Efsane şarkıcı Emrah’ın konserlerinde simit satarak hayatını geçindiren Süleyman Kaya şimdi fabrikatör oldu. Fabrika açan Süleyman Kaya açılışa hayranı olduğu efsane şarkıcı ve oyuncu olan Emrah’ı davet etti.
Vatan’ın haberine göre: Sevilen şarkıcı Emrah, önceki gün büyük bir sevinç yaşadı. Yıllar önce Emrah'ın konserlerinde simit satarak hayatını sürdüren Süleyman Kaya, bir başarı hikayesine imza attı. Tekstil sektörüne giren Kaya, önceki gün İzmir'de bin kişiyi istihdam edecek "Torres Cerimonia" fabrikasının açılışını siyaset ve ünlü yıldızların katılımı ile yaptı. Yıllar sonra Emrah'la tanışan Kaya, şarkıcıyı da İzmir'deki fabrikasının açılışına davet etti. Burada bir araya gelen ikilinin sohbeti herkesi keyiflendirdi. Davete eşi Sibel Erdoğan ile katılan Emrah olay açıklamalarda bulundu.
Emrah’ın açıklamaları şu şekilde…
"Bir arkadaştan da öte bir dost kazandım. Burada olmak benim için büyük sevinç ve gurur" dedi.
Emrah Kimdir?
1971 yılında Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde doğdu. Annesinin işi nedeniyle Elazığ'ın Gülaman ilçesinde ilkokula başladı.
Emrah ortaokula Diyarbakır'da devam ederken, 1983 yılında ilk profesyonel albümü "Ağam Ağam"'ı çıkardı ve "Küçük Emrah" olarak müzik dünyasına adım attı. 1985 yılında "Gülom" albümü piyasaya çıktı ve "Zavallılar" filminde başrol aldı. 1985'de "Yaralı" albümü büyük ilgi gördü. Ardından "Boynu Bükükler" ve "Ayrılamam" albümleri ile satış rekorları kırdı. Hiç kimsenin o zamana kadar ulaşamadığı rakamlara ulaştı. "Ayrılamam" albümü 2.500.000'den fazla satmıştır.
1990'lı yıllardan itibaren albümlerinde kendi bestelerine yer veren Emrah, kariyerine aynı hızla devam etti. "Neşeliyim", "Hoş Geldin Gülüm" ve "Sen Gülünce" albümleriyle çok başarılı oldu. 1993'ten sonra adındaki "küçük" ekini kaldırarak, pop dünyasına adım attı. "Haydi Şimdi Gel", 3.500.000 adet sattı.
1994 yılında Emrah bir rekor daha kırdı. İnönü Stadyumunda verdiği konserle ilk defa Türk bir sanatçı 50.000 kişiye seslendi. Müzikte gösterdiği başarıyı ilk kez 1997'de bir dizide gördü Emrah. "Unutabilsem" ile Türkiye'nin en başarılı dizisinden birinde başrolü oynadı. "Unutabilsem" şarkısı 1996 senesinin Temmuz ayında çıkan "Narin Yarim" albümünde yer aldı. 1998 senesinin Temmuz ayında "Dura Dura" isimli albümü ile müzik dünyasında yine başarılı oldu ve bu albümü 2.200.000 adet sattı.
