Diyarbakır Öğretmen Evin'de HÜDA-PAR İl Başkanlığı tarafından, "Kudüs ve Selahaddin" konulu panel düzenlendi. Katılımın yüksek olduğu panelde, Parti Genel başkanı İshak Sağlam, Mescid-i Aksa siyonistlerin elinde esir kaldığı sürece İslam ümmeti arasında kanın ve gözyaşının bitmeyeceğini söyledi.
HABER MERKEZİ
HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanlığınca Kudüs'ün Selahaddin-i Eyyubî tarafından fethedilişinin yıldönümü vesilesiyle düzenlenen "Kudüs ve Selahaddin" panelinde katılımcılar, tarihe vurgu yaparken, yarınlara dair ise beklenti ve kaygılarını dile getirip, "Bugün Kudüs ve Aksa'nın esaret altında olduğunu, fethi için yeni Selahaddin-i Eyyubilere ihtiyaç olduğunu" bildirdi.
Diyarbakır Öğretmenevi Konferans salonunda yapılan panel, Şeyh Munir Cevat’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Panelde selamlama konuşması yapan HÜDA PAR Genel Başkanı Sağlam, Mescid-i Aksa, Kudüs ve İslam ümmetinin bu konudaki sorumluluğuyla ilgili önemli mesajlar verdi.
"Bugün Kudüs ve Aksa esaret altındadır"
Mescid-i Aksa için bir araya geldiklerini belirten Sağlam, “Bugün Kudüs’ün Selahaddin tarafından ikinci kez fethedilişinin yıldönümü. 832 yıl önce bugün İslam orduları Selahaddin’in önderliğinde Kudüs’e girdi ve 88 yıl devam eden esaretine son verdi. Ne yazık ki bugün Kudüs ve Aksa yine esaret altındadır. Ümmet gaflet içerisinde olduğu için 100 yılı aşkın bir süredir bu esaret devam ediyor. Bu kez işgal ve esaret çok uzadı. Tarih bize şunu göstermiştir ki Aksa, Hristiyanların elinde iken Yahudiler ile Müslümanlar; Yahudilerin elinde iken de Hristiyanlar ile Müslümanlar zülüm ve eziyet görmüşlerdir. Kudüs ne zaman İslam’ın eline geçmişse hem Müslümanlar hem Museviler hem de Hristiyanlar rahat ve huzur içerisinde yaşamışlardır." dedi.
"İnşallah üçüncü fethin yolu Diyarbakır’dan geçecektir"
Tarihin; Kudüs ve Aksa’nın İslam’ın güvencesinde olması gerektiğini gösterdiğini vurgulayan Sağlam, "Bu nedenle Kudüs’ün bu işgalden kurtarılması gerekir. Kudüs’ün fethinde Amed’in, Diyarbakır’ın özel bir yeri vardır. Kudüs’ün ikinci kez fethinin yolu Diyarbakır’dan geçmiş, inşallah üçüncü fethinin yolu da Diyarbakır’dan geçecektir. Yani Kudüs’ün fethine giden yolda başlangıç noktası olarak doğru yerde toplanmış bulunuyoruz. Bugün siyonistlerin yeni Selahaddinler çıkmaması, çıkabilecek Selahaddinlerin de önlerinin erkenden kesilmesi için 15 ayrı araştırma kurumunun olduğu söyleniyor." diye konuştu.
"Çocuklarınıza Kudüs hikâyelerini anlatın"
Diyarbakırlılara seslenen Sağlam, şunları kaydetti: "Ey Diyarbakırlılar, ey Amedliler, Aksa’nın geleneğinde Amed’in gülyağı ile yıkanması vardır. Gelin, Amed’in her tarafına güller dikelim, gül yetiştirelim. Ey Diyarbakırlı hanımlar, yetişecek bu güllerden yağ çıkarmayı öğrenin. Diyarbakır’ın güllerinden gülyağı yapalım. Şimdiden gül yağımız hazır olsun. Sanatçılarımız, zanaatkârlarımız en güzel minber modellerini şimdiden nakış nakış işlesinler. Sorunlarımızın temel kaynağının siyonistlerin fitneleri olduğunu unutmayalım, unutturmayalım."
İslami Cihad Temsilcisi Rıbhi Hamdan Musa ise, Filistin'in İslam ümmetinin kalbi olduğunu ifade ederek şöyle dedi; "Çünkü Allah'u Teâlâ Mescid-i Aksa'yı 6 yerde zikrediyor. Allah'u Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de Filistin'i zikrettiği gibi başka yeri zikretmiyor. Çevresini mübarek kıldığını söylüyor. Bu da gösteriyor ki Filistin İslam ümmetinin kalbidir. Kim ümmete öncülük yapmak istiyorsa Filistin'e sarılmalıdır. Bundan dolayı kahraman Selahaddin-i Eyyubi bunu çok önceden kavramıştı. Kudüs'ü özgürleştirmek için tüm cehdini kullanmıştı."
"Tek düşmanları İslam'dır"
Batı'nın tek düşmanının İslam ve Müslümanlar olduğuna işaret eden Musa, "Diğer nokta ise Batının Siyonistlere olan tutumudur. Bütün halklar 'Araplar ilimde Avrupa'dan istifade edilebilir' diyorlar. Yalnız biz onların aralarında yaşıyoruz. Bütün kültürleri, siyasi kararlardan sorumlu olanlar en büyük düşman Avrupa'daki bu müesseselerdir. Onların da tek düşmanı İslam'dır. Diyalog yoluyla olsun, ya da fikri olarak tüm dergi ve televizyon araçlarıyla İslam'a saldırıyorlar. Gece gündüz bizim hakkımızda planlar yapıyor Yahudi ve Avrupalılar." İfadelerini kullandı.
Beytülmakdis Öncüleri Başkanı (Ruvad) Dr. Fethi Abdulkadir, Kudüs’ün tarihi, önemi ve Hazreti Ömer dönemindeki fetih konusu üzerine bir konuşma yaptı.
"Asıl hedef Mescidi Aksanın yıkılmasıdır"
Kudüs davasının sadece Filistinlilerin değil bütün Müslümanların meselesi olduğunu dile getiren Abdulkadir, "Yahudilerin birinci hedefi Mescid-i Aksa'nın altında Süleyman Mabedi inşa etmektir. Mescid-i Aksa'nın altında kazılara başladıkları günden beri kazılar yapıyorlar. Mescid-i Aksa'nın altında 72'den fazla tünel kazmışlar. Şu an David Freedman adlı ABD büyükelçisi bu tünelin açılışını yapıyor. Şu an tünelin açılışını yaptılar. Bu tünel Yahudi projesidir. Bir Yahudi kenti oluşturmanın ilk adımıdır. Kudüs'ün altında yaptıkları kazılara yeraltı Kudüs adını vermişlerdir." şeklinde konuştu.
"Kudüslüleri hicrete zorluyorlar"
Kudüs için her Müslümanın elinden geleni yapması gerektiğini belirten Abdulkadir, "Kudüs ile ilgilenen her Müslümanın güç yetirebildiği kadar Kudüs için elinden geleni yapmalıdır. Kubbetu's Sahra'nın önünde bekliyorlar bir süre. Çünkü onlar kapının kendi mabetlerine girişin ibadet olduğunu kabul ediyorlar. Allah-u Teâlâ'nın takdir ettiği zaman Mescid-i Aksa'da olacak bir deprem Mescid-i Aksa'nın tamamen yıkılmasına neden olabilir. Çünkü kazılar büyük bir alana yayılmıştır." ifadelerini kullandı.
Moderatörlüğünü Suat Yaşasın'ın yaptığı panelde bir konuşma yapan Dr. Emel Halife, haçlıların Kudüs'ü işgali, işgalden kurtarmak için verilen mücadele ve Nurettin Zengi dönemine değindi.
"Nurettin Zengi işgali bitirip mescidi özgürleştirmek istiyordu"
Halife şöyle dedi, "Zengi Musul emiriydi. Kudüs davasıyla ilgili ciddi bir çalışması da Urfa'yı fethetmesidir. Ondan sonra adaletiyle dinin değerleriyle meşhur olmuş Nureddin Zengi geldi. Nurettin Mahmut Zengi bir âlimdi. Hanefi mezhebine tabi bir âlimdi. Onun döneminde Müslümanlar mezhepsel tefrikalara yakalanmışlardı. Maliki olan Hanbeli'nin arkasında namaz kılmıyormuş. Nurettin Zengi âlim olmasına rağmen cihada önem verdi. O zamanki işgali bitirip Mescid-i Aksa'yı özgürleştirmek istiyordu. Üçlü bir devlet kurdu. Musul, Halep ve Şam'dan oluşan bir devlet kurdu. Bazı savaşlarda haçlılara yenildi ama cihat durmadı. Nurettin Zengi bir savaşı kaybettiğinde durmuyor tekrar silahını eline alıp yeni bir zafer için cihada yöneliyordu. Nurettin Zengi'nin siyasi bir dehası vardı. Fırsat bulduğunda herkesle anlaşma yapıp ittifak kurabiliyordu. Bir birlik meydana getirdi. Nurettin Zengi Selahaddin-i Eyyubi ile iletişim kurdu. İlk olarak hadis alanında bir medrese, ekol oluşturuyor. Nurettin Zengi için muhaddis olduğu da söyleniyor. Müslümanların kültürel zenginliklerini birleştirdi. Türkleri, Kürtleri ve Arapları barıştırdı. Medreseler kurdu. Eyyubilerin ve o dönemdeki liderlerin en bilinen eylemleri medreseler ve ilim çalışmaları yapmalarıdır."
İkinci oturumda Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM) Başkanı Dr. Abdulkadir Turan, "Selahaddin Eyyubi ve Kudüs’ün haçlıların işgalinden kurtarılması" temalı bir konuşma yaptı.
"Müslümanlar az buçuk toplanınca Hristiyanlar çözülüyor"
Haçlıların gücünün kendilerinden değil, Müslümanların dağınıklığından geldiğini vurgulayan Turan, "Müslümanlar az buçuk toplanınca Hristiyanlar çözülüyor. Selahaddin bunu biliyor. Haşhaşiler boynuna hançer dayıyorlar. Onları kazan, diyor. İlk defa Selahaddin döneminde Haşhaşiler Haçlılarla savaşıyor. Selahaddin Müslümanları birleştiriyor. Hristiyanları birbirine düşman ediyorlar. Onun döneminden sonra Haşhaşiler de bitiyor. Onun hedefe yöneltme gücün onları hizaya getiriyor. İbn-i Şeddat diyor ki; Hıttin'de Müslümanlar savaşırken muhaddisler de hadisler okurlardı ki mücahitler Resullah'ın ruhunu hissetsinler. Selahaddin ne zaman yorulsa Muvatta'dan kısımlar okurdu. Selahaddin'in sırtında çıbanlar çıkmış. Dinlen, diyorlar. Ben savaştıkça iyileşiyorum, diyor." şeklinde konuştu.
"Selahaddin Müslüman üst aklın ortaya çıkardığı bir askerdir"
Turan, "Bazı Kürt askerler diyor ki; biz savaşıyoruz ama diğer taraftakiler ganimet topluyorlar. Selahaddin diyor ki biz kuyudan su çekeriz başkası içer; bize bu düşer. Öyle deyince askerler; sen sultansın, sen emret biz savaşalım, diyor. Selahaddin sünnetten ortaya çıkmış, Müslüman üst aklın ortaya çıkardığı bir askerdir. Her an o yüksek akıl çıkıp Selahaddin'i yetiştirebilir. Biz buna inanıyoruz. Falcılığı yasakladı. Sen kör olursun, dediler. Gözüm kör olsa da gideceğim, dedi." şeklinde konuştu.
Cihat olmadan Kudüs özgürleştirilemez
Barışla, diyalogla Kudüs'ün işgal altından kurtarılamayacağını belirten Hamas Resmi Sözcüsü Dr. Sami Ebu Zühri, "Cihat olmadan Kudüs özgürleştirilemez" dedi.
"Cihat olmadan Kudüs özgürleştirilemez"
Selahaddin-i Eyyubi gibi ümmete öncülük edecek bir lidere ihtiyacın olduğunu vurgulayan Zühri, "Tekrar ifade edelim bunca sıkıntılara rağmen Allah'ın izniyle ümmetin hayır içerisinde olduğunu düşünüyoruz. Ümmet hayır içerisindedir ancak ümmetin kendisine öncülük edecek bir öncüye, lidere ihtiyacı vardır. Kudüs haçlılar döneminde işgal edildi. Selahaddin-i Eyyubi Kudüs'ü özgürleştirdi. Öncesinde Ömer b. Hattab onu özgürleştirmişti. Cihat olmadan Kudüs özgürleştirilemez. Barışla, diyalogla Kudüs kurtarılamaz. Bunlar geçersiz yöntemlerdir. Kudüs diyor ki 'beni ancak kanla özgürleştirebilirsin.' Haçlılar Kudüs'ü işgal ettiler ve Kudüs'ü kanla işgal ettiler. Ancak kanla teslim alırız Kudüs'ü. Kandırmaya ihtiyaç yoktur. Bazı davalarla, kafa karıştırmalarla, Batı'dan gelme önerileri artık bırakalım." ifadelerini kullandı.
"Kudüs'ü özgür görene kadar çalışacağız"
Konuşmasının sonunda Zühri, şunları söyledi: "Gazze isterse dünyanın en büyük zengin şehri olabilir. HAMAS 2005 yılında seçimlere girdiğinde bazı şartlar öne sürdü. Siyonistler HAMAS seçime girince 3 şart istiyor. Direnişi bırakın, israili tanıyın ve Gazze'yi israile teslim edin. Gazze halkı ve HAMAS bu teklifi kabul etmiyor ve güçlü şekilde bunu reddediyor. Filistin davası yeme içme para meselesi değildir. Mukaddesatlar meselesidir. Allah'ın izniyle Kudüs'ü özgür görene kadar çalışacağız."
Kaynak: Diyarbakır Söz