Türkiye'de 45 yaş altı çalışanların Bireysel Emeklilik Sistemi'ne (BES) otomatik katılımını sağlayacak düzenlemeyle yüzde 15 seviyesinde bulunan gayri safi milli tasarruf oranının artış göstererek, 5 yıllık bir süreçte yüzde 20 düzeyine yükseleceği tahmin ediliyor.
Odeabank Ekonomik Araştırma ve Stratejik Planlama Müdürü Şakir Turan, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin yurt içi tasarruflarının milli gelire oran olarak düşük seviyede kalmasının ülkenin dışsal şoklara duyarlılığını da artırabildiğini söyledi. Bu nedenle yurt içi tasarrufları artırmaya dönük olarak BES'e otomatik katılım düzenlemesini önemli bir adım olarak gördüklerini dile getiren Turan, düzenlemenin uzun vadede Türkiye'ye hem ciddi bir kaynak sağlayabileceğini, hem de gelecek kuşaklarda tasarruf bilincinin artırılmasına katkıda bulunabileceğini belirtti.
Hesaplamalara göre 10 yıl sonra sistemde yaklaşık 100 milyar liralık birikim olabileceği varsayıldığını anlatan Turan, bu öngörünün gerçekleşebilmesi için sistemin geniş tabana yayılmasının önemli olduğunu ifade etti.
BES'te otomatik katılım düzenlemesinin etkilerinin uzun vadede görülebileceğine işaret eden Turan, yurt içi tasarrufların milli gelire oran olarak eşik değerin en azından yüzde 20’lerin üzerinde olmasının arzu edildiğini, BES uygulamasının ve yapılacak diğer yapısal reformların başarısına bağlı olarak 5 yıl gibi bir sürede bu rakama ulaşılabileceğini kaydetti. Turan, "Gelişmekte olan ekonomilerde yurt içi tasarrufların milli gelire oranında ortalamanın yüzde 25 civarında olduğunu düşündüğümüzde makul bir sürede bu seviyeye çıkmak 10 yıl gibi bir süreyi alabilir." görüşüne yer verdi.
Sistemin gözetimi ve denetimi için bir üst kurul kurulmalı"
Sistemin gözetim ve denetiminden sorumlu bir üst kurulun kurulmasının da gerekli olduğunu vurgulayan Turan, bu üst kurulun hem sistemin sağlıklı işlemesine hem de katılımcıların güveninin ve sistemde daha uzun süre kalmasına katkıda bulunabileceğini ifade etti. Bu sayede de sistemden elde edilecek faydanın artacağına dikkati çeken Turan, yurt içi tasarrufları artırmak için otomatik BES dışında tasarrufları artırmaya yönelik bütüncül ve hızlı adımlar atılması gerektiğini kaydetti.
Yurt içi Tasarrufların Artırılması ve İsrafın Önlenmesi Programı Eylem Planı'nın da doğru bir çerçeve sunduğunu dile getiren Turan, özellikle özel sektör tasarruflarının artırılmasına yönelik yapısal düzenlemelere öncelik verilmesinin dış finansman ihtiyacı açısından da önemli olduğunu sözlerine ekledi.
Sistemden cayma oranının çok düşük olması bekleniyor
Öte yandan, 45 yaş altı çalışanların otomatik olarak bireysel emeklilik sistemine dahil edecek düzenlemede, çalışanın katkı payı, prime esas kazancın yüzde 3'ü olacak. Çalışan, 2 ay içinde sözleşmeden cayabilecek; cayma halinde, ödenen katkı payları 10 iş günü içinde çalışana iade edilecek. Sisteme girişte bir defaya mahsus olmak üzere bin lira ilave devlet katkısı sağlanacak.
Yetkililer, düzenlemenin bireylerin gelir elde ettikleri dönemdeki hayat standartlarını emeklilik dönemlerinde de koruyabilmeleri için emeklilik gelirine ek bir gelir sağlama noktasında önemli bir çalışma olduğunu belirtiyor.
Daha önce yapılan pilot uygulamalarda çalışanların yüzde 99'unun sistemde kalmayı tercih ettiğine dikkati çeken yetkililer, bu kapsamda uygulamada da sistemden cayma oranının düşük olacağını tahmin ettiklerini ifade ediyor.
Diğer taraftan, Türkiye'nin 2016-2018 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program'da yurt içi tasarrufların milli gelire oranının 2016 yılında yüzde 16,5, 2017 yılında yüzde 17,2, 2018 yılında da yüzde 17,8'e çıkacağı öngörülüyor. IMF tahminlerine göre ise Türkiye'nin gayri safi milli tasarruf oranı bu yıl 15,4 olacak. 2017'de bu oran 14,9'a gerileyecek. Tasarrufların milli gelire oranları 2018-2021 döneminde yüzde 14,6 düzeyinde gerçekleşecek.
Kaynak: Diyarbakır Söz