İlçenin 4 bine yakın nüfusunun hayvancılık yaptığı göçerler, baharın gelişiyle birlikte 1919 rakımlı Karacadağ'ın eteklerine yerleşmeye başladı. Konuşlandıkları dağ eteklerinde, günlük yaşamlarını kıl çadırlarda sürdüren göçerler, hayvanlarla birlikte her gün kilometrelerce yol kat ediyor. Çobanların otlattığı hayvanlar, belirli aralıklarla sağılıyor.
Hayvanlardan elde ettikleri taze sütü, bölgeye gelen mandıracılara satarak geçimlerini sağlayan göçerler, teknolojiyi de yanlarında götürdükleri güneş panelleri aracılığıyla kullanıyor. Güneş panellerinden elde edilen elektrikle sadece cep telefonlarını şarj edebilen göçerler, 9 ayı bölgede geçiriyor. Yazın güneşli ve serin geçen dağ eteklerinde hayvancılık yapan göçerler, kışla birlikte yeniden ilçeye dönüyor.
Göçerlerin hayvanları
Dağdaki göçerlerden 7 kişilik Akhanım ailesi de, 300 koyunuyla birlikte Karacadağ'a konuşlandı. Hayvancılıktaki en büyük yükün kadınların üzerinde olduğunu belirten Nuriye Akhanım, 40 yıldır göçebe hayatı yaşadığını söyledi. Nuriye Akhanım, hayvancılığın zor bir meslek olduğunu kaydederek, "60 yaşındayım ve 40 yıldır göçerlik yapıyorum. İşim her zaman aynı. Sürekli hayvanlarla uğraşıyorum. Göçerlikten başka da bir şey bilmiyorum" dedi.
Arif ve Nuriye Akhanım çiftinin 7 yıldır çobanlık yaptığını ifade ettiği 17 yaşındaki Hamza Akhanım ise, sürekli köy ile Karacadağ arasında hayvan otlattığını anlattı. Hamza Akhanım, bulunduğu alan dışında başka bir yere gitmediğini de sözlerine ekledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz