DİYARBAKIR-DBP tarafından Diyarbakır'da yerel yöntemler toplantısı düzenlendi. DBP İl binasında düzenlenen toplantıya Eş Genel Başkanları Kamuran Yüksek, Emine Ayna ile DBP'li Belediye başkanları katıldı. Çözüm süreci ve 7 Haziran'da yapılacak seçim çalışmalarıyla ilgili konuşan, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Kürt halkının geçmişte kendi kimliği, kendi kültürü ve diliyle yaşabilmek için büyük mücadele verdiğini ancak Türkiye'de demokratik kanallar ve zemin olmadığından zorunlu olarak farklı araç ve gereçlerle mücadelesini sürdürmek durumunda kaldığını söyledi.
HER KESİM KENDİNİ İFADE ETMELİDİR
Türkiye'de sadece Kürtler değil yaşayan bütün kesimlerin farklı araçlarla kendisini ifade etme yoluna gittiğini kaydeden Kamuran Yüksek, şunları söyledi: "Cumhuriyet, sadece halkların değil aynı zamanda ideolojilerin de kendisini ifade etmesini engellemiştir. Resmi ideoloji dışında Türkiye'de başka hiçbir ideolojinin varlığına olanak ve imkan tanınmamıştır. Bu nedenle de farklı siyasal düşüncesi olanlar, siyasal hareketler hem de bizim gibi ezilen yok sayılan, inkar edilen halklar illegal yöntemlerle, silahlı yöntemlerle kendisini ifade etmek zorunda kalmıştır. Özellikle son 40 yıl bu amansız savaşına tanıklık etmiştir. Sadece 40 yılda on binlerce insanımız yaşamını yitirmiştir. Son iki yıldır özellikle başkan Öcalan'ın başlatmış olduğu süreçle artık şiddet yönteminin dışında, silahlı yöntemlerin dışında mücadeleyi süründürebilmenin Cumhuriyet'i kendi ayakları üzerinde oturtabilmenin, demokratikleştirebilmenin süreci başlatılmıştır. Devlet bu konuda elbette gönüllü bir şekilde bu sürece girmedi. Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler, 21'inci yüzyıl gerçekliği Türkiye'nin de dönüşüme tabi olma zorunluluğu nedeniyle böyle bir sürecin başlamasına devlette katılmış onay vermiştir"
TÜM KURUMLARIMIZLA ÖCALAN'IN ARKASINDAYIZ
Son iki yılda beklenen adımların devlet tarafından atılmadığını iddia eden Yüksek, " Bizim siyaset olarak Türkiye kamuoyuna sunmamız gereken AKP hükümetinin üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmeye davet etmek, bunun üzerine baskı uygulamak, toplumu bu çerçevede örgütlenmesini sağlamaktır. Manipülasyonlara müsaade etmemektir. Hükümet ve devlet tarafından gerek HDP, gerekse siyasetin içerisinde bulunan birçok arkadaşımıza yönelik süreç karşıtı gibi yaklaşımlarına gelmemek bunun toplumda karşılık bulmamasını sağlamaktır. Kesinlikle bizler bütün kurumlarımızla iletişim halindeyiz tutumumuz, yaklaşımımız, doğrultumuz nettir. Kesin ve net olan şudur tüm siyasal hareket ve kurumlarımızla birlikte Başkan Öcalan'ın ortaya koymuş olduğu tutumun arkasındayız. Bu süreci bir bütünen sahiplenme yaklaşımı içerisindeyiz. Ama bu sürecin gerçekleşebilmesi içinde durup beklemek değil, hükümetin devlettin adım atmasını sağlamak üzere siyasal ve toplumsal baskı oluşturmak durumundayız. Türkiye kamuoyuna da şunu çok açık belirtmemiz gerekecek. Artık sorumluluk hükümettedir. Eğer 40 yıllık yaşanan savaşın şiddet boyutumun tamamlanması isteniyorsa gözlerin artık hükümete çevrilmesi gerekiyor. Bizler Kürt hareketinin demokratik, sivil örgütleri olarak bundan sonraki süreçte mücadelemizi demokratik yol ve yöntemlerle geliştireceğimize inanıyoruz. Bu konuda kendimize güveniyor ve inanıyoruz. Biz siyasal yollarla da, demokratik yollarla da mücadelemize kaldığı yerden devam edecek güce ve iradeye sahibiz."
SONLANACAK OLAN SADECE MÜCADELE YÖNTEM VE ARACIDIR
Ortaya konan tutum ve niyetin gerçekleşmesi durumunda bir sürecin sonlanması anlamına geleceğini belirten Yüksek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ama sonlanacak olan husus mücadele yöntem ve aracıdır. Mücadelenin kendisi asla sonlanmıyor ve sonlanmayacaktır. Tam tersi Türkiye'de AKP gibi tekçi, faşizan ve toplumu homojenleştirmeye çalışan zihniyetlere karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. Sonuna kadar savaşacağız. Savaş bitmiyor savasın araç ve gereci tartışma konusu. Tam tersine ideolojik mücadeleyi çok daha fazla yükseltmemiz gerekecek. Siyasal mücadeleyi AKP'ye karşı çok daha fazla yükseltmememiz gerekecek. Toplumsal örgütlenmeyi çok daha fazla arttırmamız gerekecek, bu nedenle bunun çok doğru anlaşılması gerektiği kanaatindeyiz. Aynı zamanda mücadelenin bittiği anlamına gelmez AKP ve AKP gibi zihniyetlere karşı savaşın bittiği anlamına gelmez savaşımız, mücadelemiz demokratik yol ve yöntemlerle devam edecek. Siyasal, ideolojik yol ve yöntemlerle devam edecektir. Biz halkımıza toplumlara bu mücadele başlarken söz verdik. Eşitlik, özgürlük, adalet tesis edilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz dedik. Bu sözümüz bakidir. Kürt halkı özgürleşene kadar, Türkiye'de yaşayan halklar özgürleşene kadar emek sömürüsü ortadan kalkana, adalet, eşitlik sağlanana kadar mücadelemiz amansız şekilde devam edecektir." Başkan Yüksek daha sonra LDP'den DBP'ye geçen Muş Konakkuran Beldesi Belediye Başkanı Bülent Ateş'e parti rozeti taktı.
Kaynak: Diyarbakır Söz