Ardından 2000 senesinin Haziran ayında "Ya Hey" ve 2002 senesinin Mart ayında "Ar+ı" albümlerini çıkaran sanatçı, 2002 yılı Eylül ayında yeni bir dizi ile televizyon ekranlarına geri döndü. Kınalı Kar isimli dizide başrol oynadı. 2004 senesinin Haziran ayında "Kusursuzsun" albümünü çıkardı ve "Büyük Yalan" dizisinde rol aldı. 2005 yılının Eylül ayında "Dön" albümünü çıkardı. 2006 yılının Ağustos ayında "Adın Ne Senin?" ile ilk maksi teklisini çıkardı ve aynı yıl "Adak" dizisinde başrol oynadı, diziyi "Best of Emrah" albümü izledi. Albüm, en çok sevilen Emrah şarkılarının yenilenmiş versiyonlarından oluşuyordu. Aynı yıl "Oğlum İçin" adlı dizi ve "Bir Dilek Tut" isimli yarışma programında jüri üyeliği yaptı. 2008 yılında ise 1990'lardan başlayarak örneklerini verdiği house müziğin ("Ye Kürküm", "Sevdim mi Tam Severim", "Haydi Düğüne"...) yanı sıra hip hop ve soul yaptığı, yepyeni bir albüm olan "Yelpaze"yi çıkardı. Sanatçının, bilindik tarzının çok dışında olan, söz konusu türlerdeki eserleri kendine has bir üslupla seslendirdiği "Yelpaze", 25.000 adet satarak Emrah'ın bugüne kadar çıkardığı en az satan albüm oldu. 2009 yılının Eylül ayında ise Emrah TRT1 ekranlarında yayınlanan Hicran Yarası dizisinde 28. bölümden sonraki kadroya dahil oldu ve zengin bir işadamı rolünde oynadı. 2010 yılında ise "8notes" grubuyla anlaşarak 8notes müzik grubunun müziği ve kendi yorumuyla Türk halk müziği eserlerini caz-funk tarzında yorumladı. Albümde genelde "Pir Sultan Abdal" ve "Neşet Ertaş" türkülerini seslendirdi. 2011 yılının Temmuz ayında "Terzinin Oğlu" isimli albümünü çıkardı.
Emrah, Gelmeyen Bahar filmiyle ilk yönetmenlik deneyimini gerçekleştirdi. Film, 8 Mart 2013 tarihinde vizyona girdi.
İvana Sert Kimdir?
İvana Sert, 25 Ekim 1979 tarihinde Sırbistan, Belgrad'da doğmuştur. Asıl adı İvana Smiljkovic'dir. Sırbistanda 'Belgrad Güzeli' seçildikten sonra, Miss Yugoslavya'ya katılır ve ardından Türkiye'de düzenlenen Miss Globe'a davet edilir. 2002 yılında Türkiye'ye yerleşti.
16 yaşına kadar bale ve piyano eğitimi almış olmasına rağmen mankenlik yapmakta karar almış ve mankenliğe başlamıştır. Şimdilerde ise stilist ve moda tasarımı ile uğraşmaktadır.
İstanbul Nişantaşında açığı “İkon” isimli mağaza ile de Türkiye’de ünlü markaların ürünlerini satan İvana Sert, Sex and the City’de başrol oyuncusu için tasarladığı yüzüğü de satışa sundu.
Burası artık benim ülkem oldu. 'Sırbistan mı, Türkiye mi?' diye sorarsanız, cevabım 'Türkiye' olur diyor İvana Sert. Sırpça, İngilizce ve Türkçe bilmektedir.
Bugün Ne Giysem? adlı yarışma programında 2010 yılından beri jüri üyesi olarak yer aldı.
İvana Sert, 2011 yılında Yok Böyle Dans adlı yarışmaya katıldı. Jüri üyeleri Sait Sökmen, Tan Sağtürk, Acun Ilıcalı ve Azra Akın olurken, sunucular; Burcu Esmersoy ve Cem Ceminay oldu. Yarışmacılar ise ; Özge Ulusoy, Helin Avşar, Alp Kırşan, Aydın, Altay, İlhan Mansız, Nez, İvana Sert, Cem Ceminay, Özlem Yıldız, Almeda Abazi, Aşkın Nur Yengi, Hakan Peker, Şenol İpek ve Burcu Çetinkaya'dır.
iş adamı müteahhit Yurdal Sert ile 2004 yılında yaptığı evliliğinden “Kayon Ateş” (d.31 Ekim 2006) adında bir oğlu vardır. 17 Eylül 2013 tarihinde boşandı.
İvana Sert MAYIS 2012 de Daikin Klima reklamında oynadı.
