Petrol çatısı altındaki bütün sektörün petrol ve doğalgaz ailesini oluşturduğunu ve hepimizin bir masa etrafında toplandığımızı bir kez daha vurgulamak isterim. Yürüttüğümüz diyalog ve uzlaşı ile beraber buradan çıkacak ortak kararların mutlaka uygulanacağını bilmenizi isterim. Yeter ki doğru şeyleri savunuyor olalım. Doğru şeyleri savundukça da daha çok güçleneceğimizi vurgulamış olalım. O yüzden ben hem PETFORM Petrol İşleri Genel Müdürlüğümüze bu zemini oluşturdukları için teşekkür ediyorum" diye konuştu.
YERLİ KAYNAĞIN ÖNEMİ
Bakan Yıldız, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın başında bulunduğu toplam 46 şirketin binlerce istihdam sağladığını belirterek, "Geçen yıl içinde, 2011 yılında 4.3 milyar TL'lik de vergi oluştu. Bu vergi ülkemiz için de ne kadar önemlidir. Dünya petrol üretiminde hükümetlerimiz iktidar olmadan önce yaklaşık 72 milyon varillik üretim vardı. Geldiğimiz noktada 88-89 milyon varillere çıktığını görüyoruz. Ve bu rakamın 2035 yılında da 150 milyon varil civarında olacağını söyleyebiliriz.
Bu şu demek; petrol ve doğalgazın, hatta 2050 yılına kadar uluslararası enerji ajansının yaptığı öngörülerle dünya enerji üretiminin en az yarısını karşılayacak olmasıdır. Böyle bir gerçekle karşı karşıyayız. O yüzden bir yandan ithalata bağımlılığını azaltmaya çalışan ülkeler, diğer yandan da arama faaliyetleriyle bildiğiniz gibi yerli kaynak haline getirmeye çalışıyor" diye konuştu.
"ORAN OLARAK ÇİN'DEN SONRA İKİNCİ SIRADA BÜYÜYEN TÜRKİYE"
Doğalgaz kullanımına gün geçtikçe daha fazla ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Bakan Yıldız, şunları söyledi:
"Dünya enerji talebinin 2035'de yüzde 25'ten daha fazla doğalgazın böyle bir arz noktasına ulaşabileceği öngörülüyor. Milyar dolarlardan bahsediyoruz. Uluslararası ilişkilerin önemli olduğunu bir kez daha söylemek istiyorum. Büyüme rakamlarına baktığımızda OECD ülkeleri dışında özellikle 2035 yılına kadar, hatta 2050 yılına kadar dünya büyümesinin ana orijinin OECD üyesi olmayan üç ülkenin karşılayacağı belirtiliyor. Çin, Hindistan ve Rusya. OECD ülkelerinin analizini yapmaktan ziyade dünyanın genel olarak sektöre baktığımızda büyüme rakamlarının Çin'de çok heyecanlandırıcı bir noktada olduğunu söylemeliyiz. Oran olarak Çin'den sonra ikinci sırada büyüyen Türkiye.
Hatta zaman zaman 4 ülke arasında yer almaktadır. Türkiye'nin büyümesini ve bu değişimi yönetim işini de petrol ve doğalgaz işinde de zikrediyor olmamız lazım. 10 yıl önce tereddütle karşılanan ancak şu anda hem vicdanlarda hem de akıllarda yerini bulan 2023 yılı hedeflerimiz var, dünyada ilk 10 ekonomi arasına girmek yönünde. Biz buna ulaşabiliriz bütün sektörlerimizle beraber. Enerji başta olmak üzere onun önünü açacak, büyümenin önünü açabilecek bütün arz hareketlerini geçirebilmemiz lazım. Bu amaç doğrultusunda aslında ülkemizin enerji ihtiyacının yüzde 29'u petrolden, yüzde 31'i de doğalgazdan karşılanmaktadır."
"ÇOK FAZLA ARAMA ÇALIŞMASI YAPMALIYIZ"
Bakan Yıldız, "Hemen hemen 30 milyon ton civarında olan tüketimimizin yüzde 92'sini ithal ettiğimizi, geçtiğimiz yıl içerisinde 39 milyar metreküp civarında doğalgaz kullanımının hemen hemen yüzde 97.5'unu ithal ettiğimizi düşünürsek çok fazla arama faaliyetleri ile çalışma yapmamız gerektiğini görürüz. İthalat rakamlarımız açıklandı. 141 milyar dolar ve toplam ithalatımızın hemen hemen yüzde 20'sine karşılık gelen enerji alanındaki ithalatımızı görüyoruz. 54.1 milyar dolar olarak açıklandı.
Bunun ulaştırma sektörüne ait olan ve toplam 16 milyon araç tarafından kullanılan ham petrolün şu anda enerji talebinin daha önünde ithalatta payı olduğunu söylemeliyiz. Bu önemli bir tespit. Şu ana kadar bunların her birisinin enerji sektöründe kullanılıyor yaklaşımı vardı. Bu doğru yaklaşım değil. Adının enerji kaynağı olması, ham petrolün olması, illa enerji sektöründe kullanıldığı anlamına gelmiyor. Hatta yüzde 8.5-9'lar civarında enerji kaynakları, yüzde 12'ler civarında da ulaştırma sektöründe kullanıldığını s f6nce yaklaşık 72 milyon varillik üretim vardı. Geldiğimiz noöylemeliyiz. Biz elektrik üretimi olarak petrol ve türevlerinden özellikle kaçmaya özen gayret ediyoruz. Çok sıkıştığımız anlar dışında petrol ve türevlerini bu anlamda kullanmak istemiyoruz. Dolayısıyla hemen hemen yılda 1 milyon araç civarında artan araç trafiğine karşın ulaşım sektöründe daha fazla kullanılacak anlamına geliyor. Tabii bunları tüketirken belli bir tasarruf çerçevesinde, israfa kaçmadan tüketilmesinin doğru
olduğunu söylemeliyiz" şeklinde konuştu.
