AK Parti Isparta Milletvekili Sait Yüce, "Said Nursi'den Said-i Kürdi çıkar ama Said-i Kürdi'den Said Nursi çıkmaz. Öcalan'ın bu Said'lerle ilgili hem 'gerici' hem 'İngiliz ajanı' diye beyanları var. Öneriyi verenlerin Öcalan ile de hesaplaşmaları gerekir. Kürt milliyetçilerinin Said Nursi'den ellerini çekmeleri ve onu siyasi bir araç olarak kullanmaktan vazgeçmeleri ahlaki bir sorumluluktur.
TBMM Genel Kurulu'nda, HDP'nin, Şeyh Said, Saidi Nursi, Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerinin tespiti ve iadesiyle ilgili Meclis araştırması açılması önerisi kabul edilmedi.
HDP; TBMM Danışma Kurulunda uzlaşma sağlanamaması üzerine, grup önerisini Genel Kurula taşıdı. Öneri üzerinde konuşan HDP Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy, 1925 yılında 46 arkadaşıyla Dağkapı'da asıldıktan sonra kimsenin bilmediği çukura gömülen Şeyh Said'in cenazesinin 1960 darbesinden sonra Şanlıurfa'dan alınarak bilinmeyen yere götürüldüğünü söyledi.
Kürtlerin değer biçtiği kişilerin cenazelerine yapılan uygulamanın bugün de sürdüğünü, birçok yerde ailelerin çocuklarının cenazelerini teşhis edemediğini dile getiren Özsoy, "Kürtlerin ölü bedenlerine yapılan hakaret son bulsun. Bu uygulamaların İslam hukukunda, savaş hukukunda, insan hakları hukukunda ve TCK'da yeri yoktur. Söz konusu Kürt olunca kendi yasasına bile riayet etmeyen bir devlet anlayışı var. Kürtlerin insanca ölememe sorunu var" dedi.
Öneri aleyhinde söz alan AK Parti Isparta Milletvekili Sait Yüce, şunları kaydetti:
"Said Nursi'den Said-i Kürdi çıkar ama Said-i Kürdi'den Said Nursi çıkmaz. Öcalan'ın bu Said'lerle ilgili hem 'gerici' hem 'İngiliz ajanı' diye beyanları var. Öneriyi verenlerin Öcalan ile de hesaplaşmaları gerekir. Kürt milliyetçilerinin Said Nursi'den ellerini çekmeleri ve onu siyasi bir araç olarak kullanmaktan vazgeçmeleri ahlaki bir sorumluluktur. Said Nursi sadece Kürtlerin değil, Türkiye'nin, hatta alem-i İslam'ın çimentolarından biridir ve öyle de kalacaktır. Tek partinin baskı ve zulüm ortamının yöneticileri insanlığa, İslamiyet'e, kardeşliğe yakışmayan vahim hatalara imza atmışlardır. Biz yakın tarihimizdeki bu kabul edilemez zulüm ve yanlışlıkları sonuna kadar reddediyoruz. O zulümleri yapanlar bu insanların dirisinden rahatsız oldukları gibi, ölüsünden, naaşından, kabirlerinden de rahatsızdılar, mezarlarını bu yüzden de kaybettiler."
Yüce, önerinin yapıcı değil, ayrıştırıcı bir nitelik taşıdığını ve Kürt milliyetçiliğine sembolik kazanımlar sağlamayı amaçladığını söyledi.
AK Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş de öneri aleyhine yaptığı konuşmada, HDP'nin samimi olmadığını, ölüler dahil her türlü kutsaldan siyasi rant devşirdiğini savunarak, "HDP'nin temsil ettiği değerler, Bediüzzaman'ın, karşısında mücadele ettiği değerlerdir. Bediüzzaman, Şeyh Sait, Seyit Rıza da bu toprakların değerleridir. Doğru ya da yanlış, bu toprakların değerlerinden beslenerek fikir üretmiş, çözüm sunmuşlardır. Siz bu coğrafyanın problemlerinin çözümünü Marksist ya da Leninist teoride arayacağınıza Bediüzzaman'ın reçetelerinde, risalelerinde arasaydınız, bugün, bu samimiyetinizi burada tartışmıyor olacaktık. Eğer siz samimi olsaydınız, bugün Türkiye bölgenin ve dünyanın en huzurlu ülkelerinden birisi olacaktı" görüşünü savundu.
