Amed Emek ve Demokrasi Platformu, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna dönük olası operasyonuna karşı bir açıklama yaptı. Diyarbakır Eğitim Sen 1 No’lu Şube’de yapılan açıklamayı, Maden Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Doğan Hatun okudu.
“Bölgemiz sonu belli olmayan sıcak bir savaşın eşiğindedir. Savaşa hayır barış hemen şimdi” başlığı altında yapılan açıklamada, “Savaşların, çatışmaların, ölümlerin ve göçlerin eksik olmadığı bölgemiz bugün yine yeni ve sonu belli olmayan sıcak bir savaşın eşiğindedir. Geçtiğimiz yıllarda Irak ve Suriye’de örgütlenerek bütün dünyaya korku salan IŞİD tehdidinin uluslararası koalisyonun da desteğiyle bertaraf edilerek istikrarın sağlandığı Rojava’ya yönelik siyasal iktidarın uzun zamandır süren müdahale tehditleri bugün artık ete kemiğe bürünmüştür” ifadelerine yer verildi.
Suriye’nin kuzeyine yönelik TSK müdahalesine olanak veren tezkereye değinilen açıklamada, “TBMM milletvekilleri bugün tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyadır; Savaşın son derece yıkıcı insani ve çevresel sonuçlarının olacağı unutulmamalıdır. Savaş tezkeresine evet demek o bölgenin kadın, çocuk, yaşlı demeden tüm canlı yaşamın yok olma riskiyle karşı kaşıya kalması demektir. Nerede olursa olsun her çatışma ve savaş sakatlık, göç, işkence, ağır insan hakları ihlalleri ve büyük insani dramları da beraberinde getirmektedir” denildi.
İŞSİZLİK VURGUSU YAPILDI
Fırat’ın doğusuna yönelik bir askeri müdahalenin, “bölgeyi ateşe atacak yeni bir macera” olarak nitelendiği açıklamada ekonomik kriz ve işsizlik vurgusu yapılırken, şu ifadelere yer veridi: “Türkiye’de AKP-MHP ittifakıyla oluşturulan yeni düzende toplum neredeyse nefes alamaz duruma getirilmiş, en temel anayasal haklar dahi kullanılamaz hale gelmiştir. Bu çarpık düzende halkın oylarıyla seçilen milletvekilleri darp edilmekte, grev ve yürüyüşler engellenmekte, belediye başkanları gece yarısı kararlarıyla görevlerinden alınmakta, belediye meclisleri sorgusuz sualsiz feshedilerek meclis üyeleri belediyelere alınmamaktadır. Siyasi partiler, STK’lar, basın ve sivil toplum ağır baskı altına alınmakta, ana muhalefet lideri cezaeviyle tehdit edilmektedir. Bu durumun birincil sorumlusu olan siyasal iktidar bu ağır tabloyla yüzleşmek ve kendi tabanı dahil toplumdaki desteğin günden güne eridiğini görmek yerine savaş naralarıyla baskıcı ve otoriter yapısını tahkim ettirerek ülkeyi ve bölgeyi ateşe atacak adımlar atmaktan çekinmemektedir.”
‘SAVAŞ EKMEĞİ KÜÇÜLTÜR’
Rojava’daki Kürt, Arap ve Süryani halklarının Türkiye için bir tehdit olmadığı belirtilen açıklama şu ifadelerle devam etti: “Bölge barışını tehdit eden bu bakış açısı Türkiye’deki halklara kazandırmayacağı gibi bölge halklarının bir arada, kardeşçe yaşamasına yönelik inançlarının da kırılmasına yol açacaktır. Emekçi halklarımızın bu düşmanlıktan hiçbir çıkarı olmayacağı gibi, savaşla ekmeği daha da küçülecek, içeride ve dışarıda daha fazla baskıya uğrayacak, demokratik hak ve özgürlükleri daha da budanacaktır. Ülkemizde ve bölgemizde eşit, adil, demokratik ve barışçıl bir yaşam kurmanın yegane yolu ülke içinde ve dışında savaşa dayalı politikalardan vazgeçerek, Kürt sorunu başta olmak üzere mevcut sorunları barış ve müzakere yoluyla çözmeye çabalamaktır.”
MİLLETVEKİLLERİNE ÇAĞRI
Amed Emek ve Demokrasi Platformu açıklamasında son olarak milletvekillerine çağrı yapıldı: “Meclise getirilen savaş tezkeresine hayır demeye çağırıyor, kardeş halklar arasında ırkçılığa, mezhepçi söylemlere, kin ve nefret tohumlarının ekilmesine karşı duran, birlikte barış içerisinde yaşamaya inanan herkesi bu savaşa karşı çıkmaya, ülkede ve bölgede barışı savunmak için ses çıkarmaya davet ediyoruz.”
Kaynak: Diyarbakır Söz