Gazze'ye ölüm ve zulüm yağdığını söyleyen Yapıcıoğlu, şöyle konuştu:
GAZZE’DE ÖLÜM VE ZULÜM VAR
"Gazze işgal altında. Birliğimiz bozulunca gücümüz kalmadı. Cesaretimiz kırıldı. Beldelerimiz işgal edildi, yıkıldı, talan edildi. Esir düştük, hürmetlerimiz çiğnendi. Kanlarımız döküldü. Maalesef bu hal halen devam ediyor. Akan kanı ve işgali sona erdiremedik. Filistin'e nasıl yardım edebileceğimizi tartışıp duruyoruz ve şu ana kadar çok fazla bir şey de maalesef yapamadık. Filistin sadece Filistinlilerin değil, İslam ümmetinin meselesidir. Bu zaaflarımız sebep, Filistin'in bugün bulunduğu durum da bir sonuçtur. Aksa Tufanı bu sebeplerin ortadan kaldırılmasına vesile olsun. Bütün imkansızlıklar içerisinde dahi bedel ödemeyi göze alan bir avuç mücahit, neler yapabileceğini sadece İsrail'e değil bütün dünya istikbaline karşı nasıl bir direniş ortaya koyabileceğini hepimize gösterdi. Daha önce Afganistan'daki mücahit kardeşlerimiz de yine dünya istikbalinin başı olan Amerika'ya göze alamayacağı bedeller ödetmek suretiyle ama kendisi de çok zor bedelleri göze almak suretiyle Amerika'yı kendi topraklarından kovdular. Bunlar bize ders ve ibrettir."
KÜRESEL SÖMÜRÜ DÜZENİ
Bugün insanlığın karşı karşıya kaldığı en büyük sorunun küresel sömürü ve adaletsizlik olduğunu belirten Yapıcıoğlu, bu sorunun bütün can yakıcılığıyla devam ettiğini, dünya çapında işgaller, iç savaşlar ve çatışmaların sürdüğünü kaydetti.
Küresel istikrarın, insanlığa ve insani değerlere karşı amansız bir savaş yürüttüğünü anlatan Yapıcıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Siyonist işgal rejimi, Gazze'de bir yıldır sürdürdüğü soykırıma devam ederken, şimdi de Lübnan'a yönelik işgal ve saldırılar başlattı. Bir yandan Filistin'de diğer yandan Lübnan, Yemen, Suriye ve muhtemel daha sonra belki Irak, Ürdün, Mısır, İran ve Türkiye... Yalnızca Filistin değil, bütün bu beldelerde aslında siyonizm bir savaş yürütmek istiyor. Buraların hepsini tehdit ediyor. Bütün bu ülkeler küresel emperyalizmin ve İsrail'in tehdidi altındadır. İslam ülkeleri bu tehdide karşı ortak bir eylem planı etrafında birleşip, somut ve caydırıcı adımlarla harekete geçmelidir. Ancak ne var ki hükümetler, zayıflık göstermekte hatta İslam beldelerinden bazılarına hükmeden hükümetler maalesef soykırımcılardan yana tavır bile alabilmektedir. Bu durumda İslam ulemasının her zamankinden daha fazla ve daha büyük bir sorumluluk alması gerekiyor."
FİLİSTİN, LÜBNAN’LA SINIRLI DEĞİL
Yapıcıoğlu, siyonist terör rejiminin durdurulmaması halinde, sadece Filistin ve Lübnan'ı değil bütün bölgeyi ateşe vereceğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Emperyalistlerin 100 yıl önce çizdiği yapay sınırlarla kendimizi, kardeşliğimizi, inancımızı ve insanlığımızı sınırlandıramayız. Filistin, Lübnan, Yemen, Suriye, Irak, İran, Mısır, Ürdün veya Türkiye, İslam ülkelerinin hiçbirini bir diğerinden ayrı göremeyiz, ayrı tutamayız. Bu inancımızın, ortak tarihimizin ve vicdanımızın bize yüklediği bir sorumluluktur. Siyonist işgal rejiminin oluşturduğu tehdide karşı Müslümanlar olarak kendi iç cephemizi güçlendirmek, saflarımızı sıkılaştırmak, ihtilafları bir kenara bırakarak birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek zorundayız."
Programda, Alimler ve Medreseler Birliği Genel Başkanı Enver Kılıçarslan da söz alarak konuşma yaptı.
Kaynak: Diyarbakır Söz