AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, din alimleri, bilge adamlar ve arifanlara açık çağrı yaparak, ilim meclislerini toplanmaya davet etti.
Külünk, Batı uygarlığının; başka kültürlerle, dinlerle ve medeniyetlerle sulh ve selamet, hak, hukuk ve hakkaniyet düzeni içinde nasıl bir arada yaşanabileceğinin formülünü geliştiremediğini belirterek, bunun formülünü sadece Müslümanların geliştirdiğini ifade etti.
"Dünya tarihini bin yıldır iki aktör yapmakta: Müslümanlar ve Batılılar. İşte bu bin yılın ilk yedi asrını biz şekillendirdik, son üç asırdır Batılılar yapıyorlar." diyen Külünk, Batılıların bütün dünyayı sömürgeleştirdiğini, İslam dünyasını iki asırdır güdümlü yönetimler ya da kendilerine bağımlı kıldıkları diktatörlükler vasıtasıyla kontrol ettiklerini bildirdi.
Metin Külünk, Batı'nın, İslam medeniyetinin nihai olarak tarihten uzaklaştırılması için şark meselesi olarak bilinen büyük bir strateji geliştirdiğine işaret ederek, "Şark meselesinin iki ayağı vardı. Birinci ayağı İslam'ı tarihten uzaklaştırmaktı. Osmanlı’yı durdurarak Bunu başardılar. İkinci ayağı Müslümanları İslam'dan uzaklaştırmaktı. Bu proje de iki asırdır sahte, paralel dinler icat edilerek adım adım hayata geçiriliyor." dedi.
"İslam'sız İslam projesi icat ettiler"
Metin Külünk, Batı'nın, DAEŞ gibi maşa olarak kullandıkları örgütleri icat ettiklerini, İslam'ı terörle özdeşleştirdiklerine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Hindistan'da Kadiyanilik gibi hareketler, son 40 yılda Türkiye'de FETÖ ile İslam'ı protestanlaştırma, sekülerleştirme, hayattan uzaklaştırma, bireysel alana hapsetme, küresel sisteme boyun eğdirme ve içini boşaltarak İslam'sız İslam projesi icat ettiler."
Külünk, FETÖ'nün, İslam dünyasında İslam'ı içerden dönüştürmeyi hedefleyen, hormonlu Müslümanlar icat etmeyi amaçlayan çok tehlikeli proje olduğunu vurguladı.
AK Parti'li Külünk, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Özellikle FETÖ ve türevleri, İslam'ı protestanlaştırıcı oluşumlar üzerinden Selçuklu ve Osmanlı’nın inşa ettiği sosyal ve toplumsal dokunun mayası durumunda olan ve irfan tecrübemizi temsil eden cemaatleri hedef alıyor. Bunun için de İslam'ın kurucu kaynaklarını, hadisleri, mezhepleri, tartışmaya açan, kitleleri, özellikle de genç kuşakları nihilizmin, deizmin ve ateizmin eşiğine fırlatan son derece sinsi bir oyun oynuyorlar."
Metin Külünk, "Peki bu büyük saldırıyı nasıl aşacağız?" sorusuna, "Birinci büyük medeniyet krizini nasıl aştıysak aynen öyle." yanıtını verdi.
- "Mezhep çatışması icat etmeye çalışıyorlar"
Nasıl birinci krizde, İslam dünyasını perperişan eden haşhaşi tehlikesi varken, İslam coğrafyasının şimdi de FETÖ üzerinden bir haşhaşi tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna işaret eden Külünk, "Birinci krizde biz Haçlılarla savaşırken bizimle savaşan Fars tehlikesi vardı. Şimdi de benzer bir sorun icat etmeye çalışıyorlar. İslam dünyasında bir mezhep çatışması yok ama icat etmeye çalışıyorlar." ifadesini kullandı.
Külünk, şunları kaydetti:
"Birinci medeniyet krizini nasıl aştık? Tarihe üç adam çıktı: Melikşah, Nizamülmülk ve Gazali. Gazali'nin öncülüğünde çeyrek asırda bin yılın tohumları ekildi. Üç büyük sütun dikildi: Akide, fikir ve siyasette İslam dünyasını ilk defa birleştiren, bin yıl dimdik ayakta tutan ehl-i sünnet omurga inşa edildi. Fatih, bu omurgayı muhkemleştirdi, Yavuz sistemleştirdi. Omurga çökerse, her şey biter. O yüzden yeni bir Melikşah, Nizamülmülk ve Gazali'ye ihtiyacımız var. Çeyrek asırda hem çakıl taşlarını temizleyerek dalga kıracak hem de yapı taşlarını döşeyerek dalga kuracak, gelecek yüzyılların tohumlarını ekecek mahşerin üç atlısına ihtiyaç var.
İşte bunun için alimlerimize, bilge adamlarımıza ve arifanlarımıza çağrı yapıyor, ilim meclislerimizi toplanmaya davet ediyorum. Diyanet İşleri Başkanlığımızın açtığı yolu izleyerek, ilim meclisi toplantılarınızdan bu İslam-dışı yapı ve yapılanmalara karşı ümmetin önünü açacak üçüncü bin yıla hitap edecek bir beyanname ortaya çıkarmalısınız. Sizlerden; başta FETÖ olmak üzere İslam-dışı yapılara dikkat çeken, bu tür yapılara ve tehlikelere karşı Gazali, Nizamülmülk, Melikşah, Eyyubi ve Fatih aklını güncelleyen üçüncü bin yıl beyannamesi bekliyoruz."
Kaynak: Diyarbakır Söz