Kulp'ta 11 köylünün öldürülmesi davası

Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde, 1993'te 11 köylünün öldürülmesine ilişkin, dönemin Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk'ün yargılandığı davada esas hakkındaki görüşünü sunan Cumhuriyet Savcısı, davanın "Görevsizlik" kararıyla Askeri Mahkeme'ye gönderilmesini talep etti.

Kulp'ta 11 köylünün öldürülmesi davası

Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde, 1993'te 11 köylünün öldürülmesine ilişkin, dönemin Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk'ün yargılandığı davada esas hakkındaki görüşünü sunan Cumhuriyet Savcısı, davanın "Görevsizlik" kararıyla Askeri Mahkeme'ye gönderilmesini talep etti.

Güvenlik gerekçesiyle Diyarbakır'dan Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ne nakledilen davanın duruşmasına bazı şikayetçiler ve avukatları ile sanık avukatları katıldı.

Duruşmada, sanık avukatlarından Gözde Serengil Ezer'in mahkemeye verdiği dilekçede, müvekkiline isnat edilen suçlamanın terörle mücadele nedeniyle gerçekleştirilen eylemlere ilişkin olduğu belirtilerek, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nda değişiklik yapan 6722 Sayılı Kanun'un 12. maddesi gereğince Milli Savunma Bakanlığından yargılama izni alınmasını istediği bildirildi.

Duruşmada daha sonra 1993-1995 arasında Kulp İlçe Jandarma Bölük Komutanlığı yapan Ali Ergülmez, İstanbul'dan sesli ve görüntülü sistemle tanık olarak dinlendi.

Sanık Ertürk'ün, 1993-1995 arasında, Bolu 2. Tugay Komutanı olarak Güneydoğu'da terörle mücadelede görevlendirildiği yerlerde operasyonlar yürüttüğünü ifade eden Ergülmez, şunları söyledi:

"Ertürk'ün Muş, Bingöl, Şenyayla bölgesinde görev yaptığını biliyorum. Şenyayla bölgesinin bir kısmı, Kulp sınırlarındadır. Ertürk'ün komutasındaki birliğin Alaca Köyü bölgesinde faaliyet icra edip etmediğini ise bilmiyorum. Zaten beraber görev yapmıyorduk. Adli olaylar olduğunda bağlantı kuruyorduk. Ben, Ertürk'ün emir komutasında değildim, ilçe jandarma bölük komutanıydım."

Ergülmez, şikayetçilerin avukatlarının soruları üzerine, "Olay tarihinde, Kulp'ta 11 kişinin kaybolduğu hususunda bir şey duymadım." diye konuştu.

Şikayetçi avukatlarından Erkan Şenses, maktullerden Mehmet Salih Akdeniz'in oğlu Zeki Akdeniz'in, daha önce alınan ve "İşlettiği markete Ali Ergülmez ve Yavuz Ertürk'ün birlikte geldiklerine ve aralarında geçen diyalog"a ilişkin tutanağı okuyarak, bununla ilgili soru sordu.

Ergülmez, "Hatırlamıyorum. Zaten Yavuz Paşa ile beraber gezmezdik. Öyle bir olay gerçekleşmedi. Çünkü Yavuz Paşa herhangi bir şekilde halkın arasına girmedi." dedi.

- "Geçmişteki ifadelerimde ne varsa kabul ediyorum"

Maktulleri tanımadığını belirten Ergülmez'e, şikayetçi avukatlarından Nahit Eren, Kulp Cumhuriyet Başsavcılığının köylülerin kaybolmasına ilişkin soruşturma evrakının bazılarında imzasının bulunduğunu kaydetti.

Ergülmez, "Geçmişteki ifadelerimde ne varsa kabul ediyorum. Mahkemeyi yanıltmak istemiyorum. Bildiğim şeyleri yasal çerçevede arz ediyorum. Üzerinden 23 yıl geçmiş." diye konuştu.

Avukatlardan Şenses, tanığın güvenilir olmadığını ileri sürerek, "Altında imzası olan belgeleri dahi hatırlamadığını söylemiş, çelişkili beyanda bulunmuştur. Beyanının hükme esas alınmaması gerekir." dedi.

Müdahillerden Misbah Akdeniz söz alarak, "1993'te Ali Bey'in yanına gittik. Onunla artık aile gibi olmuştuk. Bana, 'Misbah, bu olay benim dışımda olmuş. Bu adam sizi öldürür' dedi. Babam ölünce aşiretin başına geçtim. 682 tane silah alarak korucu oldum, Ali Ergülmez'in yanına geçtim. Bu doğru değil mi?" diye sordu.

Ergülmez, "Böyle beyanda bulunmadım. Bu bizim askeri kurallarımıza ve ahlakımıza aykırıdır. Misbah Akdeniz korucumuzdu. Kendisiyle bağlantımız doğrudur. Ben, operasyonu planlamadığımızı, kayıtlarımızda böyle bir şey olmadığını söyledim." ifadesini kullandı.

- Dosyanın askeri mahkemeye gönderilmesi talebi

Cumhuriyet Savcısı Şaban Yavuz, soruşturmanın genişletilmesi talebi olmadığını bildirerek, esasa ilişkin görüşünü açıkladı.

Yavuz, 14 Temmuz 2016'da Resmi Gazete'de yayınlanan Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 12. maddesinin, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda değişiklik yaptığını ifade ederek, sanığa atılı suçun, 12. madde gereği askeri suçlardan sayıldığını kaydetti. Davanın, askeri mahkemede görülmesi gerektiğini ifade eden Savcı Yavuz, "görevsizlik" kararı verilerek, dosyanın askeri mahkemeye gönderilmesini istedi.

Sanık Ertürk'ün avukatlarından Arda İşgören, savcının görüşüne katılarak, yargılama konusu suçların askeri suç olarak kabul edildiğini ve Milli Savunma Bakanlığının iznine bağlandığını anlattı. İşgören, dosyanın askeri mahkemeye gönderilmesini talep etti.

Şikayetçi avukatları ise savcının görüşüne karşı yazılı beyanda bulunmak üzere süre istedi.

Mahkeme, şikayetçi avukatlarına istediği süreyi vererek, duruşmayı erteledi.

- Davanın geçmişi

Diyarbakır'ın Kulp ilçesi Alaca köyündeki kazıda insan kemikleri bulunmuş, DNA testi sonucunda kemiklerin, 1993'te gözaltına alındıktan sonra kaybolan 11 köylüye ait olduğu kesinleşmişti.

İddianamede, dönemin Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk'ün "kasten adam öldürme" suçundan 11 kez müebbet, "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "halkı silahlı isyana teşvik" suçlarından ise 25 yıla kadar hapsi isteniyor.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler