Okların hedefi Erdoğan!

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Adayı Mehmet Sait Yaz, imam Şafii'nin sözünü hatırlatarak, okların hedefinde Erdoğan olduğunu söyledi.

Okların hedefi Erdoğan!

Yaz, seçim sürecini değerlendirdi. Diyarbakır’ın AK Parti ile birlikte hizmet gördüğünü ifade eden Yaz, “her şeyden önce huzur var. Şimdi bu insanların bunu görmesi, özellikle 40 yaş üstündeki insanlar geçmişi de hatırladıkları için elbette ki AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a minnettar olduklarını müşahede ediyoruz” dedi.

TÜRKİYE BÜYÜDÜKÇE BATI RAHATSIZ OLUYOR

Neden AK Parti’ye ve Erdoğan’a destek verilmesi gerektiğini anlatan Yaz, “Erdoğan, bütün mazlumların hakkını savunduğu için insan hakları, şefkat, merhamet, kardeşlik ve dayanışma noktasında savunduğu için Batı, karşı çıkıyor.  Onun için diyorlar ki, ‘Biz Cumhurbaşkanını seçilmesine mani olmalıyız.’”

TÜM OKLARIN HEDEFİNDE ERDOĞAN VAR

İmam Şafii’nin sözünü hatırlatan Yaz, “Bu bölgedeki halkımızın genelin Şafii’dir. İmam Şafii şöyle diyor, ‘Eğer siz hak ve hakikati görmek istiyorsanız, düşmanın okuna bakın. Düşmanın oku nereye isabet ediyorsa, biliniz ki orada hakikat vardır.’  Hepsinin okunun hedefinde Erdoğan var”

HDP’LİLER BİLE ARTIK MECLİS’TE KÜRTÇE KONUŞABİLİYOR

Kürtlerin AK Parti döneminde birçok kazanım elde ettiğini belirten Yaz, HDP’lilerin bile artık Meclis’te Kürtçe konuşabildiğine dikkat çekerek, "Kürt siyaseti yapan insanlar, Kürtlerle alakalı hiçbir şey yapamamışlar. Yani tamirat yok, sadece tahribat vardı. Kürt halkı bunu görüyor ve biliyor”

7'Lİ KOALİSYON GELİRSE KAZANIMLARIMIZI KAYBEDERİZ

7'li koalisyonun gelmesi halinde kazanımların gideceğini kaydeden Yaz, vatandaşlardan destek beklediğini belirterek, “Önümüzde öyle dehşetli bir fırtına kasırga gözüküyor ki, eğer biz bunun tedbirini almazsak, maddi manevi bütün değerlerimizi alıp götürecektir” diye konuştu.

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Adayı Mehmet Sait Yaz, seçim sürecini değerlendirdi. 14 Mayıs’taki seçimlere sayılı günler kala mülakat veren Yaz, Diyarbakır’ın AK Parti ile birlikte hizmet gördüğünü ifade etti. Yaz, “Günlerdir sahadayız. Yüzlerce köyü dolaştık. Köylerde edindiğim intiba şu; ister ova köyü, ister dağ köyü olsun, belde olsun, mezra olsun, Diyarbakır’ımızın her yerine asfalt gitmiş. Elektrik, su var. Yol, su, elektrik ile alakalı bir problem yok. Köylerin tümüne parke taşları döşenmiş. Evlere bakıyorsun, şehirdeki evlerden farkı yok. Refah, mutluluk var. Her şeyden önce huzur var. Şimdi bu insanların bunu görmesi, özellikle 40 yaş üstündeki insanlar geçmişi de hatırladıkları için elbette ki AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a minnettar olduklarını müşahede ediyoruz. Bu hizmetlerin devam etmesini istediklerini müşahede ettik.” dedi.

