Van'da FETÖ iddianamesinden: Gerekirse Allah'ı inkar etmek mümükündür

VAN'da, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan ve Kanun Hükmünde Kararname ile meslekten ihraç edilen bir jandarma personeli hakkında hazırlanan iddianamede şüpheli hakkında 7.5-15 yıl kadar hapsi istendi.

Van'da FETÖ iddianamesinden: Gerekirse Allah'ı inkar etmek mümükündür

Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY'nin Van'daki askeri yapılanmasına yönelik soruşturmada, meslekten ihraç edilerek tutuklu bulunan eski jandarma personeli F.Ç. hakkında başlatılan soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame, Van 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede FETÖ/PDY'nin yapısı ve işleyişi hakkında detaylı bilgiler yer alırken şüpheli jandarma personelinin örgütün şifreli haberleşme programı 'ByLock'u kullandığı belirtildi. Şüpheli, 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilmesi istendi.

Hazırlanan 48 sayfalık iddianamede FETÖ/PDY'nin yapısına ilişkin bilgiler yer aldı. İddianamede, terör örgütü FETÖ/PDY mensuplarınca 15 Temmuz 2016'da ülke genelinde cebir ve şiddet kullanılarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni, hükümeti ortadan kaldırmaya, yerine başka bir düzen getirmeye teşebbüs girişiminin, başta halk olmak üzere Emniyet ve silahlı kuvvetlerdeki darbe karşıtı kesimlerin mücadelesi ile başarısızlıkla sonuçlandığı ifade edildi. İddianamede, örgütün özellikle belirlediği muğlak ve anlamsız isimlendirmelerle, sahip olduğu 'hayalet-karanlık' vasfını güçlendirmeye, amacını gizlemeye ve masum gösterilmesine yönelik algı çalışması yaptığı anlatıldı.

"GEREKİRSE ALLAH'I İNKAR ETMEK MÜMKÜNDÜR"

Terör örgütü elebaşı Fethullah Gülen'in verdiği kararı sorgulama anlamına gelecek her düşünce, eylem veya tavrın kuvvetle ezilerek, talimatlarının aklın da ötesinde bir kutsiyet kazandırılarak uygulandığına yer verilen iddianamede, şunlar yer aldı:

"Fethullah Gülen soruşturma ve takibata uğramamak ve zarar görmemek için kendince bir görüş geliştirerek, yalan söylemeyi, inandığı ve olduğundan farklı görünmeyi, yaptığı bir işi başkasına yüklemeyi, dini emir ve yasaklarla kendini bağlı saymamayı ve hukuku dolanmayı, ahlaki kural kabul etmemeyi çevresine öğreterek adına tedbir (takiyye) demiştir. Ona göre, örgüte zarar gelmemesi için yalan söylemek, iftira etmek, hırsızlık yapmak, suç işlemek, dinen haram sayılan içki, kumar, fuhuş, zina gibi günahları işlemek mübahtır. Onun verdiği emre göre 'Gerekirse Allah'ı bile inkar etmek (haşa)' mümkündür. Kısaca örgütün işlediği her günah veya kusurun, ayıbın, suçun kılıfına 'tedbir' denilmektedir."

"YAHUDİ, HIRİSTİYANLAR VAR"

İddianamede FETÖ/PDY örgütünde toplumun her inanç kesiminden üyeleri olduğu belirtilerek, şöyle denildi:

"Müslüman dindar insanların yanı sıra örgüt işine gelen, kullanılması mümkün herkesi bünyesine katmaktadır. Ateist gibi yapıya uzak gibi duran gruplardan, Yahudi, Hristiyan dinine inananlardan da örgüt içerisinde yer alanlar bulunmaktadır. Bir başka ifadeyle örgüte üyelik için dindar veya inançlı olmak şartı aranmadığı gibi Müslüman olmak da gerekli değildir. Eğer kişi himmetini veriyorsa işlediği suçun veya günahın bir önemi yoktur. Meşru olmayan yollardan elde edilen kazançtan örgüte istenen pay verilmişse işlenen günahın, suçun üzeri örgüt tarafından organize olarak örtülmektedir."

"FETÖ, TÜM DARBELERİ DESTEKLEMİŞ"

Fethullah Gülen'in, ordunun yaptığı tüm askeri darbeleri, 1971 muhtırasını veren generalleri ve 1980 darbesi öncesi ve sonrasında yazdığı yazılarla darbeyi desteklediğinin belirtildiği iddianamede, şu ifadeler yer aldı:

"Gülen, 28 Şubat 1997 'post modern' askeri müdahalesinin gerekli olduğunu dönemin generallerine yazdığı mektupta vurgulamıştır. Antidemokratik uygulamalara sadece örgütünün bekası için destek vermekten kaçınmamıştır. Örgüt, 2007 yılında askeri vesayet sisteminin sözde tasfiyesi amacıyla bu yapıyla mücadele ediyormuş gibi algı yönetimine başlamıştır. Örgüt 80'li yıllarda yurt dışına eğitim kurumlarıyla açılmıştır. İlk açılımını Orta Asya'da gerçekleştiren ve öncelikli hedefi buradaki Türki Cumhuriyetler olan örgütün programı başarıya ulaşmıştır. Yurt dışı faaliyetleriyle örgüt büyümüş, herkesin dikkatini çekmiştir. Bazı gizli servisler de bu örgüt üzerinde çalışma yapmıştır. ABD genelinde örgüte bağlı faaliyet gösteren yaklaşık 165-170 kuruluş bulunmaktadır. Bu kuruluşlar, dernek, kültür merkezi, düşünce kuruluşu, eğitim teşekkülü veya özel okul şeklinde teşkil edilmişlerdir. Dünya genelinde örgütlenen bu yapının liderinin, bu çaptaki örgütü kuracak ve yönetecek düzeyde eğitim, kapasite vesaire donanımı bulunmamaktadır."

İddianamede şüphelinin meslekten ihraç edildiği belirtilirken, örgütün şifreli haberleşme programı 'ByLock'u orta yoğunlukta kullandığını kaydedildi. İddianamede, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlatılan ve tüm il başsavcılıklarına gönderilen "Bylock Uygulaması Teknik Raporu'nun içeriğine de yer verildi. Şüpheli ise savunmasında üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma yönündeki suçlamayı kabul etmediği, Bylock isimli programı kullanmadığını, Bank Asya isimli bankada hesabının bulunmadığını ifade ettiği belirtildi.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler