Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Adalet Bakanlığı Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığının, park, bahçe, mesire alanı ve sahillerin temizliğinin denetimli serbestlik kapsamındaki hükümlülerce yapılmasına ilişkin "Denetimli Serbestlik Temiz Çevre Projesi"nin Gölbaşı Atatürk Sahil Parkı'nda yapılan tanıtımına katıldı.
Türkiye genelinde denetimli serbestlik kapsamında, 7 bin yükümlünün projeye destek verdiğini ifade eden Gül, Çevre ve Şehircilik ile Tarım ve Orman Bakanlığı ile projenin hayata geçmesi için iş birliği yapıldığını bildirdi.
Adalet Bakanı Gül, bazı infaz hükümlerinin kamu yararına çalışma kapsamında yerine getirildiğini hatırlattı.
Piknik, turizm ve orman alanlarının korunması gerektiğine dikkati çeken Gül, anayasa hükmü kapsamında orman alanlarının imara açılamadığını belirtti.
Bu konuda idarelerin, yargı mercilerinin doğaya, tabiata, çevreye saldırıyı kabul etmediğini, hoş görmediğini dile getiren Gül, cezaevlerinin çevreye duyarlı projelere destek verdiğini aktardı.
Gül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerindeki "Sıfır Atık Projesi"ni de desteklediklerinin altını çizdi.
Bir gazetecinin Emine Bulut cinayetinin ardından idam tartışmalarının gündeme geldiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya dönüşü yaptığı açıklamaları hatırlatması üzerine Gül, kadına yönelik şiddetin, cinayetin, vahşi eylemlerin insanlık dışı olduğunu, bu eylemleri telin ettiklerini belirtti.
Bu tür görüntüleri, hadiseleri, görmenin, yaşamanın, insanlıktan utanılan bir tablo olduğunu vurgulayan Bakan Gül, idarenin ve yargı mercilerinin, kanunlardaki düzenlemeleri, kişinin hak ettiği cezayı alması için kullandığına işaret etti.
"Parlamentonun vereceği bir karardır"
Adaletin, hak ettiğine hak ettiğini vermek olduğuna dikkati çeken Gül, bu tür eylemleri yapanların da gereken cezayı bulmasının herkesin beklediği durum olduğunu dile getirdi. Bakan Gül, "İdam konusunda, bu tür fiillere karşı kamuoyunda, toplumda uzun zamandır bir beklenti, talep dillendirilmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu konudaki tutumu açıktır, 'Meclis bir irade ortaya koyarsa ben onaylarım' şeklinde olmuştur. Bu konu, parlamentonun vereceği bir karardır, anayasa değişikliği gereken bir konudur. Parlamento bu konuda bir düzenleme yaparsa Sayın Cumhurbaşkanımız da o tutumunu bir kez daha söylemiştir. Umarız, bu tür fiillere karşı hak edilen cezalar, gecikmesizin verilir. Bu tür tabloları, acı hadiseleri umarız yaşamayız. Bu konuda el birliğiyle ne gerekiyorsa kanun, uygulama, idari tedbirler, hepimize düşen sorumluluğu yerine getirmek hepimizin görevidir." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu konuda bakanlığın bir çalışması var mı?" sorusuna Gül, "Bu konu, Meclis grubumuzun yapacağı çalışmadır. Çünkü mevzuat, anayasayı değişikliği gerektiren konu olacağı için Meclisin takdirinde, gündeminde olan konudur." yanıtını verdi.
Bir gazetecinin, kadına yönelik şiddetin, cinayetlerin önlenmesinde elektronik kelepçenin daha sık kullanılmasına yönelik tartışmaları anımsatması üzerine Gül, "Bu konu dahil tüm tedbirlerle alakalı, hem istismar hem şiddete yönelik tedbirler, mevzuat ve idari olarak her zaman gündemde olan konudur. Bu hususlarla ilgili AK Parti hükümetleri döneminde önemli mesafeler alınmış, düzenlemeler yapılmıştır. Meclis açıldığında bu şiddeti önleyici ne gibi ilave tedbirler gerekiyorsa hepimiz üzerimize düşeni elbette yaparız." diye konuştu.
Hakkında terör soruşturması olanların, yerel seçimlerde aday olup olamayacağı konusuna yönelik soru üzerine Gül, bu konunun, yasal ve anayasal boyutu olan düzenleme olduğunu belirtti.
Adalet Bakanı Gül, şunları kaydetti:
"Sanki seçimden sonra gerçekleşen bir kovuşturma, soruşturma, yargılama sonucunda siyaset bu kararı vermiş gibi bir değerlendirme söz konusu olabiliyor. Oysa bazı ülkelerde de var, önceden seçilmeye engel bir durum varsa önceden bunu Yüksek Seçim Kurulunun engellemesi, bir engel yoksa da seçilip devam etmesi yönünde düzenleme olabilir. Bu konu da parlamentonun takdirinde olan bir konudur."
Kaynak: Diyarbakır Söz