Bu olayların yüzde 77'sinde ateşli silah kullanıldı. Ateşli silahlarla yaşamını yitirenlerin yüzde 85’i de ruhsatsız silahlarla vuruldu. Uzmanlara göre cezalar yeterli ama uygulamada sıkıntılar var.
28 Eylül, Bireysel Silahsızlanma Günü. Bireysel silahsızlanma için çalışan Umut Vakfı’nın gazete haberlerinden derlediği sayılara göre 2016 yılında, 1 Ocak - 22 Eylül tarihleri arasında Türkiye genelinde kesici aletler ve ateşli silahların kullanıldığı toplam 1990 şiddet olayı gerçekleşti. Bu olaylarda 1549 kişi yaşamını yitirirken, 1303 kişi yaralandı.
Vakıf verilerine göre 2016 yılında meydana gelen olayların yüzde 76,68’inde tabanca, tüfek, hatta kalaşnikof gibi ateşli silahlar, yüzde 23,32’sinde ise bıçak, balta gibi aletler kullanıldı.
Bir başka değişle Türkiye’de içinde bulunduğumuz yılda şu ana kadar ateşli silahların kullanıldığı toplam 1525 olay meydana geldi. Adli kurumlara yansıyan bu olaylarda kullanılan silahların % 85’i ise ruhsatsız.
Sadece ateşli silahların kullanıldığı olaylar incelendiğinde yüzde 58,13’ünün (887 olay) tüfeklerle, yüzde 6,55'inin (100 olay) beylik tabancası (memurlara verilen resmi görev silahı), yüzde 35,5'inin de (539 olay) tabancalarla işlendiği görülüyor.
"25 milyon bireysel silah"
Umut Vakfı, "28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü" münasebeti ile yayımladığı bildiride, 2012 yılında TBMM İçişleri Bakanlığı Silah Kanun Tasarısı Komisyonu’nda gündeme gelen silah sayılarını hatırlattı. Buna göre göre o dönem Türkiye’de yüzde 15’i ruhsatlı, yüzde 85’i ruhsatsız 17 milyon bireysel silah bulunduğu yönünde tespitler bulunuyordu. Umut Vakfı, 2016 itibarı ile bu sayının 25 milyona kadar ulaştığını savunuyor.
Vakfın Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Prof. Dr. Timur Demirbaş, ruhsatsız silahlar konusunda Türkiye'deki yasaların dünya standartlarında olduğunu ancak uygulamada sorunlar yaşandığını söylüyor:
“6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun, ruhsatsız silah taşıyanlara bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Bu yeterli bir cezadır. Ancak uygulamada sıkıntılar var. Bu silahların üretiminin, satışının engellenmesi yönünde yeterli önlemler alınmıyor. Ruhsatsız silahı olanların tespiti de bir suça karışmadıkları sürece zor oluyor.”
"Yasalar yetmez, bilinçlendirmek gerek"
Kültürel olarak Türk halkının silaha düşkün olduğunu hatırlatan Demirbaş, bütün ruhsatsız silahların suç amaçlı örgütler veya suçlular tarafından kullanılmadığını hatırlatıyor:
“Bu ruhsatsız silahların çoğu, suç eğilimi olmayan sıradan vatandaşlara ait. Özellikle kırsal bölgelerde ve kültürel olarak silaha talebin yoğun olduğu Karadeniz gibi yörelerde insanlar konuya illegal bir olgu olarak bakmıyor. Bunun eğitim ve bilinçlendirme ile aşılması gerekir. Bir anlık bir öfke, bilinçsiz kullanıcılar, düğün gibi kutlamalarda yaşanan kazalar bu insanları istatistiklerin bir parçası haline getiriyor.”
Umut Vakfı’nın, Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Asayiş Daire Başkanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı’nın verilerine dayandırdığı bilgiler de Demirbaş’ın söylediklerini destekler nitelikte. Mafya ve organize suç örgütleriyle bağlantılı cinayetler yüzde 4’te kaldı. Cinayetlerin nedenlerine bakıldığında ilk sırada anlık öfke patlaması olmak üzere cinnet geçirme, tartışma, görüş ayrılığı yer alırken, alacak verecek, borç para, namus, cinsel saldırı, mal paylaşımı da ön planda geliyor.
Yetkililerin özellikle kutlamalarda havaya sıkılan silahlar ile ilgili taviz vermemesi gerektiğinin altını çizen Demirbaş, halkın da bu konuda bilinçlendirilerek otokontrol mekanizması oluşmasının desteklenmesinin önemine değiniyor.
"Ruhsat yetmez, ehliyet de gerekir"
Türkiye’de sabıkası olmayan varlıklı insanların kolay bir şekilde silah (tabanca) bulundurma ruhsatı alabildiğini, av tüfeği ruhsatlarının ise çok daha ulaşılır olduğunu söyleyen Demirbaş, silah ruhsatı olan birçok kişinin onu kullanmaya ehliyetli olmadığını düşünüyor:
“Silah ruhsatı için gerekli sağlık muayenesinde yer alan psikolojik testin çok daha ciddi yapılması gerekiyor. Ayrıca silah satın alan kişilerin eğitimden geçirilmeleri gerekir. Hem silahın kullanımı hem de bakımı konusunda. Birçok kişi silahının temizliğini yaparken aile fertlerini vuruyor. Amerika gibi ülkelerde bunun örnekleri var. Ruhsat için silah eğitimini şart koşuyorlar."
Demirbaş, evde de silahların kilitli kasalarda tutulması gibi şartların getirilmesini istediklerini söyledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz