Yerel yönetimler neden önemli?

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tarkan Oktay, yerel yönetimlerin toplum için neden önemli olduğunu kaleme aldı.

Yerel yönetimler neden önemli?

Yerel yönetimler, kamu yönetiminin halka daha yakın olan kısmıdır. Belli bir coğrafyadaki insanların ortak nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak yerel yönetimlerin temel işlevidir. Yerel yönetimler, kamu hizmetlerini yerel düzeyde üstlenerek, ölçek ekonomisine uygunluk ve özerk yapıları sayesinde, hizmetlerin daha verimli ve etkin biçimde yürütülmesini sağlar. Yerel yönetim organlarının seçimlerle yerel halk tarafından belirlenmesi, onları demokratik kamu kurumları listesinin ilk sıralarına yerleştirir. Halkın temsilcilerinden oluşan meclisler, yerel düzeydeki politikaları belirler ve uygulamaya dönük kararlar alırlar. Yerel yönetimler, ülkedeki siyasal hayatı, yerel düzeyde genişleterek zenginleştirir ve demokratik süreçlere daha elverişli bir kademeyi oluşturur. Yerel yönetimlerde siyasal katılım, merkezi yönetime göre daha geniş bir biçimde gerçekleşebilir ve şehir sakinlerinin yerel gündemler konusundaki görüşlerini ifade etmelerine ve karar alma süreçlerine katılmalarına daha fazla imkan sağlar.

YEREL YÖNETİMLER TOPLUMUN YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRIR

Yerel yönetimler toplum için oldukça önemli bir role sahiptir. Şehir sakinlerinin günlük yaşamını doğrudan etkileyen ulaşım, su, kanalizasyon, çöp toplama, yeşil alan ve benzeri yerel ihtiyaçlara odaklanırlar. Bu hizmetleri etkin bir şekilde yöneterek, toplumun yaşam kalitesini artırır ve vatandaşların refahını desteklerler. Yerel yönetimler, toplumun farklı kesimlerinin farklı ihtiyaçlarına daha duyarlı hizmet sunarlar. Yerel, ekonomik, sosyal ve fiziki şartları dikkate alarak daha uygun çözümler üretebilirler. Bu durum, kamu yönetiminin toplumsal kapsayıcılık düzeyini de yükseltir.

Şehirlerin her alanda karşı karşıya olduğu risklerin tespit edilmesi, uygun önlemlerin alınması ve bu konularda toplumun harekete geçirilmesi noktasında yerel yönetimler birçok avantaja sahiptir. Yerel yönetimlerin güçlü kapasiteye sahip olması sağlam ve sürdürülebilir bir toplum inşası için anahtar bir unsurdur. Şehirlerin kalkınması ve ekonomik refahın artmasında yerel yönetimler kritik işlevlere sahiptir. Yerel kalkınma stratejilerinin belirlenmesi, küresel ekonomik sistemde konumlanmak, işbirliği ortamını desteklemek, altyapı ve üstyapıyı geliştirmek günümüzde yerel yönetimlerin ana hedeflerini oluşturur.

TÜRKİYE'DE YEREL YÖNETİMLERİN GELİŞİM SÜRECİ

Türkiye'de modern anlamda yerel yönetimler, 1854’den itibaren Osmanlı Devleti döneminde özellikle ekonomik gelişme içindeki şehirlerden başlayarak kuruldu ve gelişti. Cumhuriyet Dönemi’nde yerel yönetimlerin gelişimi ülkenin siyasal, ekonomik ve şehirleşme özelliklerinden etkilenerek farklı yoğunluklarda seyretti. 1950’den sonra başlayan hızlı şehirleşme, 2000’li yıllara kadar yüksek seyrini sürdürerek ülkedeki şehirleri biçimlendirdi. Hızlı şehirleşme süreciyle beraber, kırsaldan şehirlere göç, gecekondulaşma, çarpık şehirleşme, altyapı ve üst yapı eksiklikleri, sosyal yapıda değişim gibi birçok problem en üst düzeyde yaşandı. Hızlı şehirleşme karşısında şehirlerdeki problemlerin artması da yerel yönetimlerin çalışma alanını genişletti.

