Bu yıl bahar aylarında meydana gelen aşırı yağışların etkisiyle gecikmeli başlayan hububat hasadında, verim ve kalitedeki düşüş çiftçileri mağdur etti. Buğday fiyatlarındaki düşüşün yansıra, döviz kurlarında yaşanan artış ile beraber mazot, gübre, tohum ve zirai ilaçların fiyatlarının yükselmesi girdi maliyetlerini artırdı.
DANE KAYBI VE ANIZ
Diyarbakır'da yılın ilk buğday hasadı yapılırken, Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu dane kaybı ve anız yangınları konusunda çiftçileri uyardı. Bu yıl 2 gün önceden buğday hasadına başladıklarını belirten İskenderoğlu, dolunun vurmadığı yerlerde buğday ve arpanın iyi olduğunu fakat dolunun yağdığı yerlerde sıkıntıların olduğunu söyledi. İskenderoğlu, "Genele baktığımızda bu yılki hasat geçtiğimiz yıldan daha iyi görünüyor. Bakanımızın geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada, buğday fiyatlarının yükseltildiği müjdesini vermişti fakat, girdi maliyetlerinde yüzde 75 ve yüzde 85 gibi bir artış oldu. Gübre, mazot ve sulama fiyatları çok fazla yükseldiği için biz çiftçiler olarak tarım bakanımızdan ricamız var, çiftçi ve üreticilerimizin diğer ülkelerdeki çiftçi ve üreticilerle rekabet etmesi için, çiftçinin desteklenmesi ve primlerinin zamanında ödenmesi lazım. Bakanlığının son yaptığı açıklamada çiftçilere daha çok destek niteliğinde bir açıklamaydı. Bu açıklama çiftçilerin ve bizleri memnun etti. Bakanlığın çiftçiye yönelik desteklerinin artırılmasını istiyoruz" dedi.
BÖLGEDEKİ MAHSUL
Şu an kuru arazide hasada başladıklarını dile getiren İskenderoğlu, şöyle devam etti: "Biz Yenişehir olarak kuru denen arazileri biçmeye başladık. Verim rekoltesi 400-510 kilo arasında değişiyor. Bu bakımdan mahsul gayet iyi durumdadır. Süne ile ilgili çalışmalar yaptık, tedbirlerimizi aldık. Sonuç olarak verim çok iyi oldu. Önümüzdeki hafta sulu arazide hasada başlayacağız. Veriminde az bir kaybımız oldu tabi buda son haftalarda etkili olan dolu yağışıydı. Dolu yağışı olmasaydı, verim de yüzde yüze ulaşacaktık."
ANIZ HAKKINDA UARDI
Anız yakılmasının hem tehlikeli hem de zararlı olduğunu ifade eden İskenderoğlu, "Bu araziler bana dedemden ve babamdan kalma arazilerdir. Ben kendimde çiftçi olduğum için kesinlikle anızların yakılmasına karşıyım. Yakılması doğaya zararlıdır. Yararlı böcekleri öldürüyor. Ne kadar zararlı böcek varsa o kadar da yararlı böcek vardır. Anız yakıldığı zaman yararlı zararlı bütün böcekler ölüyor ve ekoloji denge bozuluyor. Dolayısıyla bu doğanın dengesi açısından da kötü oluyor. Atmosfere de zarar vererek hava kirliliğine neden oluyor. Buradan sizin aracılığınızla tüm Türkiye'deki çiftçilere sesleniyorum, anızların yakmayın önüne geçin" diye konuştu.
ÇİT SÜRMELİLERDİR
Çiftçilere hasat konusunda tavsiyelerde bulunan İskerderoğlu, şöyle dedi: "Çiftçilerimiz, arpa, buğday ve mercimek hasadını yaptıktan sonra çit sürmelidirler. Pulk ile derin ekim sürmek gerekiyor. Bu sayede kışın fare çıkmamış oluyor. Aynı zamanda zabrus denilen buğday böceklerine karşı önlem alınmış oluyor. Derin ekimin her halükarda çiftçiye olumlu getirileri vardır." -
BİÇERDÖVER İŞİNE YÜZDE 75 ZAM
Köyünde 200 dönümlük bir buğday tarlasında hasat yapan biçerdöver şoförü Mehmet Kızıl, geçtiğimiz yıla göre verimdeki düşüşten şikayetçi. Biçerdöver sahipleri olarak geciken hasattan ve yakıt fiyatlarının yüksek olmasından kendilerinin de etkilendiğini aktaran Kızıl, önceki yıl Haziran ayında başka bölgelere hasat amacıyla gittiklerini; ancak bu yıl gidemediklerini kaydetti. Hasadı buğday sapı karşılığında gerçekleştirdiğini kaydeden Kızıl, “Daha önce 2 bin TL’ye yaptığımız işi şimdi 3 bin 500 TL’ye yapıyoruz. Bizim gibi çiftçi de bundan etkileniyor” dedi.