2012 yılında "Yalan Dünya" adlı dizinin otuz dördüncü bölümünde konuk oyuncu olarak yer aldı. 2012 yılında Show TV'nin En Büyük Show adlı programının sunuculuğunu yaptı.
Ayrıca 2012 yılında "Bizimlesin" adlı kitabını yayımladı.
2015 yılında yönetmenliğini İlker Ayrık’ın yaptığı “Yapışık Kardeşler” sinema filminde İlker Ayrık, Hakan Bulut, Suzan Kardeş, Suat Sungur, Erdal Tosun, Ayberk Atilla, Fırat Tanış ve İvana Sert ile beraber oynadı.
İvana Sert, 2014 yılının Eylül ayında başlayan ve Öykü Serter’in sunuculuğunu Uğurkan Erez ile beraber yaptığı “Bu Tarz Benim” adlı yarışma programında Nur Yerlitaş, ve Kemal Doğulu ile birlikte jüri görevi yaptı.
7 Aralık 2014 tarihinde "Bu Tarz Benim" adlı yarışmaya Metin Arolat konuk jüri üyesi olarak katılırken Emine Ün de şarkıları ile geceye renk katacak.
İvana Sert 2014 yılında Sinan Akıman ile birlikte oldu.
2015 yılı ocak ayında Tv8 kanalında başlayan ve Öykü Serter’in sunuculuğunu yaptığı 2.sezon “Bu Tarz Benim” adlı yarışma programında Uğurkan Erez, Nur Yerlitaş, ve Kemal Doğulu ile birlikte jüri görevi yaptı.
2016 yılının başında başlayacak olan 5.sezon İşte Benim Stilim Ünlüler yarışmasında jüri koltuğunda Neslihan Yargıcı ve Hakan Akkaya da oturacak.
Nur Yerlitaş ve Kemal Doğulu’nun olmadığı bu yeni sezonda İşte Benim Stilim Ünlüler yarışmasında yine sunuculuğu Öykü Serter yaparken, jüride Neslihan Yargıcı, İvana Sert, Hakan Akkaya ve Uğurkan Erez olacak.
Filmleri ve Dizileri
2015 - Yapışık Kardeşler (sinema)
2012 - Yalan Dünya (konuk oyuncu)
Neşet Ertaş Kimdir?
Neşet Ertaş, Türk halk ozanı ve halk müziği şarkıcısı. Abdallık geleneğinin son büyük temsilcisi. Yaşar Kemal, Ertaş'ı " Bozkırın Tezenesi " olarak adlandırmıştır.
Babası saz ustası Muharrem Ertaş, annesi Döne Ertaş'tır. Annesinin ölümünden sonra babası ve kardeşleriyle birlikte köye yerleşmişlerdir ve çocukluğu bu köyde geçmiştir.
Ertaş, ilkokula gittiği yıllarda önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrendi. Babası Muharrem Ertaş ile birlikte yörenin düğünlerinde sazı ile çalıp sesi ile türküler söylemeye başladı. Ertaş, etkilendiği tek kişinin babası Muharrem Ertaş olduğunu söyler. Kendi ifadesi ile şu şekilde ifade eder; "Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız.
Neşet Ertaş, Kırşehir'den sonra 2 yıl da Kırıkkale'de bulunduktan sonra 1957 yılının sonunda İstanbul'a gelerek Şen Çalar Plak'ta ilk plağını "Neden Garip Garip Ötersin Bülbül" adı ile babası Muharrem Ertaş'a ait bir türküyle çıkardı. Halk tarafından çok beğenilen bu plağı ardından diğer plak, kaset ve halk konserleri takip eder. 2 yıl İstanbul'da çalıştıktan sonra Neşet Ertaş Ankara'ya yerleşir ve sahne hayatına burada devam eder. 1962'de İzmir Narlıdere'de askerliğini yapar. Askerliğini yaptıktan sonra Ankara'da çalıştığı gazinoda Leyla isminde bir kızla tanışır ve hemen evlenir. Babası Muharrem Ertaş, Neşet'in bu evliliğine şiddetle karşı çıkar. Bu olaylardan sonra Neşet Ertaş ve Muharrem Ertaş uzun yıllar konuşmazlar. Neşet Ertaş ve Leyla Ertaş'ın bu evlilikten Döne, Canan adında iki kız ve Hüseyin adında bir erkek çocukları olur. 7 yıl evli kaldıktan sonra 1970'lerin başlarında ayrılırlar. 1978 yılında alkol ve sigara kullanımından dolayı parmaklarından felç geçirir ve işsiz kalır. Kardeşinin daveti üzerine Almanya'ya gider. Tedavi olur. Çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun bir süre Almanya'da kalan sanatçı, 2000 yılında İstanbul'da verdiği konserle sahne hayatına geri dönmüştür.
