Zam hamlesinin ayrıntılarını paylaşan Uğurlu, “EPDK’nin açıklamasında yer alan ‘mesken abonelerince 100 kilovatsaat (kWh) elektrik enerjisi için vergi ve fonlar dahil olmak üzere 61,8 lira ödenecektir’ şeklindeki ifadenin yer alması yaklaşık yüzde 15’lik artışı doğrulamaktadır. Ocak-Haziran 2019 döneminde 100 kWh’lık tüketim için mesken aboneleri 53.8 TL ödemişti” dedi.
Dört kişilik bir aile üzerinden hesaplama yapan ve artışı gözler önüne seren Uğurlu, şu değerlendirmeleri yaptı:
“4 kişilik bir ailenin asgari geçim standartları için aylık tüketeceği elektrik enerjisi miktarı 230 kWh olarak kabul edilmektedir. Aynı hesaplama ile aylık ortalama konut faturası 123.6 TL’den 18.5 TL artışla 142,2 TL’ye yükselmektedir. Net asgari ücretin 2020 TL olduğu göz önüne alındığında elektrik faturasının asgari ücretlinin maaşından aldığı pay yüzde 6.1’den yüzde 7’ye yükselmiştir.”
Piyasanın kontrolüne terk edilen ve iktidarın günü birlik ihtiyaçlarına doğrultusundan şekillendirilen bu temel alt yapı alanındaki sorunlar genel ekonomiye ciddi yükler oluşturacak boyutlara ulaşmıştır. EPDK’nin yaptığı açıklamada her ne kadar ‘maliyet bileşenlerinde oluşan artışlar nedeniyle’ dense de zam ve indirim kararları ekonomik gerekçelerden daha çok siyasi gerekçelerle verilmektedir.”
"1 Nisan'da neden değişmedi?"
“Elektrik tarifeleri yıllardır Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarının ilk günü geçerli olmak üzere yılda 4 kez belirleniyor. Geçen yıl EPDK bu rutin döngüyü beklemeden bazı aylarda maliyet artışı gerekçesiyle ‘acil’ zam da yapmıştır. Bu yıl ise ocak başında yapılan indirim ardından 1 Nisan 2019 tarifesinde zam yapma ihtiyacı hissedilmemiştir. Yerel seçimlerden hemen bir gün sonra yürürlüğe girecek zam açıklanmamışken, 1 Temmuz 2019 itibariyle yüzde 15’lik zam yapılması manidardır. Başta döviz kuru olmak üzere maliyet bileşenlerinde geçtiğimiz 3 ay içinde bu kadar büyük bir artış söz konusu olamaz. Maliyet artışı söz konusuysa 1 Nisan’da neden tarife değiştirilmemiştir?
Kaynak: Diyarbakır Söz