'MAZOT 6 TL OLDU ANCAK BUĞDAY HALEN 1 TL'
620 dönümlük buğday ekili arazisinde hasada başlayan çiftçi Mesut Coşkun ise önceki yıl, dönümünde 500 ila 600 kilogram ürün aldığını, ancak bu yıl bunun 300 ila 350 kilograma kadar düştüğünü paylaştı. Hasat zamanına kadar 170 bin TL masraf yaptığını dile getiren Coşkun, masraflarının daha da devam edeceğine işaret ederek, "Bu şekilde devam ederse hasat sona erdiğinde elimize geçecek olan para 180 bin TL civarında olacak. Bu da zarar ettiğimiz anlamına gelecek” diye konuştu.
Bir sonraki dönemde ekin yapıp yapmama konusunda kararsız olduğunu belirten Coşkun, “Daha geçen sezonun borçlarını ödüyoruz. Tarlayı süremiyorum, çünkü mazot çok pahalı. Çiftçi perişan durumda. Mazot 3 TL iken de buğday 1 TL idi. Mazot 6 TL oldu, buğday yine 1 TL civarında” ifadelerini kullandı.
BANKA BORÇLARI ENDİŞESİ
Aynı köyde 120 dönüm ekili buğday tarlası olan Halil Coşkun da, kalite ve verim düşüklüğünden dertli. Girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğinin altını çizen Coşkun, ikinci ürünü ekip ekmeme arasında kararsız olduğunu ifade ederek, "Bankalara borçluyuz. Faizler de yükseldi. Borcumuzu ödeyip ödeyemeyeceğimizin endişesini yaşıyoruz" dedi.
‘GİRDİ MALİYETLERİ İNDİRİLMELİ’
Çiftçiler Derneği Başkanı Mikail Erbey de, çiftçinin yaşadığı zarara dikkat çekti. Tarım Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) vermiş olduğu fiyatın önceki yılın fiyatına göre değerlendirilemeyeceğini kaydeden Erbey, girdi maliyetlerinin üçe katlandığını, bu nedenle TMO’nun belirlediği fiyatın düşük olduğunu ve girdi maliyetlerinin bir an önce indirilmesi gerektiğini söyledi. Bunun yanı sıra yerli una getirilen ihracat yasağının da 1 Nisan itibariyle kaldırılacağının kendilerine söylendiğini, ancak kaldırılmadığını kaydeden Erbey, yasağın kalkması gerektiğini vurgu yaptı.
ÇİFTÇİLERE ANIZ UYARISI: TOPRAK CANLIDIR, YAKMAYALIM
Hasat dönemiyle ilgili bir çağrı da çiftçilere yapan Erbey, anız yakmaları ve olası yangınlara karşı şunları söyledi: “Bütün arazilerimizin içinden sulama yapabilmek için enerji nakil hatları geçiyor. Birkaç gündür istemediğimiz durumlar yaşanıyor. Ekinler ateş alıyor. Çiftçilerimiz ikinci ürün yakmak için anız yakmayı düşünebilir, ama biz anız yakmamalarını söylüyoruz. Anız yakılması toprağa ve toprağın içindeki canlıya zarardır. Anız çevreye verdiği kirlilikten dolayı zararlıdır. Anız yakılmadan yapılan ekin daha verimlidir. Çünkü anız içindeki mineraller yakılmadığı zaman toprakta kalıyor. Geleceğimizi karartmayalım. Bir insan vücudu yandığı zaman eski haline döner mi? Dönmez. Toprak da aynı öyledir. Toprak canlıdır, toprağı yakmayalım.”
Kaynak: Diyarbakır Söz