Demirel zamanında kendisine sunulan 'devlet sanatçılığı' ünvanını; "O dönem Süleyman Demirel Cumhurbaşkanıydı. Devlet sanatçılığı bana teklif edildi. Ben, 'hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor' diyerek teklifi kabul etmedim. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre hizmet eden ecdadımız adına aldım." diyerek geri çevirmiştir.[4] Halk bu tavra destek vermiş ve Neşet Ertaş adeta yaşayan bir efsane olmuştur. Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında yapılan ulusal envanterlerden Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanterine alınarak yaşayan insan hazinesi kabul edilen Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet konservatuarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görülmüş, bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuarlarda ders olarak okutulmuştur. Hayatı ve eserleri Doç. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik bir kitap halinde yayımlanmıştır.
25 Eylül 2012 tarihinde İzmir'de tedavi gördüğü hastanede ileri evrede prostat kanseri nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Cenazesi Kırşehir Bağbaşı Mezarlığında Toprağa verildi.
Mezarı ise babası Muharrem Ertaş'ın yanındadır. Mezar taşında ise ''Sakin ol ha, insanoğlu. İncitme canı, her can bir kalp , hakk'a bağlı. İncitme canı, incitme.'' yazılıdır.
Neşet Ertaş’ın adı Kırşehir'deki caddelerde, okullarda bulunmaktadır, ayrıca babası Muharrem Ertaş’la birlikte bir de anıtı bulunuyor.
Süleyman Demirel Kimdir?
Süleyman Demirel, 1 Kasım 1924 tarihinde Isparta'nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy'de doğdu. İlköğrenimini doğduğu köyde, ortaokul ve liseyi Isparta ve Afyon'da bitirdi. Şubat 1949'da İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı yıl Elektrik İşleri Etüd İdaresi' nde göreve başladı. Önce 1949-1950, daha sonra 1954-1955 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri'nde barajlar, sulama ve elektrifikasyon konularında ihtisas yaptı.
1954 yılında Barajlar Dairesi Başkanı, 1955 yılında da Devlet Su İşleri Genel Müdürü oldu. 1962-1964 yılları arasında serbest müşavir-mühendis olarak çalıştı. Aynı yıllarda Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde su mühendisliği konusunda dersler verdi.
Siyasî yaşamına, 1962 yılında, Adalet Partisi Genel İdare Kurulu üyeliği ile başladı. 28 Kasım 1964 tarihinde bu partiye genel başkan seçilmesinin ardından, kurulmasını sağladığı ve Şubat-Ekim 1965 tarihleri arasında görev yapan koalisyon hükûmetinde Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı.
10 Ekim 1965'de yapılan genel seçimlerde başında bulunduğu AP, yüzde 53 oy alarak tek başına iktidar oldu. Bu seçimlerde Isparta Milletvekili olarak Parlamento'ya girdi ve Türkiye'nin 12. Başbakanı olarak hükûmeti kurdu. Bu hükûmet 4 yıl sürdü. 10 Ekim 1969 tarihindeki genel seçimlerde de Adalet Partisi yine tek başına iktidar oldu. Böylece, 31. T.C. Hükûmeti'ni kurdu. Daha sonra, parti içi bir kriz dolayısı ile, 32. T.C. Hükûmeti'ni kurmak durumunda kaldı. 12 Mart 1971 muhtırası üzerine, başbakanlık görevini bıraktı. 1971 ile 1980 arasında, 1975, 1977 ve 1979'da 3 defa daha hükûmet kurdu.