TÜRKİYE BÜYÜDÜKÇE BATI RAHATSIZ OLUYOR

Neden AK Parti’ye ve Erdoğan’a destek verilmesi gerektiğini de anlatan Yaz, şu ifadelerde bulundu: “Biz insanlara şunu anlatıyoruz; ‘Neden AK Parti, neden Recep Tayyip Erdoğan?’ Çünkü 14 Mayıs’ta halkımızın önüne 2 sandık gelecek. Birinci sandıkta bir tarafta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan var, diğer tarafta Sayın Kılıçdaroğlu var. Halkımız ya Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı teyit edecek, ondan yana tavrını takınacak. Recep Tayyip Erdoğan demek, yeni Türkiye demek. Kalkınmış, müreffeh, huzurlu Türkiye demek. Erdoğan’ın yansıması bu. Ya ondan yana tercihini koyacak ya da eski Türkiye’den yana, Kılıçdaroğlu’ndan yana tercihini kullanacak. Kılıçdaroğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi demek, bizim buradaki algılarımıza göre; şiddet, dehşet, düşmanlık, adavet, camilerin kapatılması, Kur’an’ın yasaklanması, Kürtlerin dili ve diniyle ilgili yasakçı zihniyet demektir. Bunu halka sunuyoruz. Halk, bu zenginliği, refahı, mutluluğu gördükten sonra tercihini AK Parti ve Cumhurbaşkanımızdan yana kullanma eğiliminde. İkinci husus şudur; bu seçim bizim memleketimizin, devletimizin, halkımızın seçimidir. Ama halkımızdan daha ziyade dünya, Avrupa ve ABD bununla ilgileniyor. ABD Başkanı diyor ki, ‘Asrımızın en önemli seçimi.’ Neden asrın önemli seçimi? Çünkü onlara göre; Erdoğan gibi dik duran bir liderin, ABD, İsrail ve dünyaya karşı dik durmuş, bu memleketin hak ve hukukunu savunmuş, sadece bu memleketin değil, dünya halklarının, Kudüs, Filistin, Arakan, Bosna, Suriye, Irak ve bütün mazlumların hakkını savunduğu için insan hakları, şefkat, merhamet, kardeşlik ve dayanışma noktasında savunduğu için Batı, Erdoğan’a karşı çıkıyor. Türkiye büyüdüğünde Batı bundan rahatsız oluyor. İnsanlığın ve kendi halkının hakkını savunan bir lider yerine Körfez’deki ülkeler gibi emir ve komuta ile iş yapan, adeta vali mesabesinde olan, rahatlıkla yönetilebilen ve sömürülebilen bir insanı istiyorlar. Onun için diyorlar ki, ‘Biz Cumhurbaşkanını seçilmesine mani olmalıyız.’”

TÜM OKLARIN HEDEFİNDE ERDOĞAN VAR

İmam Şafii’nin sözünü hatırlatan Yaz, şu sözlerle devam etti: “Bu bölgedeki halkımızın genelin Şafii’dir. İmam Şafii şöyle diyor, ‘Eğer siz hak ve hakikati görmek istiyorsanız, düşmanın okuna bakın. Düşmanın oku nereye isabet ediyorsa, biliniz ki orada hakikat vardır.’ Biz de diyoruz ki; bütün Batı ve uluslararası ile yereldeki müttefiklerinin tümüne bakıyoruz, hepsinin okunun hedefinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan var. O zaman biz de bunu bilmeliyiz ki; İmam Şafii’nin teyidiyle, bu zat hak ve hakikat üzerinedir, bu zat bir daha seçilmelidir, bu Türkiye’nin başında olmalıdır, sadece Türkiye’deki Müslümanların değil, bütün dünyadaki ezilmiş insanların kurtuluşu için yeniden seçilmesi ve idame edilmesi gerekir.”

HDP’LİLER BİLE ARTIK MECLİS’TE KÜRTÇE KONUŞABİLİYOR

Kürtlerin AK Parti döneminde birçok kazanım elde ettiğini belirten Yaz, HDP’lilerin bile artık Meclis’te Kürtçe konuşabildiğine vurgu yaptı. Yaz, şu ifadelerde bulundu: "Ben 60 yaşındayım. 43 yıldır Diyarbakır’da yaşıyorum. Biz 12 Eylül’leri, 28 Şubat’ları gördük. Dine, dile, geleneğe yapılan baskıları gördük. Yani CHP zihniyetinin idame ettiği o baskıları yaşayarak bugünlere geldik. Hem dinimizi iyi yaşayamadık, hem de dilimizi konuşamadık. Köylerin isimlerinden tutun, insanların soyisimlerine kadar hepsi değiştirilmişti. Din ve kültürden bize yansıyan ne varsa hepsine düşmanlık yapılmıştı. Cumhurbaşkanımızın gelişiyle 21,5 yıldır, hem dinimizin hem de dilimizin önündeki engeller tamamen kaldırıldı. Onlara göre bilkülliye değil ama Millet İttifakı’na göre söylüyorum, nispi de olsa bize göre yüzde 80 kaldırıldı engeller. Biz dilimizi bugün rahat konuşabiliyoruz, vaaz edebiliyoruz, televizyonlarda hutbe okuyabiliyoruz, bütün televizyonlarda Kürtçe konuşabiliyoruz. Meclis’te bile konuşabiliyoruz. HDP milletvekilleri, Meclis’te Kürtçe konuşuyorlar. Ayrıca TRT Kürdi diye bir kanal oluşturulmuş, 24 saat 3 kıtaya yayın yapıyor. Ve buradan Kürtlerin bütün kültürleri yansıtılıyor. Hocalarımızla, din adamlarımızla Ramazanlar'da, sahurlarda, iftarlarda dinle alakalı bölgenin maneviyatıyla alakalı programlar yapıldı ve bu yapılmaya devam ediyor. Bu nedenle bugün Kürt siyaseti yapan insanlar, Kürtlerle alakalı hiçbir şey yapamamışlar. Yani tamirat yok, sadece tahribat vardı. Tamiratı Cumhurbaşkanımız ve AK Parti yaptı. Biz bunu hissediyoruz ama Batı'daki insanlar bunu hissedemez. Çünkü onlar Kürtçe'yi bilmiyor.

