Recep KAYA
DİYARBAKIR-Şırnak'ın Cizre ilçesinde 1993-1995 yılları arasında meydana gelen 20 faili meçhul cinayetle ilgili olarak haklarında dava açılan, aralarında emekli Albay Cemal Temizöz ile Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da bulunduğu 8 tutuksuz sanığın tamamının beraat etmesine tepkiler sürüyor. Beraat kararını değerlendiren Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı Murat Koç, devletin yüzleşme ve hesaplaşma konularında güvenlik güçleri söz konusu olduğunda adım atmak istemediğini ortaya koyduğuna dikkat çekti.
DAVANIN ÜZERİ ÖRTÜLDÜ
Davanın üzerinin örtülmesi, devletin yüzleşme ve hesaplaşma konularında güvenlik güçleri söz konusunda olduğunda adım atmak istemediğini ortaya koyduğunu belirterek, "Temizöz ve diğerleri adıyla anılan bu dava, devletin 90'lı yıllarda işlediği zulüm ve katliamlarla yüzleşmesi, geçmişin hatalarından dönmesi ve kirli savaş konseptinin en karanlık ayağını oluşturan JİTEM ile hesaplaşması adına önemli, tarihi bir imkân olarak görülmekteydi. Ne yazık ki son yıllarda birçok önemli davada, isimleri yığınla suçla anılan önemli kişilerin siyasi konjonktür sayesinde serbest kaldıklarını üzülerek müşahede etmekteyiz. Temizöz davası gibi faili meçhuller ve karanlık odaklarla hesaplaşma adına milat sayılabilecek bir davanın bu şekilde neticelenmesi de yine mezkûr siyasal ve hukuki koşulların bir sonucudur ve çıkan karar asla hukuki değildir." dedi.
İNSANLIĞA KARŞI BİR SUÇ
İnsanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamında değerlendirilmesi gereken zorla kaybedilmenin, Türkiye'de, yakın geçmişe kadar da sıkça başvurulan bir yöntem olduğunu söyleyen Koç daha sonra değerlendirmesine, "Bu yöntemin en fütursuzca uygulandığı yer yıllarca OHAL koşullarında yönetilen Kürt illeriydi ve uygulayanlar ise JİTEM mensuplarıydı. Temizöz ve diğerleri davası bir yönüyle JİTEM'in de ilk defa hukuk karşısına çıkması anlamı taşımaktaydı. Bu açıdan söz konusu dava ve devamında açılacak davalarda hukuktan beklentimiz; JİTEM'in ne olduğu, ne amaçla kurulduğu, ne türden faaliyetlerde bulunduğu, subay, astsubay, itirafçılarının bu cinayetleri neden ve nasıl işledikleri, dönemin MGK'sının, kuvvet komutanlarının ve yargısının katkısının ne düzeyde olduğu gibi hayati konuları açıklığa kavuşturması ve bu karanlık yapıyla hesaplaşmasıydı. Maalesef bu beklenti Temizöz ve diğerleri davasında çıkan kararla boşa çıkmış oldu. Adı kanla, gözyaşıyla, işkenceyle, korku ve vahşetle anılan JİTEM, bu beraat kararlarıyla bir nevi aklanmaya çalışıldı. Hukuk bir kez daha katledildi. Kamuoyu vicdanı ise büyük bir yara aldı." ifadeleri ile devam etti.
JİTEM'İN KİRLİ YAPILARI
Koç daha sonra insanlık onuru için, tarihle yüzleşmek adına, bu vahşetlerin ifşası ve sonraki nesillere ibret teşkil etmesi için siyasi iradenin bu hukuksuzlukların önüne geçmesi gerektiğini belirterek, "Bu noktada asıl sorumluluk artık hükümettedir ve kamuoyu vicdanını rahatlatmak için bu keyfiliğe bir son vermelidir. JİTEM'in ve kirli yapıların sebep olduğu suçlarla hesaplaşılması için hükümet inisiyatif alarak hukuku işletmelidir. İnsanlık onur ve vicdanına savaş açan bu karanlık odakların faaliyetleri ayrıntılarıyla araştırılıp kamuoyuyla paylaşılmalı, bu çetelerin-örgütlerin yöneticileri, tetikçileri ise derhal yargı önüne çıkarılmalı, üzeri örtülen davalar yeniden açılmalıdır." ifadelerini kaydetti.
Kaynak: Diyarbakır Söz