12 Eylül 1980 müdahalesi üzerine görevi bıraktı ve 7 sene yasaklı olarak siyaset dışı kaldı. 6 Eylül 1987'de yapılan halk oylaması ile yasaklar kaldırıldı ve 24 Eylül 1987 tarihinde, Doğru Yol Partisi Genel Başkanlığı'na seçildi. 29 Kasım 1987'de yapılan genel seçimlerde Isparta Milletvekili olarak tekrar TBMM'ne girdi. 20 Ekim 1991 tarihinde yapılan genel seçimler sonrasında, DYP ile Sosyaldemokrat Halkçı Parti'nin biraraya gelerek kurduğu 49. T.C. Hükûmeti'nde Başbakan olarak görev aldı.
30 yaşında genel müdür, 40 yaşında önce parti genel başkanı, sonra başbakan olmuş; 12 seneye yaklaşan başbakanlık görevinde, Türkiye'nin kalkınması ve gelişmesine büyük hizmetlerde bulunmuştur. Türkiye'nin en genç genel müdürü, en genç başbakanı ve İsmet İnönü'den sonra en uzun başbakanlık yapmış kişisidir. 6 dönem Isparta Milletvekilliği yapmış, 7 sene yasaklı kalmış, 6 defa hükûmetten gitmiş, 7 defa hükûmet kurmuştur.
16 Mayıs 1993 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye'nin 9. Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Demirel bu görevi 16 Mayıs 2000 tarihine kadar sürdürdü. 16 Mayıs 2000 tarihinde, görevini Ahmet Necdet Sezer'e devretti.
1948'de babası Hacı Yayha Demirel'in yeğeninin kızı Nazmiye (Şener) Demirel'le evlendi. Çocukları yoktur. Eşi Nazmiye Demirel, Alzheimer hastalığı nedeniyle 27 Mayıs 2013'te yaşamını yitirdi.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 17 Haziran 2015 tarihinde saat 02.05'te solunum yolu enfeksiyonu ve kalp yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü Güven Hastanesi'nde 91 yaşında hayatını kaybetti.
İsmet İnönü Kimdir?
Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci cumhurbaşkanı, asker ve devlet adamı.
Osmanlı döneminde albay, Türkiye dönemindeorgeneral ve eski Genelkurmay Başkanı olan, cumhuriyetin ilanından sonraki Türkiye'nin ilk başbakanı, ikinci cumhurbaşkanı olan, İstiklal Madalyası sahibi Türk asker ve siyasetçidir. Atatürk'ün vefatından sonra CHP Genel Başkanı olunca, CHP Kurultayı tarafından kendisine "Milli Şef" ünvanı verilmiştir. İnönü, Kurtuluş Savaşı'na katılmış ve Lozan Antlaşması'nı imzalamış, birçok defa başbakanlık görevini üstlenmiştir.
İsmet İnönü, tam adı Mustafa İsmet İnönü’dür. 24 Eylül 1884 da İzmir'de Reşit Efendi ile Cevriye Temelli Hanım'ın ikinci oğulları olarak doğmuştur. Aslen Malatyalı'dır. Malatya'da yerleşmiş eski bir Türk ailesi olan Kürümoğollarındandır. Büyük babasının adı Abdülfettah'dır. Mahkeme üyeliklerinde bulunmuş ve Harbiye Nezareti Muhakeme Dairesi Mümeyyizliğinden emekli Hacı Reşit beyin oğludur. Babasının görevi nedeniyle ilk ve orta öğrenimini Sivas'ta tamamladı. 1892 de Askeri Rüştiye'ye girmiş, 1895 de okulu bitirmiş, bir yıl Sivas'ta Mülkiye İdadisi'nde (lise) okuduktan sonra, 31 Temmuz 1897 de babasının İstanbul'a tayini nedeniyle o zaman ki Halıcıoğlu'ndaki Harp okulunun lise kısmını kaydolmuştur. 14 Şubat 1901'de Mühendishane-i Berri-i Hümayun'a (topçu okulu) giren İsmet İnönü, bu okulu 1 Eylül 1903'te topçu teğmeni olarak birincilikle bitirdi. 26 Eylül 1906'da Erkân-ı Harbiye Mektebi'ni de birincilikle bitirerek 2 Ekim 1906 da kurmay yüzbaşı rütbesiyle Edirne'deki 2. Ordu'nun Sahra Topçu 8. Alay'ında 3. Batarya komutanlığına atandı. Bu görevi sırasında İttihat ve Terakki Cemiyetine üye oldu (1907). 7 Kasım 1908 de Kolağası rütbesine yükselmiş ve Edirne 2. Tümenin Kurmay başkanlığı görevine getirilmiştir.
