Sakık'tan şok mektup

Sakık; 1993'te şehit olan 33 asker, bile bile PKK'nın önüne atıldı. Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ı PKK değil, kendi askeri vurdu. Albay Rıdvan Özden çatışmada vurulmadı. Özden'i Doğu Çalışma Grubu öldürdü

Sakık'tan şok mektup

“İlk defa sizinle paylaşıyorum” diyen Şemdin Sakık, silahsız 33 erin katledildiği olayın Doğu'da “Doğu Çalışma Grubu” adıyla örgütlenen cunta tarafından planlandığı ve PKK'ya havale edildiğini söyledi. 28 Şubat darbesine zemin hazırlayan 1993 yılına özellikle dikkat çeken Sakık, Eşref Bitlis'in ekibinde yer alan Tuğgeneral Bahtiyar Aydın ile Albay Rıdvan Özden'in öldürülme hadisesini yakından bildiğini kaydetti.

“ORTAM MÜSAİT” DEYİP AKİT'E MEKTUP GÖNDERDİ

18 yıl PKK'nın iki numaralı ismi olarak dağda kalan Şemdin Sakık, Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nden Akit'e gönderdiği mektupta şok iddialarda bulundu. “Olayın arka planını ilk olarak sizinle paylaşmak istiyorum. İlk kez, çünkü şimdiye kadar ortam olayın bütün boyutlarını ortaya koymamıza uygun değildi” diyen Sakık, Bingöl'de 1993'te 33 askerin şehit edilmesinin perde arkasını anlattı.

“93'TEKİ OLAYLAR DÇG'NİN İŞİ”

Yeni Akit Gazetesinde Erol Metin'in haberine göre, 28 Şubat'a giden sürecin başlangıcı olan 1993 yılındaki suikast ve şüpheli ölümlere vurgu yapan Sakık, Batı Çalışma Grubu'nun Doğu ve Güneydoğu'daki örgütlenmesi olan Doğu Çalışma Grubu'nun, o yıl fiiliyata geçtiğini söyledi. Sakık, 93'te yaşanan acı hadiselerin tamamının yönetimi ele geçirmeyi amaçlayan ve kanın akmasını isteyen bu cunta ekibinin işi olduğunu öne sürdü. Sakık, 33 er olayının da 93'te gerçekleştirilen suikastlar zincirinin bir halkası olduğunu savundu.

“ASKERLER PKK'NIN ÖNÜNE ATILDI”

Silahsız ve korumasız askerlerin adeta PKK'ya teslim edildiğini anlatan Sakık, “33 asker olayı bir grup kızgın PKK'lı tarafından gerçekleşti ama planlayarak, istihbarat alarak gerçekleştirdikleri bir eylem değildi. Bu askerler birileri tarafından kendilerinin önüne atıldı ve Doğu Çalışma Grubu'nun ikinci planı, yani topyekün savaş planı bu olaya dayandırılarak hayata geçirildi” dedi.

“33 ERDEN SONRA TÜRK HALKININ İTİRAZI KALMADI”

Kürt-Türk kavgasının sürmesinden nemalanan ve halkın kendilerine ‘kurtarıcı' gözüyle bakmasını sağlamak isteyen cunta ekibinin, infial oluşturmak için masum askerleri kurban seçtiğini dile getiren Sakık, şöyle konuştu: “Nasıl ki 12 Eylül öncesinde halka ‘Ordu göreve' çağrısı yaptırmak için binlerce insanın ölümüne ya göz yumuldu ya da teşvik edildiyse, bu sefer de oluşturulan topyekün savaşa zemin hazırlamak için infial yaratacak bir eyleme ihtiyaç vardı. 33 asker olayı başarılı biçimde gerçekleştirildikten sonra, Türk halkının itirazı kalmamıştı. Bu olayla galeyana gelen Türk halkı, ‘Ne yaparsanız yapın bu işi bitirin' diyerek, bu savaş aygıtına açık çek vermişti. Halk artık bu güruhu kurtarıcı gördüğü için çocuklarını davul zurnayla savaşa gönderir olmuştu.”

CUNTA TASFİYE YAPIP KENDİ ADAMLARINI GETİRDİ

1993 yılında peş peşe hayatlarını kaybeden Uğur Mumcu, Adnan Kahveci, Eşref Bitlis ve ekibindeki subaylar ile Turgut Özal'ın DÇG tarafından ortadan kaldırıldığını iddia eden Şemdin Sakık, “33 asker olayına bu aşamalardan sonra gelindi” diyerek, “Uğur Mumcu, askeri icraatın başı Eşref Bitlis, askeri istihbaratın başı Cem Ersever, Türkiye Cumhuriyeti devletinin başı Turgut Özal, bir dönemin Asayiş Komutanı Hulusi Sayın, jandarmanın etkili albaylarından İsmail Selen, Turgut Özal'ın sağ kolu Adnan Kahveci ve daha birçok üst düzey komutan, siyasetçi ve aydın tasfiye edilerek, yerlerine savaşı bütün vahşetiyle sürdürme eğiliminde olanlar getirilerek 33 asker olayı sürecine gelindi” ifadelerini kullandı.

“BAHTİYAR AYDIN VURULDUĞUNDA ALANDAYDIM”

Şüpheli uçak kazasında yaşamını yitiren eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in ekibinde yer alan Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın vurulduğu saatlerde bölgede olduğunu anlatan Sakık, “Bahtiyar Aydın'ı ‘çatışma var' diyerek Lice'ye getirip orada, hemen helikopter pistinde vurdular. O zaman alandaydım. Anında kendilerini telsizden aramış, ‘Paşanızı vuracak kadar kudurdunuz' dediğimde küfrederek telsizi kapatmışlardı” şeklinde konuştu.

“EMRİMDEKİ PKK'LILAR İLGİMİZ YOK DEDİLER”

Adli Tıp'ın alnından değil, kafatasının üst kısmından mermi girişi bulunduğunu tespit ettiği eski Mardin Jandarma Alay Komutanı Albay Rıdvan Özden'in de DÇG tarafından öldürüldüğünü ileri süren Sakık, “Albay Rıdvan Özden'in Mardin kırsalında bir çatışmada vurulduğu haber yapıldığında o bölgede faaliyet yürüten arkadaşlarımı aramış ve sormuştum. Cinayetle hiçbir ilişkilerinin olmadığını söylemişlerdi. Böylece bunun da Doğu Çalışma Grubu'nun işi olduğunu anlamıştık” dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz