Diyarbakır Barosu, Abdullah Öcalan ve İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde kalan Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Söz konusu başvuru, müvekkilleri İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının 24 Kasım’da Diyarbakır Barosu’na başvurmasının akabinde geldi. Avukatlar 8 aydır haber alamadıkları müvekkilleriyle avukat ve aile ziyareti kapsamında fiziki temas sağlanarak endişe verici tutukluluk koşullarının yaşam ve sağlıkları hakkında yarattığı belirsizlik haline son verilmesi için Baro'dan girişimlerde bulunulmasını istemişti.
Bu başvuru üzerine Baro, belirtilen hususlarda gözlem ve tespitlerde bulunmak üzere İmralı Adası’na gitmek için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Baro Başkanı Av. Nahit Eren tarafından yapılan başvuruda, yasaların bir meslek kuruluşu olarak görevler yüklediği baroların yargı sisteminin bir parçası olarak avukatların örgütü olduğu ve hukukun gelişmesine katkı sunma sorumluluğu bulunduğu vurgulandı.
AYRIMCILIK YASAĞI
Herkesin hukuk önünde eşit ve hiçbir ayrımcılığa tabi tutulmaksızın korunma hakkına sahip olduğu iddia edilen başvuruda, “Hukuk bu alanda her türlü ayrımcılığı yasaklar ve herkese ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir fikir, ulusal veya toplumsal köken, mülkiyet, doğrum veya başka bir statü ile yapılan ayrımcılığa karşı etkili ve eşit koruma sağladığının” vurgulandı.
Bu konuda Anayasa, kanunlar, yönetmelik ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ilgili maddelerine atıfta bulunularak, “Mahpuslara, seçtikleri bir avukat ya da hukuki yardım sağlayıcı ile ulusal hukuka uygun olarak gecikmeksizin, sansürsüz ve tam bir gizlilik içinde görüşme, danışma ve görüşme için yeterli fırsat, zaman ve kolaylık tanınmalıdır. Mahpusların etkili hukuki yardıma erişimleri için avukat görüşmelerinin sağlanması gerekir” denildi.
YERİNDE İNCELEME İHTİYACI
Başvurusunda gözetim altındaki mahpusların düzenli aralıklarla aileleri, yakın arkadaşları ile haberleşmelerine ve ziyaret edilmelerine imkan verilerek onlarla iletişim kurmalarına izin verilmesi gerektiğini belirten Baro Başkanı Eren, "İmralı Ada Cezaevindeki hükümlüler açısından yaşam koşullarının yerinde tespiti, Diyarbakır Barosu’na yapılan başvuru içeriği gözetilerek temel hal ve hürriyetlerin ihlal iddiasına dair gözlem ve değerlendirme yapılması amacıyla Adalet Bakanlığı’nca gerekli iznin verilmek suretiyle yerinde inceleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkardığını" ifade etti.
Eren, Adalet Bakanlığı'na sunduğu dilekçesinin sonuç ve istem kısmında şu taleplerde bulundu:
"* Diyarbakır Barosu tarafından İmralı Ada Cezaevi'nin yaşam koşulları başta olmak üzere temel hak ve hürriyetlere ilişkin gözlem ve tespitte bulunulması amacıyla, ziyaret edilebilmesi için gerekli iznin Adalet Bakanlığı tarafından verilmesini,
* Tutulan veya hapsedilen bir kimsenin avukatı ile iletişim kurma ve avukatına danışma hakkına sahip olduğu,
* Tutulan veya hapsedilen bir kimseye avukatıyla görüşebilmesi için yeterli zaman ve kolaylık sağlanması gerektiği,
* Kanunda veya kanuna dayanan bir düzenlemede belirtilen istisnai hallerde güvenliği ve düzeni korumak için yargısal veya başka bir makam tarafından kısıtlamanın zorunlu olduğuna karar verilmedikçe tutulan veya hapsedilen bir kimsenin hemen avukatı tarafından ziyaret edilebilme, hiç bir sansüre tabi olmaksızın tam bir gizlilik içinde görüşebilme ve iletişim kurabilme hakkını kullanması geciktirilemez veya kısıtlanamayacağı,
* Mahpusların mümkün olabilen sıklıkta mektup, telefon veya diğer iletişim vasıtalarıyla aileleriyle, başka kişilerle ve dışarıdaki kuruluşların temsilcileriyle haberleşmelerine ve bu kişilerin mahpusları ziyaret etmelerine izin verilmelidir."
Kaynak: Diyarbakır Söz