31 Mart Olayı (13 Nisan 1909) olarak bilinen ayaklanmayı Selanik'ten gelerek bastıran Hareket Ordusu'nda görev aldı.
1910-1912 yılları arasında Yemen İsyanı'nın bastırılması harekâtına katıldı. 26 Şubat 1910 da İmam Yahya'ya karşı Hükümet tarafından harekete geçirilen Yemen Mürettep Kuvvetlerinin 4. Kolordu Kurmaylığına atanmış ve Hudeyde'ye gelmiştir. İmam Yahya ile yapılan görüşmelere katılmış ve bir anlaşma imzalanmıştır. Yüz yıllık Yemen isyanları kesildi. İsmet Bey'in oradaki görevi 26 Şubat 1910 ve 5 Mart 1912 tarihleri arasındadır. 5 Mart 1912 tarihine kadar Yemen'de Genel Kuvvetlerin Kurmay Başkanlığı görevinde bulunmuştur. Ve gösterdiği başarılar nedeniyle 26 Nisan 1912 de Binbaşılığa yükseltilmiştir. 29 Kasım 1914'te kaymakam (yarbay) oldu. 1912 - 1913 yılları arasında Harbiye Nezareti'nde Başkomutanlık Karargâhı 1. Şubede bulundu. 2 Aralık 1915'de 2. Ordu Kurmay başkanlığına getirildi ve 14 Aralık 1915'te miralay (albay) oldu. 2. Ordu komutan vekili Mustafa Kemal Paşa'nın önerisiyle, 12 Ocak 1917'de 4. Kolordu komutanlığına atandı.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi'nde Kolordu Komutanı olarak Atatürk'le birlikte çalıştı ve öğrencilik yıllarından beri süren dostlukları ile devletin geleceği hakkında ortak fikirleri gelişti. Suriye Cephesi'nde savaştı; Milli Mücadele sırasında Atatürk'ün en yakın silâh arkadaşı olarak çalıştı.
Mondros Mütarekesi'nin (30 Ekim 1918) imzalanmasından az önce Sina ve Filistin Cephesindeki Yıldırım Orduları Grubu'nun General Edmund Allenby karşısında uğradığı Nablus Hezimetinden sonra rahatsızlanarak İstanbul'a dönen İsmet Bey, 24 Ekim 1918'de Harbiye Nezareti'nde müsteşarlığa atandı. 29 Aralık'ta Paris Barış Konferansı'na (1919) hazırlık için kurulan komisyonda askeri müşavir oldu; 4 Ağustos 1919'da yalnızca sekiz gün için Askeri Şûra Muamelat-ı Umumiye müdürlüğüne, bir ara da jandarma ve polis örgütünün iyileştirilmesi için kurulan komisyona üye olarak atandı. Bütün bunlar genellikle birkaç günlük görevlerdi.
Albay İsmet Bey, ilk kez 8 Ocak 1920'de Ankara'ya gitti ve kısa bir süre Mustafa Kemal ATATÜRK'le çalıştı. Yeni kurulan Ali Rıza Paşa hükümetinde harbiye nazırı olan Fevzi Paşa'nın (Fevzi Çakmak) çağrısı üzerine şubat sonlarında İstanbul'a gitti. 9 Nisan 1920'de Mustafa Kemal'in çağrısı üzerine Ankara'ya döndü ve İstanbul'la bütün resmî bağlarını kopardı.
