PKK/KCK'nın, kırsal alandaki eylemsizliğin oluşturduğu boşluğu doldurmak, şehirlerde eylem ve yapılanmayı yoğun hale getirmek için devreye soktuğu YDG-H, şehirlerdeki kirli eylemlerini çocuklar ve gençler üzerinden gerçekleştiriyor.
YDG-H saflarında kullanılan çocukların çatışmalarda hayatını kaybetmesi durumunda ise örgüt ve yandaşları, "sivil ölüm" olarak gösterdiği bu ölümleri propagandaya dönüştürüyor. Uzmanlar PKK'nın son dönemde şehirlere kaydırdığı eylemlerinde kullandığı YDG-H üyelerini dezavantajlı kesimde yer alan, okuldan koparılan ya da kentte gasp, kapkaç yapan 18 yaşından küçük çocuklardan seçtiğini belirtiyor DÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Coşkun, "Bu zemine örgüt yaklaştığında onu silahlandırmak için yaklaşıyor, kendisi için de uygun fırsatı buluyor" iddiasında bulundu. Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş de "YDG-H, KCK soruşturmasından sonra bu yapıyı oluşturmak ve kontrollerinde tutmak için iç ve dış mihrakların yapmış olduğu bir çalışmaydı" ifadesini kullandı. PKK/KCK'nın şehirlerde eylem ve örgütlenmeyi yoğun hale getirmek için devreye soktuğu gençlik yapılanması YDG-H, çocukları ve gençleri şehirlerdeki kirli eylemlerine alet ediyor. PKK/KCK'nın kuruluşundan bu yana farklı isimlerle var olan gençlik yapılanması YDG-H, kırsal alandaki eylemsizliğin boşluğunu doldurmak için terör örgütünün şehir merkezlerinde müzahir kitle üzerindeki hakimiyetini artırmaya yönelik eylem ve faaliyetlerde bulunarak kırsala eleman temin etmede aktif rol alıyor. Örgütün dağ kadrosundan gelen sayılı militanlar tarafından yönlendirildiği saptanan YDG-H, şehirlerdeki kirli eylemlerini çocuklar ve gençler üzerinden gerçekleştiriyor. Bu süreçte, dezavantajlı kesimde yer alan, bir şekilde okuldan koparılan ya da kentte gasp, kapkaç yapan 18 yaşından küçük çocuklardan seçilen ve YDG-H saflarına katılan çocukların çatışmalarda hayatını kaybetmesi halinde ise örgüt ve yandaşları "sivil ölüm" olarak gösterdiği bu ölümleri propagandaya dönüştürüyor. ÇOCUKLAR KANDIRILIYOR Bazı uzmanlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin anlatımına göre, çocuklar iş, eğitim ve daha iyi bir gelecek vaadiyle terör örgütünün tuzağına düşüyor. Kimi çocuklar da belediyelerce açılan eğitim destek evleri ve çeşitli derneklerin düzenlediği yaz kamplarında yapılan yoğun propagandadan etkilenerek kandırılıyor ve dağa çıkarılıyor. 1990'lı yıllarda yaşanan terör olaylarında mağduriyet yaşayan ailelerin çocuklarına hedef kitlesi olarak seçen örgüt, bölge halkının yaşadığı acı üzerine yaptığı siyasetle ailelerin ve çocukların beynini yıkıyor. "Kimlik kazanma ve silahla haklarını alacağı" düşüncesiyle örgütün tuzağına düşen çocuklar, PKK'nın son dönemdeki şehir eylemlerinde en çok kullandığı kesimlerin başında geliyor."SİLAHLI YAPI HALİNE GETİRİLDİLER"
Dicle Üniversitesi (DÜ) Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun, örgütün 2 yıl önce YDG-H'yi devreye soktuğunu söyledi. Bunun sebebinin, PKK'nın gençlik tabanını muhafaza ederek, onları sürekli sokakta tutmak olduğunu ifade eden Coşkun, bir diğer nedeninin ise şehirlerde özellikle kendilerine muhalefet edecek unsurlar üzerinde baskı kurmak olduğunu belirtti.
"Çocuklardan ve gençlerden oluşun silahlı bir grubun kurulma amacı budur" diyen Coşkun, PKK'nın kararıyla oluşan bu yapının yine PKK tarafından örgütlendiğini dile getirdi. Coşkun, YDG-H üyelerine bakıldığında çocukların büyük kısmının kentin ekonomik olarak iyi olmayan yerlerinde yaşayan dezavantajlı çocuklar olduğunu vurgulayarak, şöyle dedi: "Bu çocuklar şehirleşme, okullaşma imkanlarına en uzak kesimden olan çocuklar. Aileleri, 1990'lı yıllarda devletin zulmüne maruz kalmış bu çocuklar travmayla büyümüş. Dolayısıyla bu örgüte çocukları sokaklarda tutmak, onları silahlı bir yapı haline getirmek için bir unsur önemli bir avantaj teşkil ediyor. Bu potansiyeli kullanmak isteyen bir yapı bunu siyasi olarak da silahlı olarak da kullanabilir. Mesela seçim döneminde bu çocukların çoğu siyasi alanda kendilerini gösterdiler. Mitinglerin organize edilmesinde, bildirilerin dağıtılmasında bu görüldü. Sonraki süreçte ise bir silahlı yapı haline getirildiler. Bir zemin var ve bu zemine örgüt yaklaştığında onu silahlandırmak için yaklaşıyor, kendisi için de uygun fırsatı buluyor."3ÖRGÜT SAFINDA HAYATINI KAYBEDENLERİN YAKINLARI
"Örgütün safında olup hayatını kaybetmiş binlerce insan var. Bunların kardeşleri, çocukları zaten örgütün doğal zeminini oluşturuyor" diyen Doç. Dr. Coşkun, örgütün bunlara ulaşma konusunda bir sıkıntı çekmediğini aktardı.
