CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu hazırladığı 'kayyum' raponunda, Eylül 2016 tarihinden itibaren DBP'li belediyelerin eş başkanlarının görevden alınmaları veya tutuklanmaları üzerine atanan kayyumların uygulamalarının bölgede ciddi rahatsızlıklar yarattığını öne sürdü. Tanrıkulu, halkın kendi oylarıyla seçtiği belediye başkanları yerine Ankara'dan atanan kayyumların yerel yönetimin başına getirilmesinin, bölge halkının iradesine yönelik saygısızlık olduğunu ileri sürdü.
Bu uygulamanın kendisinin bölge halkında derin bir incinme yaratığı, kayyumların gerçekleştirdikleri faaliyetlerin de bu duyguyu daha da derinleştirdiğini kendince kurgulayarak rapor hazırlayan Tanrıkulu, iddiaları sıraladı;
TANKURULU İDDİASI
"Kayyumların, bölgedeki çeşitli heykel, anıt, dikit veya sembolleri, bölge halkının ortak acı veya mirasını anımsatan yapıları kaldırtmaları meşru olmadığı gibi hiçbir izahı da mümkün değildir. AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın her seçim propagandasında adını ağzından düşürmediği Ahmedi Hani'nin anıtını yıkan kayyum bölgede kimi temsil etmektedir? Tıpkı Nazım Hikmet gibi, Kürtlerin milli şairi olan Cegerxwîn ismine tahammül edemeyip tabelasını söken kayyum bölgede kimi temsil etmektedir?"
"Diyarbakır'ın tarihi mirası olan Dört Ayaklı Minare'nin zedelenmesine basın açıklamasıyla tepki gösterdiği sırada katledilen insan hakları savunucusu, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin ismini parktan sildiren kayyum bölgede kimi temsil etmektedir?" iddiasında bulunarak, sorğulama yapan Tanrıkulu, DBP'li Belediyeleri açıkla destekledi. Tanrıkulu, "12 yaşında, 13 kurşunla, babasıyla birlikte katledilen Uğur Kaymaz'ın, eski milletvekili Ortan Doğan'ın, Roboski'de katledilen 34 köylünün anıtını söktüren kayyumlar bölgede kimi temsil etmektedir? Tarihe dair ne varsa silip süpüren, Kürtçe tabelaya bile tahammül göstermeyen, bölge halkının iradesine de kültürüne de diline de saygısı olmayan bu kayyumlar ne hedeflemekte ve kimi temsil etmektedir? Özellikle bölgedeki kadınların ekonomik ve sosyal yaşama katılımını artırmayı hedefleyen projelerin iptal edilmesi, kurumların kapatılması veya devredilerek etkisizleştirilmesindeki amaç nedir? Belediyelerin desteği ve kadınların kendi inisiyatifleriyle, kadın bakış açısıyla gerçekleştirdiği çalışmaların iptalinin veya engellenmesinin, çocuklar için geliştirilen projelerin iptalinin, belediye bünyesinde çalışan tiyatrocuların ihracının yerel yönetimle değil doğrudan siyasal bir hedefle ilgisi vardır. Bu siyasi hedefin adı da açıktır: Asimilasyon, inkâr ve imha! Oysa AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan defalarca 'asimilasyon ve inkâra son verdik' demişti."
HAFIZAYI SİLME RAPORU
CHP'li Tanrıkulu raparunda kayyumların uygulamalarına ait eski ve yeni fotoğrafları da paylaşması dikkat çekerken, cezaevinde olan ve görevden alınan belediye başkanlarının örgüt ile ilgili bağlantılarına değinmedi. Tanrıkulu, hazırladığı raporda kayyum atanan belediyelerin icraatlarına tek bir satırda yer vermeyerek, "Yerelde kayyumlar vasıtasıyla hafıza silmeye, asimilasyonu güncel politika haline getirmeye çalışan iktidar TBMM'de İç Tüzük Değişikliği ile bu politikayı tüm ülkede hakim kılmayı, Kürtler dahil tüm farklı kimliklerin, kültürlerin adlarının bile anılmasını engellemeyi hedeflemektedir. Kayyumların icraatları ise iktidarın Kürt sorunu konusunda geldiği noktanın özeti mahiyetindedir" iddiasında bulundu.
Kaynak: Diyarbakır Söz