- AK Parti ile HDP arasında tartışma
Öneri üzerindeki görüşmelerde AK Parti'li ve HDP'li milletvekilleri arasında tartışma yaşandı.
HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, iktidarın hiçbir insani değeri tanımadığını savunarak, "Önce siz IŞİD ile aranıza mesafe koyun, Brüksel'de, Taksim'de bomba patladı. IŞİD dünyanın başına bela. IŞİD'i besleyen, bu hale getirenler önce onlarla kendi arasına mesafe koysun. İktidar, şu anda Kürt illerinde PKK , terörle değil, halkla savaşıyor. Halka savaş açmış durumda. İstismar konusunda Guinness Rekorlar Kitabı'na girecek kadar istismarcı bir partisiniz" dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, sataşma gerekçesiyle söz alarak, şunları söyledi:
"AK Parti ve hükümetin savaştığı bir tane yer var; alçaklarla, teröristlerle, Güneydoğu'yu harabeyle çevirenlerledir. PKK, Ankara'nın göbeğinde, en ağır terör faaliyetlerini yaptığında ses çıkarmayanlar, IŞİD yapınca laf söylemeye kalkıyorlar. Sahte yaklaşımlar, iki yüzlü yaklaşımlar halkın gördüğü gerçeklerdir. Terörün her birisi lanetlidir; IŞİD de yapsa öyle, PKK da öyle, DHKP-C de öyle. Samimiyseniz, terörün hepsine tepki göstermeniz lazım. Terör, Brüksel'de de terör, Taksim'de de terör, Ankara'da da terör. Onlara ses çıkarmayacaksınız ancak çukur kazarak, hendek kazarak bu ülkenin güvenlik güçlerini, sivil insanlarını şehit edeceksiniz ama bununla ilgili ufak bir eleştiri olduğunda en ağır ifadeleri kullanacaksınız. Hem de kim kullanacak? Daha dün, nevruz gibi tüm bölgemizin kutladığı bir bahar bayramında, arkasında kalaşnikoflu fotoğraflarla miting yapanlar diyecek. Haydi oradan size."
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de sataşma gerekçesiyle söz alarak, sivilleri hedef alan tüm saldırıları ayrım yapmadan kınadıklarını belirterek, "Hükümetin sorumluluğunu gözardı edecek, sizi aklayacak birtakım hamaset bildirilerinin altına imza atmadık, atmamaya devam edeceğiz. İkircikli davranan sizsiniz. IŞİD saldırı yaptığında deklarasyon imzalamıyorsunuz. Bu sizin iki yüzlülüğünüzü gösterir. Siz bu ülkenin adını IŞİD ile özdeşleştirdiniz. Yazıklar olsun" dedi.
AK Parti'li Turan, tekrar söz aldı ve bazı fotoğraflar göstererek, "Daha dün kalaşnikof arkada, siz konuşma yapıyorsunuz. İnsan biraz mahcup olur, yüzü kızarır. Daha vahimi bunun adı 'barış mitingi'... Devam edin, halk sizi görüyor. Daha önce 'bebek katili' ifadesi vardı. Sizi tebrik ediyorum; 'bebek katili' ifadesinin ötesine geçtiniz, doğmamış bebeklerin katili haline geldiniz. Ankara saldırısında 6 aylık bebek öldü, doğmamamış bebeğin katilisiniz" diye konuştu.
Birleşimi yöneten Başkanvekili Ahmet Aydın, tartışmanın sürmesi üzerine, "Terör konusunda ortaklaşmayacağız da hangi konuda ortaklaşacağız? Allah aşkına bunun üzerinde polemik yapmayalım. IŞİD, PKK, DHKP-C ve her türlü terör grubunu ayaklar altına alalım ve hep birlikte lanetleyelim" dedi.
Konuşmaların ardından öneri kabul edilmedi. kaynak:memurlar
Kaynak: Diyarbakır Söz