Doğu Anadolu Projesi (DAP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı'nca Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'nde düzenlenen ''Doğu Anadolu Bölgesi Hayvancılık Çalıştayı''na katılmak üzere Elazığ'dan karayoluyla Bingöl'e gelen Yılmaz, Bingöl-Elazığ karayolu Yado Çeşmesi mevkisinde Vali Mustafa Hakan Güvençer, Belediye Başkanı Serdar Atalay ile kalabalık bir grup partili tarafından karşılandı. Buradaki tesislerde kendisine ikram edilen Bingöl kavurmasını yiyen Bakan Yılmaz, daha sonra Bingöl Üniversitesi'nde düzenlenen ''Doğu Anadolu Bölgesi Hayvancılık Çalıştayı''na katıldı.
21'inci yüzyılın stratejik sektörüdür'
Bakan Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, kalkınma ajanslarını, bölgesel kalkınmada önemli aktörler olarak gördüklerini belirterek, ''Geçmişte de bölgesel çalışma planları yapardık, yıllardır da yapıyoruz. Çünkü Türkiye'nin en önemli meselelerinden bir tanesi de bölgesel gelişme meselesidir. Gelişmişlik olarak Türkiye ortalamasının altında olan Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Doğu Karadeniz Bölgesi ve Orta Anadolu'nun belli kesimleri var. Buralara dönük olarak uzun zamandır belli politikalar ortaya konuluyordu, tartışılıyordu. Maalesef bunun kurumsal ve finansal ayağı eksikti. Son 10 yılda, yeni kurumsal yapılarla, yeni programlarla bölgesel politikamıza ayrı bir güç vermiş durumdayız'' dedi.
Kamu yatırımlarında Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Doğu Karadeniz Bölgesi ve Orta Anadolu'yu öncelikli alanlar olarak gördüklerini anlatan Yılmaz, şöyle dedi:
Kamu yatırımlarında Güneydoğu
''Doğu Anadolu Projesi, Güneydoğu Anadolu Projesi, Konya Ovası Projesi ve Doğu Karadeniz Projesi ile bu bölgeleri diğer bölgelere yakınlaştırmaya çalışıyoruz. Ne kadar öncelik verdiğimizi göstermek maksadıyla birkaç rakam vereyim. Bundan 10 yıl önce toplam kamu yatırımlarımız içinde bu dört bölgeye ayırdığımız kaynak, önce yüzde 20'lik bir paya sahipti. Geçtiğimiz yıl bu yüzde 35 civarlarına yükseldi. Bu kamu yatırımları açısından ne kadar büyük önem verdiğimizi açık bir şekilde gösteriyor. Yollarıyla, üniversiteleriyle, hastaneleriyle, kırsal alana yaptığımız yatırımlarıyla, birçok alandaki çabalarımızla bu bölgelerimizin daha iyi bir noktaya çıkması için gayret ediyoruz. Fakat sadece kamu yatırımlarının yeterli olmadığının da farkındayız. Bu bölgelerimizde aynı zamanda özel sektör, girişimciler, çiftçiler tüm bunların katkılarıyla ancak kalkınmayı gerçekleştirebiliriz.''
Sadece kamu yatırımlarıyla değil, teşvik politikalarıyla da bölgeleri desteklediklerini anlatan Yılmaz, 6'ıncı bölge kapsamında yer alan illerde her türlü desteği sağlamaya çalıştıklarını anımsatarak, ''Sadece teşvik sistemi içerisinde değil, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın kısal kalkınma destekleriyle, ajanslarımızın mali destek programlarıyla, yine bölgesel kalkınma idarelerimizin çabalarıyla bu bölgelerimizde daha farklı bir ekonomik ortamı oluşturmaya çalışıyoruz'' diye konuştu.
-''AB karşısında rekabet gücünü artırmaya çalışıyoruz''-
Yılmaz, Doğu Anadolu Projesi'nin Türkiye nüfusunun yüzde 8'inin yaşadığı 14 ili kapsadığını ve bu bölgenin karasal bir yapıya sahip olmasının ulaşım, ulaşım maliyetleri anlamında dezavantajları olan, iklim koşulları anlamında belli özellikleri olan bir bölge olduğuna işaret etti.
Bu kadar geniş bir coğrafyada, bu kadar ili kapsayan bir bölgede, tek bir eksen altında düşünmenin her zaman doğru olmadığını ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:
''Bir taraftan Ağrı, Ardahan, Iğdır, Kars gibi illerimizin olduğu Kuzeydoğu Anadolu bölgemiz, Erzurum, Gümüşhane, Bayburt'a kadar gelen, diğer taraftan Van havzası diyeceğimiz Muş, Bitlis, Van, Hakkari gibi illerimizin olduğu alan, bir taraftan Malatya, Elazığ, Bingöl Tunceli'den oluşan 4 tane alt alandan oluşan bir bölgemiz. Bu bölgemize dönük olarak birçok farklı programlar farklı tedbirler düşünülebilir. Hepsi için ortak olan bir özellik varsa o da hayvancılık. Hayvancılık bu bölgemiz için hayati bir sektör. Büyükbaş hayvancılıktan, küçükbaş hayvancılığa, su ürünlerinden, arıcılığa, kümes hayvancılığına kadar çok geniş bir yelpazede bu bölgemizdeki hayvancılığı ele almak ve geliştirmek durumundayız. Tarım ve hayvancılık, emek yoğunluğu ve katma değeri yüksek bir alan. Bir taraftan ülke olarak hayvancılığı geliştirmeye çalışırken, bir taraftan da Avrupa karşısında rekabet gücünü artırmaya çalışıyoruz. Bunun için tabii geleneksel hayvancılığın ötesine geçen, daha büyük ölçeklerde, daha verimli bir işletmeciliği de yerleştirmek durumundayız.''
-''Tarım ve hayvancılık 21'inci yüzyılın stratejik sektörü''-
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, son dönemlerde hayvancılık açısından önemli atılımlar yaptıklarını bildirdi.
''Hayvancılığı ne kadar geliştirirsek, ne kadar verimli ve rekabetçi hale getirsek, hem üreticilerimiz iyi gelir elde eder, refahı yüksek bir hale getiririz hem de tüketiciler açısından daha ucuza daha nitelikli daha kaliteli beslenme imkanları sağlarız'' diyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Tarım alanları geçmişte sanayileşme söylemi içerisinde biraz ikinci plana itilmiş fakat ben Kalkınma Bakanı olarak şuna yürekten inanıyorum, tarım ve hayvancılık sektörü 21'inci yüzyılın stratejik sektörü. Küresel ısınmayı, artan nüfusu ve değişen tüketim kalıplarını düşündüğünüzde, ülkelerin gıda güvenliği giderek stratejik bir hale geliyor. Hem ekonomik anlamda hem de başka boyutlarıyla birlikte tarım sektörü kritik bir konumda fakat tarımda az önce söylediğim gibi eskisi gibi anlaşılmamalı daha profesyonel daha bilgiyle teknikle pazar şartlarıyla bütünleşmiş bir şekilde hayata geçirilmelidir.''
Yılmaz, hayvancılık konusunda Bingöl'de güzel gelişmeler yaşandığını, hayvan sayılarında, kalitesinde ve stokunda iyileşmeler görüldüğüne değindi.
Kaynak: Diyarbakır Söz