Üniversitelerde Kürdoloji kürsüleri kurulmuş, diğer özel okullarda matbuatta dergilerde, radyoda, televizyonda kültürel alanda hiçbir yasak yoktur. Asimilasyon, red, inkar bitmiştir. Kürtler bunu görüyor. Aklı başında olan her Kürt bunu görüyor. AK Parti ile gelen bir mutluluk var huzur var. Diğer tarafla gelen şiddet var baskı var. Biz bugün hala 6-7 Ekim olaylarını, Yasin Börü'yü unutmadık. Bu şiddetleri yaşatan sözüm ona Kürt siyasetinini idame etmek insanların eliyle yapıldı. Bunlar tahribattan başka hiçbir şey yapamadılar. Onlar şehirleri yıktılar, biz tamir ettik, onlar camileri yıktılar, biz imar ettik, onlar kiliseleri yaktılar yıktılar, biz imar ettik, onlar köprüleri yıktılar, biz imar ettik. Onlar yıkıyor, AK Parti yapıyor, Cumhurbaşkanımız yapıyor. Bu nedenle Kürt halkı bunu görüyor ve biliyor. Halkımız Cumhurbaşkanımızdan yana olacak ve Allah'ın izniyle Cumhurbaşkanımız ilk turda seçilecektir."

7'Lİ KOALİSYON GELİRSE KAZANIMLARIMIZI KAYBEDERİZ

7'li koalisyonun gelmesi halinde kazanımların gideceğini kaydeden Yaz, "Bu koalisyonun Allah muhafaza kazanması halinde 30 yıl boyunca kazandığımız bütün kazanımlar birer birer gidecektir. Sayın Kılıçdaroğlu'nun biz geliriz de şunu yaparız dediği bir şey yok. Şunu yasaklarız, İstanbul Havalimanı'nı yasaklarız, İstanbul kanalını yasaklarız diyor. Cumhurbaşkanının yaptığı bütün işleri reddederiz diyor. Ne işimiz var Libya'da diyor, ne işimiz var Suriye'de, ne işimiz var Mavi Vatan'da. Yani öyle küçük bir tasavvurla Türkiye'ye tasarlıyor ki, Allah korusun onların iktidarı olursa inanın bölünmeye kadar gidilir ve bütün kazanımlar hem Türkiye'deki insanların hem bölgedeki insanların elinden gideceğini biz de biliyoruz, bölge insanı da biliyor." diye konuştu.

PROJE YOK, SADECE KONUŞUYOR

7'li koalisyonun konuşmaktan başka bir şey yapmadığını dile getiren Yaz, "Meydanlarda konuşuyorlar, miting yapıyorlar ama ne getirecekleriyle alakalı bir proje yok. Sadece bu 7'li masa üzerinde 8 Amerika, 9 israil, 10 Batı'nın tümü, yani 7'li 8'li de değil. Rakamları daha da yükseltebilirsin. Bunlar birbirine benzemez insanlar, bunların parti politikaları taban tabana zıt. Bunları bir araya getiren tek şey Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı indirmektir. Eğer Allah muhafaza bunlar başarırsa, Erdoğan düştükten sonra bunlar devleti idare edemeyecektir. En fazla yine 1 yıl sonra seçim olacaktır." dedi. 

ÖNÜMÜZDE DEHŞETLİ BİR FIRTINA VAR

Vatandaşlardan destek beklediğini belirten Yaz, "Benim eklemek istediğim en önemli husus duadır. Ben bizi izleyen kardeşlerimizden dua talep ediyorum. Çünkü önümüzde öyle dehşetli bir fırtına kasırga gözüküyor ki, eğer biz bunun tedbirini almazsak, Allah muhafaza, o gelen dehşetli rüzgar ve kasırga, maddi manevi bütün değerlerimizi alıp götürecektir. 14 Mayıs bir fırsattır. Bunun önüne bir set çekelim ki bizim evlatlarımız, torunlarımız daha fazla müreffeh bir hayat yaşamaları için bunu biz kesinlikle yapmalıyız." ifadelerinde bulundu.

Kaynak: Diyarbakır Söz