"SUUDİ ARABİSTAN'LA KUYU SAYISI AYNI"
Petrol ve doğalgaz arama sektöründen de bahseden Bakan Yıldız, "Arama sektörünün son 7-8 yılına baktığımızda 1954 yılından bu yana potansiyel petrol alanlarımızın karasal ancak yüzde 20'si, denizlerde ise ancak yüzde 1'i taranabilmiş durumda. Aslında bu oranların hala düşük olduğunu, daha çok şey yapmamız lazım geldiğini buradan anlıyoruz. Karalarda yaptığımız aramaların yüzde 75'i Güneydoğu Anadolu'da, yüzde 17'si Trakya'da ve yüzde 8'i diğer bölgelerimizde gerçekleşti. 1934- 2011 yılı arasında toplam 4 bin 103 kuyu açıldı, 7.6 milyon metre sondaj gerçekleştirildi. Açılan arama kuyularının 118 tanesinde petrol, 51 tanesinde de doğalgaz sahası keşfi yapıldı. Toplam 169 üretim sahasında bin 180 kuyuda ham petrol ve 283 kuyuda da doğalgaz üretimi yapılmakta. Bu üretimlerin içerisinde günlük bir varil aldığımız kuyu da var, günlük 700 varil aldığımız kuyu da var. Bir varil aldığımız ne diye çalışıyor diyorsanız, damlaya damlaya göl olur diye düşünüyoruz. Bin civarında TPAO'nun elinde kuyu var. Suudi Arabistan bugün üretimini hemen hemen yaklaşık bu kadar kuyudan elde ediyor. 48-50 bin varillik toplam yerli üretimin sayısı da özel sektörle beraber hemen hemen Suudi Arabistan'a yakın bir üretim kuyusuyla beraber, sayı açısından baktığımızda sayılarının hemen hemen birbirine eşit olduğunu görürüz" dedi.
"ARAMA FAALİYETLERİNE AYIRDIĞIMIZ BÜTÇE 700 MİLYON DOLAR CİVARINDA"
Bakan Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti:
"Karadan, denizlerin maliyetinin çok farklı olduğunu biliyoruz. Özellikle AK Parti hükümetlerimizle beraber arama faaliyetlerine ayırdığımız bütçenin 700 milyon dolar civarında olduğunu söylememiz lazım. Özel sektörle yaptığımız anlaşmalar bunun dışında. 2002 yılında 40 milyon dolar civarında ayrılmışken, bugün 700 milyon dolar civarında ayrılmış olması, hemen hemen 18 katına varan bir arama faaliyetlerini gösteriyor. 2002'de 50 bin metre civarında olan sondaj uzunluğumuz 2011'de 300 bin metre civarına çıktı. Bu da 6 kartlık bir artış yaşandı. Geçtiğimiz 9 yıl içinde 1.8 milyon metre sondaj rakamına ulaşıldı. Eğer petrol varsa bunu bulmalıyız, eğer doğalgaz varsa bunu bulmalıyız. Önceden bulduk ettik demiyoruz, bulmak için çalışmalarımızın ve gayretlerimizin devam ettiğini belirtmek isterim."
"COĞRAFYANIN AVANTAJI KULLANILMALIDIR"
"Türkiye coğrafyasından kaynaklanan avantajlar kullanmalıdır" diyen Bakan Yıldız, "Türkiye'nin etrafında dünya doğalgaz ve petrol rezervlerinin yaklaşık yüzde 70'i bulunmakta. Bu çok ciddi bir rakam. Önemli bir uluslararası ham petrol ve doğalgaz ile alakalı geliştireceğimiz projelere işaret etmekte. Burada önemli bir uluslararası ilişkililere yol açan bir konu olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bizim önem verdiğimiz bir konu, hükümetlerimiz iktidara geldiğinde gerek İran'la, gerek Azerbaycan'la, gerek Rusya'yla, gerek Türkmenistan'la, gerekse Irak ile geliştirdiği enerji ilişkilerinin, projelerinin somut sonuçlarını almaya başladık. İnşallah önümüzdeki dönemde artık doğudaki doğalgaz kaynaklarının batıdaki tüketim kaynaklarına ulaştırılması önemli olacaktır. PİGM, bakanlık nezdinde çalışmalarını yürütmekte. Kanuna koyacağınız katkılara, eleştirilere önem veriyoruz. İthal ettiğimiz kaynakların yerli kaynaklar haline gelebilmesi noktasında çalışmış bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.
Bakan Yıldız'ın konuşmasının ardından sektör temsilcilerinin sunumlarına geçildi. Toplantıya Türkiye'de arama ve üretim faaliyetinde bulunan yerli ve yabancı firmaların yöneticileri katılıyor.
Kaynak: Diyarbakır Söz