Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, yüksek mahkemenin yeni üyesi Selahaddin Menteş'in yemin töreninde konuşma yaptı. İş yüküyle başa çıkılmasının sadece Anayasa Mahkemesinin vazifesi olmaması gerektiğini belirten Arslan, "Geldiğimiz noktada birtakım yasal değişiklikler kaçınılmaz hale geldi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Selahattin Menteş için Yüce Divan Salonu'nda yemin töreni düzenlendi.
Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, YSK Başkanı Sadi Güven, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, yüksek yargı üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, başkanvekilleri ve yeni üye Selahattin Menteş, konukları kapıda karşıladı. Törendeki konuşmada Menteş'i tebrik eden Arslan, engin mesleki birikimiyle Anayasa Mahkemesine önemli katkılar yapacağına inandığını belirtti.
‘EMSAL KARARLARLA HAK İHLALLERİNİN KAYNAĞI KURUTULMALI’
Arslan, 2010 Anayasa değişikliğiyle hukuk sistemine dahil edilen bireysel başvurunun, Türkiye yargısında yapılan en büyük reform olduğunu söyledi. "Bize yapılan başvuruları dikkate aldığımızda bunun altından kalkma kapasitesine sahip dünyada herhangi bir anayasa mahkemesinin olmadığını rahatlıkla anlarız” diyen Arslan, bireysel başvurunun amacının ülkedeki her bir hak ihlalini tek tek ele almak suretiyle gidermek değil, hak ihlallerinin kaynağını kurutmaya yönelik kararlar vermek olduğunu kaydetti. Arslan, böylelikle hukuk düzeninin, hak ihlali üretmeyecek bir hale gelmesinin sağlanacağını ifade etti.
'İŞ YÜKÜMÜZ ARTTI'
Zühtü Arslan, giderek artan bireysel başvuru sayısı nedeniyle Anayasa Mahkemesinin iş yükünün de arttığını belirterek, "Bireysel başvuru hakkının tanındığı 23 Eylül 2012'den bugüne kadar toplam 236 bin civarındaki başvurudan 190 binini mahkememiz karara bağlamıştır. Şu ana kadar derdest başvuru sayısı 46 bin kadardır. Bu 46 bin rakamının ne kadar büyük olduğunu anlamak için 47 ülkeden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru sayısını da söylemek gerekiyor, 56 bin. Bununla karşılaştırdığımızda Anayasa Mahkemesi önündeki iş yükünün hangi boyutlara ulaştığını daha iyi anlayabiliriz” diye konuştu.
‘BİREYSEL BAŞVURU, GELECEK KUŞAKLARA GURURLA BIRAKABİLECEĞİMİZ EN ÖNEMLİ KURUM’
Anayasa Mahkemesi olarak gitgide artan ve yıllık 40-45 bin bandına ulaşan başvuru sayısıyla başa çıkabilmek için gerekli tedbirleri aldıklarını anlatan Arslan, şöyle devam etti: "Ancak takdir edersiniz ki bu iş yüküyle başa çıkmak, sadece Anayasa Mahkemesinin yapabileceği bir iş olmadığı gibi sadece Anayasa Mahkemesinin de vazifesi olmamalı. Çünkü bireysel başvuru bu ülkenin temel meselesi ve gelecek kuşaklara gururla bırakabileceğimiz en önemli kurumlarından birisidir. Bireysel başvurunun etkili bir hak arama yolu olarak devam etmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması bu ülkede yaşayan herkesin temel vazifesi.”
‘YASAL DEĞİŞİKLİKLER KAÇINILMAZ HALE GELDİ’
“Yedi yıllık tecrübe bize şunu gösterdi, geldiğimiz noktada, bireysel başvurunun işleyişine yönelik birtakım yasal değişiklikler kaçınılmaz hale geldi. Bu kapsamda öncelikle eksiklik bildirimi sisteminin gözden geçirilmesi, hatta kaldırılması gerekiyor. İstisnalar öngörülebilir ama eksiklik bildirimi mahkememize inanılmaz şekilde zaman, emek kaybettiriyor. İkinci olarak önemsiz, fazla zarara uğranmamış bireysel başvuruları daha hızlı şekilde ayıklayabilmek ve mahkemenin zamanını, emeğini daha çok anayasal öneme sahip başvurulara ayırabilmesi için, tek başına kabul edilemezlik kriterini müstakil, bağımsız bir kriter olarak benimsemek gerekiyor. Son olarak uzun yargılama şikayetlerinin Adalet Bakanlığı bünyesinde oluşturulan komisyona devredilmesine yönelik bir değişikliğin yapılması gerek."