23 Nisan 1920'de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Edirne milletvekili olarak katılan İsmet Bey, 3 Mayıs'ta İcra Vekilleri Heyeti'nde Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekili (o dönemde Genelkurmay Başkanlığı) oldu. Bu görevi üstlendiğinde albaydı ve emrinde, kendisinden hem rütbe, hem kıdemce çok ileride komutanlar da vardı. İsmet Bey, 6 Haziran 1920'de İstanbul'da divanı-harp tarafından gıyabında ölüm cezasına çarptırıldı.
Albay İsmet Bey, mebusluk ve bakanlık da uhdesinde kalarak Garp (Batı) Cephesi Kuzey Kesimi Komutanlığı görevine getirildi. Kuruluş aşamasındaki düzenli ordu ile Çerkes Ethem ayaklanmasının ve iç isyanların bastırılmasında etkin rol oynadı. Ocak 1921'de Birinci İnönü Muharebesinde Yunan ilerlemesini durdurunca 5 senedir bulunduğu Albaylık rütbesinden Mirliva ( tuğgeneral )rütbesine terfi etti. 27 Mart sabahı başlayan ikinci İnönü Muharebesinde Yunan ordusunun ilk günlerde etkili taaruzlar yapması üzerine cepheye bizzat gelerek komutayı İsmet Paşa'dan devralan Başbakan ve Milli Savunma Bakanı Fevzi Paşa'nın Türk ordusuna verdiği beklenmedik başarılı karşı taarruz emriyle düşman güçleri geri çekilmek zorunda kaldılar. İkinci İnönü Muharebelerinden sonra,3 Nisan 1921'de TBMM kararıyla, Ferik (Korgeneral) Fevzi Paşa'nın rütbesi Birinci Ferik ( Orgeneral ) liğe terfi etti.
İsmet Paşa ise 4 Mayıs 1921'de Garp Cephesi komutanlığına getirildi. Ancak 17 Temmuz 1921'de Kütahya-Eskişehir Muharebelerini kaybedince TBMM tarafından Genelkurmay Başkanlığı görevinden azledilerek, yerine 3 Ağustos 1921'de, aynı zamanda Başvekil ( Başbakan ) ve Milli Müdafaa Vekili de olan Fevzi Paşa getirildi.
Sakarya Meydan Savaşı ve Büyük Taarruz'dan sonra kazanılan zafer üzerine Milli Mücadele'nin sonunu belirleyen Mudanya Mütarekesi görüşmelerinde (3 Ekim-11 Ekim 1922) Türk tarafını temsil eden İsmet Paşa, 26 Ekim 1922'de hariciye vekili oldu. Lozan Barış Konferansı'na Dışişleri Bakanı ve Türk heyeti başkanı olarak katıldı.
Görüşmeler sırasında Ulusumuzun çıkarlarını titizlikle savunan ve koruyan İsmet İnönü, 24 Temmuz 1923'te Sevr Antlaşması ve Mondros Mütarekesini geçersiz kılan, Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığının ve egemenliğinin tanınmasını sağlayan Lozan Antlaşması'nı imzaladı.