1950-2003 yılları arasında yerel yönetim reformu ile ilgili çok sayıda girişim, kanun tasarısı, araştırma raporu ve politika hedefi gibi çalışmalara rağmen, 1984’te büyükşehir belediyesi modeline geçilmesi dışında önemli bir düzenleme gerçekleştirilemedi. Hükümet krizleri, siyasal rekabetin yoğunluğu, ekonomik buhranlar, siyasal liderlik ve irade eksikliği, katı merkeziyetçi yönetim anlayışı, sivil ve askeri oligarşiye dayalı bürokrasinin engellemeleri yerel yönetim reformlarının gerçekleşmesinin önündeki temel engeller oldu. Türkiye’de 2002 sonrasında yerel yönetimlerin bütüncül bir anlayışla geliştirildiği reformlar, özellikle büyükşehir belediyeleri odaklı ilerledi. Yerel yönetimlerin geliştirilmesi ve güçlenmesi, şehirlerde yaşanan problemlerin kontrol altına alınması ve iyileştirilmesinde önemli bir ivme sağladı. Yerel yönetimler şehirlerin lider kurumları olarak öne çıktı. Yerel siyaset alanı yanında yerel hizmetlerin düzeyi de gelişti.

TOPLUM İÇİN YEREL SEÇİMLER NE İFADE EDİYOR?

Türkiye, siyasetin önemli aşamalarından birisi olan yerel seçim sürecini yaşıyor. Meclis ve başkanın yenilenmesinin yanında tekrar seçilenler için meşruiyetin tazelenmesi, yerel yönetimlerin yeniden harekete geçmesi için bir ivme oluşturuyor. Seçmenlerin belediyelerden temel beklentisi günlük yaşamda karşı karşıya olduğu problemlere çözüm bulunması, yaşamın kolaylaştırılması, şehirlerin geliştirilerek her anlamda yaşam kalitesinin ve refahın artırılmasıdır. Seçmenlerin belediyeyi tarif ederken kullandığı cümlelerde adaletli hizmet sunması, hesap veren ve güvenilir olması, kolay ulaşılabilmesi, kaliteli hizmet sunması, insana yaklaşması ve değer vermesi öne çıkıyor.

Şehirlerin gelişmişlik durumu aslında her seçimde seçmenlerin beklentilerini de biçimlendiriyor. Eski dönemlerde yol, su, kaldırım gibi konular öne çıkarken, şehirler geliştikçe sosyal ve kültürel hizmetlere olan talebin arttığı görülüyor. İnsanların şehirlerde nefes alabilmesi için yeşil alanların artırılması, talep listesinin üst sıralarındadır. Diğer taraftan teknolojinin gelişmesi de teknoloji kullanımıyla ilgili hizmetleri de ihtiyaç listesine sokmuştur. Çok fazla değişmeyen gündem maddesi ise trafik problemi olarak görünüyor.

"Küçük güzeldir" söylemiyle ifade edilen önceliği insana veren ekonomi anlayışında, insanların günlük yaşamı ile ilgili problemler, talepler ve ihtiyaçlar seçim sürecinde daha çok gündeme geliyor. Seçim sürecinde, şehir sakinlerinin yaşam kalitesini doğrudan etkileyen ulaşım çözümleri, yeşil alanlar, mekansal iyileştirmeler, kültür hizmetleri, kentsel dönüşüm, konut projeleri, gençler, yaşlılar, çocuklar, kadınlar ve diğer dezavantajlı gruplara yönelik sosyal hizmet uygulamaları, hizmet sübvansiyonları, istihdam ve ekonomik destekler seçmen tarafından daha fazla kabul görüyor.

Bu alanlarda beklentisi karşılanan seçmen, şehirler için gelişmişliği ifade eden büyük ölçekli projeler konusunda daha duyarlıdır. Küçük ölçekte beklediğini bulamayan seçmenin büyük projelerle ilgili duyarlılığı da azalır. Belediyeler bir taraftan problemlerin çözümü ile meşgul olurken diğer taraftan ülkedeki ve dünyadaki gelişmelere uyum sağlama çabası içindedir. Yenilik beklentilerini karşılayan ve küresel düzeyde ivme kazanan şehirlerde, akıllı şehir, dirençli şehir, sıfır atık, sosyal kapsayıcılık, katılımcılık ve yönetişim, yerel kalkınma, güvenli şehir iklim değişikliği ile mücadele ve vatandaş odaklılık gibi kavramlar gittikçe daha fazla seçmenin gündemine girer.

Kaynak: Diyarbakır Söz