Coşkun, "Devletle geçmişte problem yaşamış olan önemli bir grup var. Bugün 14-15 yaşında olan çocuklar, köylerde değil, şehirlerde doğdular. Ailelerinin köylerde yaşadığı sorunları dinleyerek büyüdüler. Bu tür yapılanmalarının içerisinde bunlar da dahil tüm gruplardan çocukları görebiliyoruz" dedi. Bu tür bir yapıya girdiklerinde toplumun suçlu olarak baktığı çocukların bir anda sözde, "kimlik" kazandığını anlatan Coşkun, daha önce adli vakalara karışmış çocukların da bu yapılar içerisinde olabildiğine işaret etti. Coşkun, "Bu çocuklar bu şekilde toplum içinde daha itibarlı bir konuma getirilecek bir kimliğe sahip olmak istiyor olabilirler. Bütün bunlar, örgütün bu çocuklara ulaşmasını ve onları kendi mekanizması içine almasına neden oluyor" diye konuştu."YDG-H'NİN KÜRT HALKINA VE HDP'YE VERDİĞİ ZARARIN HADDİ HESABI YOK"
Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş de "YDG-H, KCK soruşturmasından sonra bu yapıyı oluşturmak ve kontrollerinde tutmak için iç ve dış mihrakların yapmış olduğu bir çalışmaydı" ifadesini kullandı.
Memiş, kapkaç yapan, uyuşturucu ticareti yapanların da bu yapının içine dahil edilerek kendilerine bir görev verildiğini savunarak, "Çocuklara özellikle DBP'li belediyelerce, 'yaz kampı' adı altında Lice kırsalında düzenlenen organizasyonlarda ideolojik yaklaşımda bulunuluyor. Şu anda YDG-H'nin hem Kürt halkına hem de HDP'ye verdiği zararın haddi hesabı yoktur" diye konuştu. "Terör örgütünün ideolojisi ile beyinleri yıkanan çocukların eline silah verildiğinde bu bir güç gösterisi olarak algılanıyor. Okullarda da ciddi bir yapılanma şekline giriliyor. Okul dışında görüşmeler, eğitim destek evlerinde çalışmalar yapılıyor. Bu çocukların okuldan kopması bu şekilde gerçekleşiyor. Çözüm Süreci'nde yaklaşık 2 bin çocuğun dağa götürüldüğü bilgisi bize ulaştı" diyen Memiş, ideolojik eğitimin ardından çocukların farklı bölgelere gönderildiğini savundu. HDP'nin küçük yaşta evlendirilen kızlarla ilgili tepki gösterdiğini kaydeden Memiş, bu tepkinin küçük yaşta dağa götürülen çocuklar için de gösterilmesi gerektiğine dikkati çekti. Memiş, çocukların okullarından koparılmaması için tüm siyasi partilerin inisiyatif alarak mücadele göstermesi gerektiğini anlattı."ÖRGÜTÜN DAĞ KADROSU ÇOCUKLARI KENDİ SAFLARINA ÇEKİYOR"
Memiş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Terör örgütünün dağ kadrosu özellikle suça sürüklenen gasp, kapkaç, hırsızlık gibi suçlara karışan çocukları bilinçli olarak kendi saflarına çekiyor ve eylemlerinde kullanıyor. Okuldan arta kalan zamanlarda veya okul sürecinde belli dönemlerde çocuklar eğitim destekevleri ile farklı dernekler bünyesinde, 'piknik' adı altında ve çeşitli etkinliklerde örgüt tarafından eğitime tabi tutularak dağ kadrosuna alınıyor. Dağ kadrosunda da ciddi bir fikirsel eylemden geçtikten sonra veya tehdit edildikten sonra çocuklar bu şekilde YDG-H'ye girmiş oluyor. Bu, çocuklara verilen en büyük zarardır."
"İki yıl önceki YDG-H tamamen örgütün kontrolü altında iken şu anda YDG-H, terör örgütünden ziyade iç ve dış mihrakların daha çok kontrolünde olan bir yapı" ifadesini kullanan Memiş, çocuklar üzerinden provokatör eylemlerin sona erdirilmesini, çocukların eğitime ve bilime kazandırılmasını istediklerini sözlerine ekledi.Kaynak: Diyarbakır Söz