Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Avro Bölgesi krizine ilişkin ''Avrupa'daki ekonomik durum oldukça zor bir süreçten geçiyor, mutlaka pek çok ülkede tedbirler alınması gerekiyor, reformlar yapılması gerekiyor. Tamamen kurtarılamaz bir durum söz konusu değil, biz hala ümitliyiz'' dedi.
Babacan, Meksika'da katılacağı G-20 Bakanlar Toplantısı'na hareketinden önce İstanbul Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı.
Avrupa'daki ekonomik durumun oldukça zor bir süreçten geçtiğini, mutlaka pek çok ülkede tedbirler alınması ve reformlar yapılması gerektiğini dile getiren Babacan, Avrupa'da durumun tamamen kurtarılamaz olmadığını kaydetti.
Ali Babacan, şöyle devam etti:
''Biz hala ümitliyiz, eğer doğru politikalar uygulanırsa, doğru adımlar atılırsa tedrici bir düzelme süreci de başlayabilir. Ama öylesine ağır bir borç yükü, öylesine yüksek bütçe açıkları ile karşı karşıya ki Avrupa, bunun aşılması, borç yükünün makul seviyelere indirilmesi yıllarca sürecek. Hatta bazı ülkeler için belki on yıllar sürecek. Doğru politikalar uygulandığında tedrici düzelme olabilir. Ama doğrular yapılamazsa, adım atılmazsa mevcut durumdan da zor bir tabloyu görmek söz konusu olabilir.
Dolayısıyla bu ülkelerin elinde her ülke kendi evini derleyip toparlarsa, kendi evini düzenlerse, kendi yapması gerekenleri yaparsa, sorun önemli ölçüde çözülecektir. Tabii Avro Bölgesinde de mutlaka ülkelerin birbirleriyle koordineli, birbirleriyle uyumlu politika izlemeleri gerekiyor. Tek para birimi kullanıyorlarsa, bu tek para kullanmanın gereğini diğer politika alanlarında da yapmalılar. Maliye politikası alanında da tek para biriminin gerektirdiği adımları Avro Bölgesine üye olan ülkeler atmalılar.''
BDDK ve TMSF ile ilgili düzenlemeler
Bir gazetecinin, ''Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ile ilgili düzenlemelere'' ilişkin sorusu üzerine de Babacan, şu cevabı verdi:
''Bununla ilgili biz açıklamamızı dün yaptık. Sürecin nasıl geliştiğini de anlattık. Burada Başbakanlık bürokrasisi bir hukuki boşluğu doldurmak için Meclis'le direkt kontak kurmuş ve böyle bir işe başlamışlar. Gerçi arkadaşlar da aradılar özür dilediler. Biz bir teknik düzeltme olarak gördük bunu, onun için şey yapmadık. 'Kusura bakmayın' diye defalarca özür de dilediler. Ama bu artık olmuş bitmiş bir şey. Çok önemli değil. Biz zaten bunun ötesindeki düzenlemeleri yapacağız.
Evvelsi gün akşam sayın Başbakanımızla bunların hepsini konuştuk. Doğrusu nedir? Bunun üzerinde de Sayın Başbakanımızın kati talimatlarını aldık. Dolayısıyla bu yönde düzenlemeler yapılacak, 5 artı 5 sistemini getireceğiz. Şu andaki teklifteki olduğu gibi sürekli bir ucu açık, BDDK ve TMSF üyeliği ya da başkanlığı söz konusu olmayacak. Hatta süreyi 6 yıldan 5 yıla indireceğiz ve en fazla, bir üye iki dönem atanabilecek. 10 yılla toplam görev süresi geçemeyecek. Bir hukuki boşluğu doldurma çabasından dolan bir iletişim hatası diyelim. Ama arkadaşlar bir daha olmayacağı konusunda özürlerini bize ilettiler, ifade ettiler.''
Otomotivde vergi indirimi
Başbakan Yardımcısı Babacan, lüks oto ve ticari otoda vergi indirimine ilişkin de ''Bizim gündemimizde böyle bir şey yok. Teknik çalışma, herkes her yerde yapabilir. Ama hükümetimizin gündeminde böyle bir şey yok'' dedi.
''Kira Sertifikası ihracı bu yıl başlayacak''
Kira sertifikası çalışmalarına ilişkin de bu yıl içerisinde bununla ilgili yasal düzenlemeyi yapacaklarını belirten Babacan, şunları kaydetti:
''Bu yıl içerisinde ihraca başlayacağız. Kira sertifikası bu enstrümanın adı. Tam zamanlaması konusunda şu ay, şu gün demem mümkün değil. Hem yasama süreci açısından mümkün değil. Hem de piyasa şartlarının oluşması gerekiyor. Ama talep olacağına biz inanıyoruz. Bu finansman enstrümanına dünyada ilgi giderek artıyor. Avrupa da gittikçe artan miktarlarda ihraç yapıyor.
Bugün pek çok Avrupa ülkesi, Avrupa yerel yönetimleri dahil bu tür araçları ihraç etmeye, çıkartmaya başladılar. Türkiye için de aslında geç kalınmış bir konudur. Hızla hareket edip bu yıl içinde bunun başlaması gerektiğini düşünüyoruz.''
Kaynak: Diyarbakır Söz