VAN'da akrabası tarafından tecavüze uğradığını ileri süren ve bu tecavüzden hamile kalan 23 yaşındaki kadının, 12 haftalık olan hamileliğine son vermek için verdiği mücadele yasalara takıldı.
Sığındığı Van kadın Derneği (VAKAD) ile birlikte hareket eden genç kadın çalmadık kapı bırakmazken, savcılık ise olayla ilgili soruşturma başlatamıyor. Bu durumun genç kadının olayın ortaya çıkmaması için şikayetçi olmamasından kaynaklandığını anlatan Avukat Müjde Tozbey Erden, "Mağdurun yasalara göre kürtaj hakkı bulunuyor. Fakat tecavüz mağduru şikayette bulunursa böyle bir hak doğuyor. Yani adli makamlar sınırlı ve yetersiz kanuna göre talebi reddetmiştir. Çünkü kadının şikayeti yok ve isim vermiyor" dedi.
Van'da yaşayan genç kadın, evlerine sürekli gelip giden akrabası tarafından tecavüze uğradığını ve bu tecavüzden hamile kaldığını öğrenince 13 Aralık'ta VAKAD'da başvurdu. Olayın duyulmaması gerektiğini, eğer duyulursa aşiretler arasında kan döküleceğini söyleyen kadın, VAKAD Danışmanı Gül Kıran ile birlikte 12 haftalık olan hamileliğini sonlandırmak için doktora gitti. Fakat doktor kendilerine savcılıktan yazı alınması gerektiğini söyledi. Kıran, Kadın Savcı Nazile Yüksel Ceren'in yanına gittiklerini fakat savcının böyle bir yazı veremediklerini, koruma altına alabileceklerini söylediğini belirtti.
'OLAY BİLİNİRSE KAN DAVASI OLABİLİR'
Tecavüz mağduru kadının olayın bilinmemesi için korumada istemediğini anlatan VAKAD Danışmanı Kıran şunları söyledi: "Tecavüze uğrayan kadın olayı akrabası olan biri kişinin yaptığını anlattı. Olayın bilinmesi halinde de aşiretler arasında çatışma yaşanacağını ve kan davası başlayacağını belirtiyor. Doktor ise savcılıktan karar yazısı olması halinde kürtaj yapılabileceğini söylüyor. Fakat savcı bu yazıyı vermiyor. Savcı, önce kadının şikayetçi olmasını gerektiğini belirtiyor. Mağdur kadın da bunu yapamayacağını ve öldürülebileceğini belirtiyor. Biz bu konuyla ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkilileriyle de görüştük. Fakat bir sonuç alamadık" dedi.
DİLEKÇE VERDİ
VAKAD Danışmanı Kıran ve kadının 14 Aralık'ta savcılığa verdikleri dilekçede şu ifadeler yer aldı: "3 ay önce evimize sürekli gelip giden aile dostumuz tarafından tecavüze uğradım. Bundan 12 haftalık hamileyim. Bu olayı aileme açıklayamadım. Çünkü açıklarsam 2 aşiret bu durumu ölümle sonlandıracaklardır. Şu anda bana tecavüz eden kişiye karşı dava açmam ya da durumun bilinmesi halinde benim ve ailemin can güvenliği tehlikeye girecektir. Şu an ailem öğrenmeden tecavüz sonucu olan hamileliğimin sonlandırılmasını istiyorum. Ölmek ve öldürülmek, töre ya da namus cinayetine kurban olmak istemiyorum."
KORUMA DA İSTEMEMİŞ
Bu dilekçeyi alan savcının, daha sonra kadını yanına çağırarak koruma isteyip istemediğini sorduğunu da belirten Kıran, kadınının koruma istemediğini ifade etti. Kadının hamileliği öğrenilmesi halinde öldürülebileceğini, gidip bir sığınma evinde çocuğunu doğurduktan sonra da ailesinin yanına dönemeyeceğini söyleyen Kıran, dönse bile kadının öldürüleceğini ifade etti.
'KANUN YETERSİZ'
Konuyla ilgili konuşan Avukat Müjde Tozbey Erden da tecavüz mağdurunun yasalara göre kürtaj hakkının bulunduğunu söyledi. Fakat yasalara göre kürtaj yapılabilmesi için kadının mağdur olduğunun ortaya çıkması gerektiğini belirten Avukat Erden şu bilgileri verdi: "Van savcılığına yapmış olduğumuz müracaat üzerine savcılık bize bilgi verdi. Kadının şikayetçi olmadan mağdur olduğunu ispatlayamayız. Mağdur olduğunu tespit edemeyeceğimiz için de kendisine kürtaj hakkı veremeyiz. Savcılığın dayattığı kanun maddesi ise TCK'nın 99'uncu Maddesi. Orda kadına 10 haftaya kadar kürtaj hakkı tanınmakta. Yalnız 10 hafta sonra mağdur olması halinde, 20 haftaya kadar kürtaj hakkı tanınmakta. Yalnız mağdur olduğunun tespiti gerekmekte. Tecavüz mağduru şikayette bulunursa böyle bir hak doğuyor. Yani adli makamlar sınırlı ve yetersiz kanuna göre talebi reddetmiştir. Çünkü kadın şikayette bulunmuyor. İsim vermiyor. Bu yüzden savcı soruşturmayı başlatamıyor."
Kaynak: Diyarbakır Söz