Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun asgari ücrete yapılacak ara zammı belirleme çalışmaları kapsamındaki ilk toplantısı, 13 Haziran’da toplandı. Toplantıya hükümet, işveren ve Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) adına 5’er kişilik temsilci katılım sağladı. Toplantı sonrası ücret artışına ilişkin herhangi bir rakam verilmezken, komisyonun ikinci toplantısının 19 Haziran’da yapılacağı duyuruldu. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyon (DİSK) Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, asgari ücretin belirleme sürecini değerlendirdi, taleplerini anlattı.
ASGARİ ÜCRET SORUNU
Türkiye’de asgari ücretin çok büyük bir sorun olduğunu dile getiren Görgün, emekçilerin yarısının asgari ücretle çalıştığını belirtti. Asgari ücretin yaygın ücret haline geldiğine dikkat çeken Görgün, şunları söyledi: “Avrupa’da çalışanların asgari ücretlere oranı yüzde 5-6 dolayında. Almanya’da toplam çalışanların sadece yüzde 4’ü asgari ücretle çalışıyor. Türkiye’de ise bu yüzde 50’ye yakın. Yani 7 milyon işçi, ailesiyle beraber asgari ücretle geçiniyor. Bu 10 milyondan daha fazla bir rakam teşkil ediyor. Asgari ücret diğer ücretler için de bir çıta olduğu için memur, emekli maaşlarını, toplu sözleşmelerdeki 6 ayda bir artış gibi maddeleri etkileyen yanı var.”
YÜZDE 88 SENDİKASIZ ÇALIŞIYOR
Asgari ücretin antidemokratik bir biçimde belirlendiğini söyleyen Görgün, “İşçinin temsiliyeti konusunda bir sorun var. Türkiye’de işçilerin yüzde 88’i sendikasız çalışıyor. Sendikalı olanlar TÜRK-İŞ, DİSK ve HAK-İŞ (Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu) etrafında toplanmış durumda. Tespit Komisyonuna işçiler adına sadece TÜRK-İŞ katılıyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu 4 toplantı sonucunda bir uzlaşıya varılıyor ya da uzlaşma olmadan çoğunlukla idare ediliyor. Bu 15 kişilik komisyonda TÜRK-İŞ’in bütün işçileri temsil etme kabiliyeti olduğunu düşünsek bile 10’a 5 bir dengesizlik var. Bu işin muhatabı ve belirleyicisi hükümetler oluyor. Türkiye'de de tek adam yönetimi olduğu için asgari ücreti kimin belirlediği belli oluyor” diye konuştu.
‘İLO NORMLARINA GÖRE BELİRLENMELİ’
Asgari ücretin Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) normlarına göre ele alınması gerektiğini kaydeden Görgün, “TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) gerçek enflasyon neyse bunu ortaya çıkaran bir Araştırma Kurumu ama böyle çalışmıyor, TÜFE, enflasyon sepetine ilişkin hangi malları baz aldığını açıklamıyor. TÜİK’in bunu DİSK’in kazandığı mahkeme kararına bağlı olarak açıklaması gerekiyor. TÜİK bunu da dinlemiyor. İktidarın seçim vaadiyle enflasyon sepetinden doğalgaz gibi temel bir ihtiyacı çıkardığını ilan etti. Enflasyon içerisindeki en temel girdiler doğalgaz ve enerjidir. Kaldı ki bu sadece evlerde ödenmiyor. Üretim yapan işyerinin hepsinde doğalgaz kullanılıyor. Dolayısıyla enflasyonu arttırıcı bir etkisi var. Dolayısıyla TÜİK’in açıklayacağı enflasyon gerçek enflasyonun çok altında oluyor, asgari ücret rakamları da uluslararası normlara göre belirlenmiyor” ifadelerini kullandı.
‘EN AZ 16 BİN 900 OLMALI’
Dünyada Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’da meydana gelen artışın da asgari ücrete yansıtıldığına işaret eden Görgün, şunları söyledi: “Mayıs itibariyle açlık sınırı 10 bin 600, yoksulluk sınırı ise 33 bin 700 lira. Bu her ay artıyor. Bir ailede iki kişi çalışıyorsa, bunların ücretinin toplamı yoksulluk sınırını üzerinde olmalı. Bu açıdan baktığımızda asgari ücretin 16 bin 900’den aşağı olmaması lazım. Asgari ücret yüksek enflasyon dönemlerinde 3 ayda bir belirlenir ki enflasyon karşılansın. Bu Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun da yeterli bir ücret, hükümetin seçim vaadinde söylediği gibi 500 dolar civarında olsa bile yetmez. TL üzerinde uygulanacağı için Ağustos ayında yine açlık sınırının altına düşecektir. Hesapların buna dönük, açık, şeffaf yapılması gerek. Kapalı kapılar ardında götürülüyor, bu da doğru bir yöntem değil.”
‘TÜRK-İŞ AÇIKLAMA YAPMALI’
Masada yer alan eşitsizliklerin giderilmesi talebinde bulunan Görgün, “Masanın genişletilmesini, eşit ve adil kurulmasını istiyoruz. İşçi temsilcilerinin hangi rakamı istediklerini, geçim ücreti olarak hangi rakamı baz aldıklarını kamuoyuna açıklamaları lazım. TÜRK-İŞ'in kamuoyunu hazırlaması, hangi rakamdan aşağı geçimin olmayacağını açıklaması lazım” dedi.
ÖRGÜTLENMENİN ÖNEMİ
Türkiye’nin önemli bir kısmının asgari ücret altında çalıştığına dikkat çeken Görgün, “Asgari ücret dediğimiz ücret, günlük 8 saat çalışmanın karşılığıdır ve 9-10 saat çalışıp fazla mesai almadığında ya da eksik aldığında zaten bu konuda büyük bir kesimin asgari ücret altında çalıştığını söyleyebiliriz. Türkiye’nin bütün işçilerinin, sendikalarının, partilerinin ortak derdi hak ettiği ücreti alabilmektir. Bu konuda birlikte olmak, birlikte davranmak gerekiyor. İşçinin sahibi yok. Devlet, işverenler, işçilere zaten sahip çıkmaz. Biz işçiler örgütlenirsek bu haklarımıza kavuşabiliriz” dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz