DİYARBAKIR - Özgür Suriye Ordusu'na bağlı Ahrar-ı Şam Grubu Lojistik Sorumlusu Ebu Ömer, Amerika ve Avrupa'nın Suriye'de ayaklanan halkın arkasında yer aldığı söylentilerinin doğru olmadığını söyledi.
Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği'nce Diyarbakır Demirok Tesisleri'nde ''Niçin Suriye'' paneli yapıldı. Panelin açılışında konuşan Ahrar-ı Şam Grubu Lojistik Sorumlusu Ömer, Esed yönetiminin Suriye halkına büyük zulüm ettiğini, bunun sonucunda isyanın başladığını ifade ederek, ayaklanmaya batılı ülkelerin destek verdiğine ilişkin iddiaların doğru olmadığını söyledi.
NİÇİN SURİYE’DEKİ AYAKLANMA
Esed rejimiyle İsrail'in bekasının sağlandığını bildiren Ömer, şöyle konuştu: ''Amerika ve Avrupa'nın Suriye'de ayaklanan halkın arkasında olduğu söyleniyor. Bu baştan aşağı yalandır. Rejim Araplara baskı yaptığı gibi, Kürtlere de baskı yapmıştır. Bu devrim sadece Arapların değil, Arapların ve Kürtlerin devrimidir. Şu anda Esed rejimine karşı küçümsenmeyecek kadar Kürt mücahitler de savaşmaktadır. Amerika'nın yaptığı bizi daha fazla yormak ve İsrail'in güvenliğini temin etmektir. Devrim hareketi silahsız olarak başladı. Ardından silahlı şiddetle karşılaşması üzerine silahlandı. Bugün rejim uçakla bombalıyor. Baskı ve şiddet karşısında sürgüne çıkan insanlar aç susuz kaldılar. Müslümanlar olarak bizzat bunları görüyorsunuz. Buna müdahil olamıyorsanız maddi olarak bir şeyler yapmaya çalışın, yapabileceğiniz yardımı Suriye'ye ulaştırın.''
BATI İSLAM REJİMİNDEN KORKUYOR
Hareketül Fecr Lojistik Sorumlusu Ebu Halid Halebi ise yaşanan sıkıntılara rağmen adım adım sonuca gittiklerini söyledi. Sürekli bombalanan halkın büyük sıkıntı çekmesine rağmen moralinin yüksek olduğunu bildiren Halebi, kısa süre içerisinde zafere ulaşacaklarını dile getirdi. Suriye'nin kurtarılmış bölgelerine yardımların gelmesine rağmen, hala daha fazla yardıma ihtiyaçları olduğunu ifade eden Halebi, şöyle dedi:
''Suriye halkının yanında mazlumun yanında olmaya davet ediyorum. Fazla gidilecek bir yol kalmadığı görülüyor. Fiziki olunmuyorsa, maddi olarak, maddi olarak olunmuyorsa duayla doğrunun yanında durmanızı istiyorum. Biz sadece Esad rejimine karşı değil, dolaylı olarak onun destekçileriyle de savaşıyoruz. Madem dünyanın her yerinden kafirler biraraya gelip bize karşı durmuşsa bizim de dünyanın her tarafından Müslümanlar bir araya gelip onlara karşı durmalıyız. Batı rejimi Suriye'deki rejimin İslam rejimine dönüşmesinden son derece ürküyor. Çünkü iktidar değişikliği İsrail'i tehdit edecek ve o coğrafyanın haritasını değiştirecektir. Suriye devriminin başarısı, İran'ın mezhepsel faaliyetlerinin Suriye'ye uzanan kollarını da kıracaktır. Mezhebi hareket ettiği için İran projesi yanlış ata oynamıştır. Devrim bunun da sonunu getirecektir. Bu devrim sadece Arapların değil, Kürtlerin ve Türklerin ortak zaferi olacaktır.''
Daha sonra Kenan Alpay, Hakan Albayrak ve Muhammed Yorgancıoğlu ile Ebu Yahya El Kurdi'nin konuşmacı olduğu panele geçildi. Gazeteci Yazar Albayrak da konuşmasında, Suriye'deki olayların ilk önce Deha'da bir grup çocuğun gözaltına alınmasının ardından başladığını, ardından yapılan gösterilerde rejimin Suriye halkına büyük şiddet uygulaması üzerine ayaklanmaya dönüştüğünü söyledi.
REJİME KARŞI VERİLEN MÜCADELE
Daha sonra isyanın farklı kentlere yansıdığını ancak bu gelişmelerin Türkiye'de bazı kesimlerce sürekli olarak yanlış yorumlandığını, bu kesimlerin sürekli olarak hareketi Amerika'nın başlattığı gibi bir algıyı ortaya koyduğunu anlatan Albayrak, ''(Suriye'yi Amerika karıştırıyor, İsrail karıştırıyor) deniyor. Amerika ve İsrail istediği zaman Suriye'de rejimi değiştirecek güçte olsaydı, 1982'den 2000 yılına kadar 50 defa yapardı'' diye konuştu.
Albayrak, yine bu kesimlerin rejime karşı ayaklanan Suriye halkını, Amerika'nın silahlandırdığını dile getirdiğini vurgulayarak, oysa ayaklananların uzun süre rejime karşı sadece hafif silahla mücadele etmek zorunda kaldığını kaydetti. Yazar Kenan Alpay ise, Suriye'deki hareketi başka ülkelerin başlattığına ilişkin iddiaların doğru olmadığını ifade ederek, bunun kasıtlı olarak dile getirildiğini söyledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz
