ve nörolojik durumu göz ardı edilerek, herkese yabancı dil öğretilmeye çalışılmasının, pedagojik açıdan bazı sorunlar barındırdığına vurgu yapılan açıklamada, "Uygulamanın öznesi konumundaki öğrencinin, bireysel farklılıkları ile ilgi, istek ve yeteneğin dil öğretimindeki önemi göz ardı edilmemeli, bütün öğrencilerin cebren dahil edildiği bir yöntem yerine bireysel istek ve farklılıkların belirleyici olduğu yöntemler benimsenmelidir." denildi.
- "Ders sayılarının azaltılması ciddi bir problem"
Çocuğun psiko-sosyal gelişiminde kritik öneme sahip bir dönem olan 5. sınıfın ağırlıklı olarak yabancı dil öğretmek üzere yapılandırılmasının, ana dil, matematik, fen ve teknoloji, sosyo-kültürel bilinç ve ifade gibi yeterlilikleri ikinci plana attığı öne sürülen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Çocuğun gelişim özellikleri itibarıyla öğrenmeye en açık olduğu bir dönemde Türkçe, fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarına ağırlık verilmesi beklenirken, topyekun yabancı dil öğrenmeye odaklı bir modele maruz kalmaları hem bireysel olarak öğrenciler için hem de küresel rekabet içindeki ülkemiz için telafisi imkansız kayıplara neden olacaktır.
Çocuk gelişimi açısından kritik bir dönem olan 10 ve 11 yaşlara denk gelen beşinci sınıfta, çocuğun bedensel, zihinsel ve ruhsal gelişimi açısından önemli bir yere sahip olan görsel sanatlar, beden eğitimi ve müzik derslerinin programdan çıkarılması, öğrenci, öğretmen, yönetici ve öğrenci velilerinin haklı tepkisine neden olmuştur. Öğrencinin yeteneklerinin keşfedilip geliştirilmesinde kilit öneme sahip bu dönemde, öğrencinin kendisini tanıması, hayal dünyasını geliştirmesi, duygularını farklı yollarla ifade etmesi, öz güvene sahip olması, duygusal zekası ile farklı bakış açılarını geliştirebilmesi ve sosyal becerilerinin gelişmesi gibi işlevleri olan bu derslerin kaldırılması ya da ders sayılarının azaltılması ciddi bir problemdir."
- Gramer ağırlıklı yabancı dil eğitimi eleştirisi
Pilot başlatılan şekliyle hayata geçirilecek bir uygulamanın ileride pedagojik anlamda telafisi mümkün olmayan sorunların ortaya çıkmasına sebep olacağı savunulan açıklamada, "Bu bakış açısı, ulusal ve uluslararası mecrada kültür, sanat ve spor alanlarında yetenekli sanatçı ve sporcu yetiştirilmesi yönündeki politikaları da desteklememektedir." değerlendirmesi yapıldı.
Yabancı dil ağırlıklı pilot uygulamanın diğer derslere daha az önem verildiği için ciddi bir alternatif maliyetinin söz konusu olacağı belirtilen açıklamada, ayrıca uygulamada gramer ağırlıklı eğitim verildiği, dinleme ve konuşma etkinliklerine yeterince imkan verilmediği kaydedildi.
Eğitim-Bir-Sen'in açıklamasında, pilot okullarda öğretmen ihtiyacının karşılanamadığı belirtilerek, "Kimi pilot okulda ücret karşılığı İngilizce öğretmeni derslere girerken, kimi okullarda ise öğretmen açığı, branşı İngilizce olmayan ücretli öğretmenler tarafından kapatılmaya çalışılmaktadır. Öğretmen açığıyla ilgili bu sorunlar yaşanırken, uygulamanın yaygınlaştırılması durumunda eğitim sistemi kuşkusuz ciddi bir krizin içine atılmış olacaktır." ifadeleri kullanıldı.
Kaynak: Diyarbakır Söz