Özel bir televizyon kanalında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, kadına yönelik şiddet, katalog suçlar, AİHM kararları ve yargı bağımsızlığı ile ilgili değerlendirmeler yaptı.
Bakan Gül, "AİHM'nin çifte standartlarını da görüyoruz. Bir yerdeki terör eylemlerine karşı sessiz kalmayı bile demokratik toplum için tehdit olarak görürken, 'Türkiye'de siyasi maddelerle faaliyetler yapıldığı' gibi asla kabul edemeyeceğimiz kararlar da veriliyor" dedi.
"Yargı, bir hükümetin, partinin yargısı değil" diyen Adalet Bakanı Gül, "Mahkemenin önüne gittiğinde, hakimin karşısına çıktığında hangi partiden olursa olsun, hangi yaşam tarzında olursa olsun bir şey arıyor, adalet" ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, katalog suçlarla ilgili somut delillere dayanma koşulunu öngördüklerini belirterek, "Katalog suçlar olduğunda uygulayıcılar otomatik olarak artık delil vardır yaklaşımında. Burada, somut delil bulunma şartı tutuklama için bir gerekliliktir, diye düzenleme düşünüyoruz. Somut delil olacak, ondan sonra tutuklanacak gibi genel ilkelerle mevzuata dönük çalışmalar yapacağız” dedi.
Samsun ve Ankara'daki kadına yönelik şiddet olaylarının hatırlatılması üzerine Gül, şiddet eylemlerini kınadığını belirterek, kadına yönelik suçların insanlığa karşı işlenmiş suçlar olduğunu, bu konuda en etkin mücadelenin toplumun her kesimi olarak kararlı bir şekilde sürdürülmesi gerektiğini söyledi.
Gazetecilere yönelik şiddet
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, gazeteci Levent Gültekin'e yönelik saldırının hatırlatılması üzerine de, geçmiş olsun diyerek, şiddetin tasvip edilemeyeceğini söyledi.
Basın özgürlüğünün Anayasa'da güvence altına alındığını ifade eden Gül, gazeteci güvenliğini İnsan Hakları Eylem Planı'nda önemli bir başlık olarak alındığını dile getirdi.
"Gazeteci Müyesser Yıldız 3 yılın üzerinde hapisle cezalandırıldı. Bir milletvekiline saldıranlar ise 20 gün yatıp çıktılar. 2 yazı yazıp 5 ay hapiste yatıyorsunuz, 3 yıl ceza alıyorsunuz, bir milletvekilini ateşli silahla tehdit ediyorsunuz, sopalarla dövüyorsunuz, 20 gün sonra çıkıyorsunuz. Benzer şeyler twit atanlarda da oluyor. Bu çifte standardı insan hakları paketiyle ortadan kaldırmak mümkün olacak mı?" sorusuna Gül, şu yanıtı verdi:
"Davaların, dosyaların içeriğini yargı mensupları bilir. Yargı mensupları da delilden sanığa ulaşır. Bu somut konularla ilgili yargıç olmadığım için bir yorum yapmam doğru olmaz. Bir kişinin serbest kalması, yaptığı fiillerin cezasız kalacağı anlamına gelmez. O kişi tutuksuz yargılanıyordur. Yargılama devam ediyordur. Mahkeme mahkumiyet verirse, cezanın infazı için cezaevine girer. Tutuklanmayla ilgili sebeplere mahkeme karar veriyor. Biz burada ne yaptık. Katalog suçlarla ilgili somut delillere dayanma koşulunu öngörüyoruz. Katalog suçlar olduğunda uygulayıcılar otomatik olarak artık delil vardır yaklaşımında. Burada somut delil bulunma şartı tutuklama için bir gerekliliktir diye düzenleme düşünüyoruz. Otomatik olarak katalog suç varsa tutuklanıyor. Burada hayır, somut delil olacak, ondan sonra tutuklanacak gibi genel ilkelerle mevzuata dönük çalışmalar yapacağız."
"Hukukta, ekonomide reform dönemine girdik"
Abdulhamit Gül, Türkiye'de herkesin düşüncesini açıkça ifade edebilme özgürlüğüne sahip olduğunu vurgulayarak, farklı görüş, düşünce ve eleştirilerin hukukun koruması altında olduğunu söyledi.
"Bir gazeteci yazı yazdıktan sonra hemen tutuklanıyor" şeklindeki soru üzerine Gül, "Yakın tehdit, açıkça bir hakaret, terör gibi telafisi mümkün olmayan zarar yoksa tutuklama zaten istisnadır. Bu tür fillerde, deliller toplanmış, neyse yazısını yazmış, bu konuda artık tutuklamaya başvurmanın doğru olmadığını, tutuklamanın istisna olduğu hususundaki tavrımız açıktır" dedi.
Çıplak arama iddiaları
Gül, çıplak arama iddiaları konusunda, "Uşak'taki emniyetteki bir olayla ilgili gündeme geldi ve onu İçişleri Bakanlığımız tüm belgeleriyle böyle bir iddianın asılsız olduğunu ispat etti. Bu konuda Özlem Hanım'a da büyük haksızlık yapıldı. Bir kadın olarak, bir siyasetçi olarak Özlem Hanım'ın bu konudaki tutumu özgürlükçüdür, bir hukuk insanıdır. Çok ağır bir linçe tabi tutuldu. Bizim gerek kollukta, gözaltında gerek cezaevlerinde mevzuatlarımız uluslararası standartlardadır. Kişi onuruna, haysiyetine aykırı hiçbir faaliyet, eylem kabul edilemez. Mevzuatın düzenlediği alanın dışında keyfilik varsa sonuna kadar bunun soruşturmasını, takibini, teftişini, incelemesini yapıyoruz" diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz