Ben başından beri bir şey söyledim; 'AK Parti'nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır ve yaptığı açıklamaları da arkadaşlarıyla değerlendirerek yapar' ve bu konuyla ilgili olarak da biz açıklamamızı yaptık.
Terör örgütü veya uzantıları bizden daha farklı beyanlar bekliyorlarsa kusura bakmasınlar, çünkü bu işin idari incelemesi yapılıyor, adli incelemeler şu anda devam ediyor, süreç devam ediyor, çalışıyor. Bunun dışında bizim yapacağımız herhangi bir şey yok. Sadece süreci takip ediyoruz, izliyoruz ve kimsenin de dümen suyunda değiliz. Medya dahil bu konuyu fazla istismar etmesinler.
"CHP'NİN DERDİ BAŞKA "
Başbakan Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin, '4 4 4' olarak bilinen yasanın iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemini reddetmesine ilişkin,
'CHP'nin şekil açısından, usul açısından yapmış olduğu Anayasa Mahkemesi'ne müracaatı, Anayasa Mahkemesi değerlendirdi ve malum reddetti. Şimdi ise esasla ilgili olarak böyle bir müracaatı yapacaklarından bahsediyorlar. Tabi ben olayın detaylarına girmeyi lüzumsuz addediyorum ama bu bir şeyi tabi ortaya koyuyor. CHP'nin, özellikle Genel Başkanı'nın ne kadar samimiyetten uzak olduğunu ortaya koyuyor. Demek ki bunların derdi başka' dedi.
BDP İLE MÜZAKERELER
Biz, terör örgütüyle mücadeleye, parlamentodaki uzantısıyla da müzakereye varız. Karşımızdakiler bir defa siyaseti nasıl yapacaklarını veya bu tür müzakereleri nasıl yapacaklarını, nasıl yaklaşacaklarını, bunu bilmiyorlar. Eğer siz kalkıp bu müzakereleri bile bir hukuk devletinin içerisinde olması gereken çerçevede değil de farklı talepler için yapacaksanız, o zaman bizim bu kadar boş vaktimiz yok. Nitekim şimdi de böyle bir Adalet Bakanı'ndan talebin içeriğinde İmralı konusu olunca, bu konuda zaten tavır bellidir. Bu bir siyasi müzakere değildir, bu çok farklı bir şekilde her şeyi belli olan bir netice için zaman kaybıdır.
OSLO GÖRÜŞMELERİ
Oslo görüşmelerinin açılımla bir ilgisi yoktur. Biz zaten atılması gereken adımları attık. Bizden önce hiçbir iktidarın yapamadığı girişimleri yaptık.
"MİT'İ İMRALI'YA BEN GÖNDERDİM"
Ben Milli İstihbarat Teşkilatımın mensuplarını başbakanlığım dönemimde İmralı'ya gönderdim. Açıkça söylüyorum yarın da gönderirim, öbür gün de gönderirim. Niye? İstihbarat teşkilatının görevi budur, dünyanın neresine giderseniz gidin budur. İstihbarat teşkilatının mensupları, bağlı bulunduğu merciiden izin alarak gider, bunun dışında başka merciilerden izin almak suretiyle buraya gidilmez. Kimse de onlara bu attıkları adımlar sebebiyle hesap soramaz, çünkü görevlerinin özelliği budur, niteliği budur. Onlar da bu görevlerini cansiperane yapmaktadırlar. Medya da burada lojistik desteğini, terörle mücadelede her zaman hükümetinin yanında hissettirmelidir. Hissettirmiyorsa bilesiniz ki, yazılı ve görsel medya da bu işte vebaldedir.
RESMİ DİL POLEMİĞİ
Her konuda cesaret edilemeyenleri yaptık. Şakılarını, türkülerini istedikleri yerde dinliyor, reklamını yapıyorlar. Ama resmi dil olarak kimse kusura bakmasın tek dil Türkçe'dir. Bu konuda dayatmayı kabul edemeyiz.
Kaynak: Diyarbakır Söz