‘AYM BİR KARAR VERDİYSE MAHKEMELER BUNA BAKARAK KARAR VERMELİ’
Yasal değişikliklerin ötesinde, bireysel başvurunun asıl başarısının ihlale yol açan yapısal sorunların çözülmesine bağlı olduğuna işaret eden Başkan Zühtü Arslan, "Anayasa Mahkemesinin ihlal kararlarındaki, ihlalin giderimine ilişkin değerlendirmelerinin ilgili mercilerce çok dikkatli şekilde değerlendirilmesi ve uygulanması hayati derecede önemlidir. Eğer ihlalin kaynağını kurutmak, yeni ihlalleri engellemek istiyorsak öncelikle Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında ne söylediğini anlamamız gerekiyor. Bazen mahkemelerimiz önündeki uyuşmazlıkta karara varabilmek için yeni bir bireysel başvuru bekliyor. Halbuki benzer konuda Anayasa Mahkemesi bir ihlal kararı verdiyse mahkemelerimiz yeni bir başvuru yapılmasını beklemeden, oradaki ilkeleri değerlendirerek karar verebilir. Bu da yeni ihlalleri, dolayısıyla yeni bireysel başvuruları engeller" dedi.
YENİDEN YARGILAMANIN SÖZ KONUSU OLAMAYACAĞI DURUM
Başkan Arslan, ihlalin yargı kararından değil de açıkça kanundan kaynaklanması halinde yeniden yargılama yapılmasının söz konusu olamayacağını vurgulayarak, bu durumda ihlale neden olan kanun hükmünün kaldırılması veya değiştirilmesi amacıyla kararın bir örneğinin TBMM'ye gönderildiğini hatırlattı.
‘İHLAL EDEN KANUN KALDIRILMALI’
İhlalin kanundan kaynaklandığının tespit edilmesi halinde o kanunun değiştirilmesi veya kaldırılması gerektiğini belirten Arslan, aksi takdirde aynı kanunun uygulanmasının her geçen gün yeni ihlallere neden olacağına işaret etti.
AYM BAŞKANI: CUMHURBAŞKANI DA HAKLARI KORUMALI, BUNUN İÇİN YEMİN ETTİ
Temel hak ve hürriyetlerin korunması konusunda devletin kurumları arasındaki iş birliğinin önemine de değinen Arslan, temel hakların korunmasının ortak bir hedef olduğunu, sadece Anayasa Mahkemesi üyelerinin değil, devletin başı Cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin de "temel hak ve hürriyetlerin korunması ülküsünden ayrılmayacaklarına" dair yemin ettiklerini kaydetti.
Arslan, "Bu nedenle, temel hakların korunması, devletin ortak hedefidir hatta devletin varlık sebebidir. Bu hedefe doğru evrilmek için kurumlar arası iş birliği anayasal bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor" diye konuştu. Zühtü Arslan'ın konuşmasının ardından yemin törenine geçildi. Öz geçmişi okunan yeni üye Selahattin Menteş yemin etti. Menteş'e kisvesi Başkan Zühtü Arslan tarafından giydirildi.
YARGI PAKETİ BEKLENİRKEN…
Arslan’ın Recep Tayyip Erdoğan ve Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un katıldığı toplantıda yaptığı yasal değişiklik çıkışı, Cumhurbaşkanının 24 Haziran seçim sürecinde gündeme getirdiği ancak Meclis gündemine alınmadan TBMM’nin açılışı sonrası belirsiz bir tarihe bırakılan yargıda reform paketini akıllara getirdi.
Bizzat Erdoğan’ın açıkladığı Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında infaz süresinde değişiklik, denetimli serbestlik süresinin arttırılması, tutukluluk süresinin 2 yıl ile sınırlandırılması ve 5 yılın altındaki suçlarda Yargıtay yolunun açılması gibi cezaevinden 80 bin kişinin tahliyesine yol açacak bir düzenleme hazırlığı büyük beklentiye yol açtı. Muhalefetin söz konusu başlıklarda yasalar çıkmadan Meclis’in tatile girmemesi önerisi iktidar cephesinde karşılık bulmamış, binlerce kişinin mağduriyetine ve tutuklu gazetecilerin mağduriyetlerine rağmen TBMM tatil edildi.
Kaynak: Diyarbakır Söz