Cumhuriyetin ilânından sonra 1923-1924 yıllarında ilk hükûmette Başbakan olarak görev aldı, aynı zamanda Halk Fırkası Genel Başkan Vekilliği'ni üstlendi. İsmet Paşa'nın ilk başbakanlık döneminde Cumhuriyetin ilk devrimleri yapılmaya başlandı. Öğretimin birleştirilmesi, halifeliğin kaldırılması ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kurulması (3 Mart 1924) bu dönemde gerçekleşti. 1934'te Soyadı Yasası çıktığında Atatürk'ün verdiği İnönü soyadını alan İsmet Paşa, Başbakanlık görevini 1924-1937 yılları arasında da sürdürdü. Muhalefet partisi olarak kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası Çankaya'ya olan aşırı muhalefeti'ni hükümet üzerinden yürütmesi üzerine cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ile anlaşarak 8 Kasım 1924'te başvekillikten istifa etti.21 Kasım 1924'te yeni hükümeti Fethi Bey kurdu. Doğudaki Şeyh Said İsyanı üzerine isyana müdahelede başşarız olan Fethi Bey istifa etti. 3 Mart 1925'te İsmet Paşa cumhurbaşkanı Mustafa Kemal tarafından yeniden hükümeti kurmakla görevlendirildi. Ayaklanmanın bastırılmasında hükümet başkanı olarak önemli rol oynadı 6 Mart 1925 tarihinde Takrir-i Sükun Kanunu'nun yürürlüğe konması ve İstiklal Mahkemeleri'nin kurulmasını sağladı ve tüm muhalefet partilerini, muhalif gazeteleri kapattırdı ve tek parti diktatörlüğünü kurdu. İsyan kısa sürede bastırıldıktan sonra da muhalefete izin vermedi. Bu arada askerliğe devam ederek 1926 yılında Orgeneral rütbesine yükseldi ve aynı yıl içinde askerlikten emekli oldu. Bu tarihten sonra, yeni devletin oluşumunda Mustafa Kemal ile birlikte en önemli siyasal kişilik olarak belirdi.
İnönü, Eylül 1937'de Atatürk'le aralarındaki bazı görüş ayrılıkları yüzünden Atatürk tarafından Başvekillikten azledildi. CHP'nin genel başkan vekilliğinden de alındı.İnönü başvekillikten ayrılınca yerine Celal Bayar atandı. İnönü bu dönemde yalnızca TBMM'de Malatya milletvekili olarak görev yaptı.
Atatürk ile görüş ayrılığı meselesi şöyledir : 1936'da Faşizmi incelemek üzere İtalya'ya gönderilen CHP Genel Sekreteri (Katib-i Umumi) Recep Peker'in dönüşünde yazdığı TBMM üzerinde bir "Faşist Konsey" kurulmasını öngören raporu onaylayıp imzalaması üzerine Cumhurbaşkanı Atatürk "Başvekil hazretleri anlaşılan yorgunluktan, önüne gelen raporları okumadan imzalıyor!" dedi ve kararı reddetti. Bu değerlendirmeye "Koskoca memleket rakı sofrasından mı idare edilecek?" diye yanıt verince aralarında gerginlik çıktı. Dersim İsyanı'nın bastırılması sırasında da düşünce ayrılıkları çıkınca Eylül 1937'de cumhurbaşkanı tarafından başbakanlık ve CHP'nin genel başkan yardımcılığı görevlerinden alındı
İnönü, Atatürk devrimlerinin gerçekleştirilmesinde ve Türkiye Cumhuriyeti'nin sağlam temeller üzerine oturtulmasında Atatürk'ün en yakın çalışma arkadaşıydı.
Atatürk'ün ölümünden sonra 11 Kasım 1938 de, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye'nin ikinci Cumhurbaşkanı olarak seçildi. ikinci Dünya Savaşı sırasında Cumhurbaşkanıydı. Cumhurbaşkanlığı'nın yanı sıra CHP Genel Başkanlığı'na da getirildi. CHP'nin 26 Aralık 1938'de toplanan I. Olağanüstü Kurultay'ında partinin "değişmez genel başkan"ı seçildi. Ayrıca kendisine "Milli Şef" sıfatı verildi. Bundan sonra 30 Aralık 1925 tarihli 701 sayılı yasa ve 16 Mart 1926 tarihli 3322 sayılı kararname ile 50, 100, 500 ve 1.000 liralık banknotların ön yüzlerinde cumhurbaşkanının resminin bulunması kararı alınmıştı. Buna dayanarak, para ve pulların üzerindeki Atatürk resimleri kaldırılıp onların yerine yeni Milli Şef'in portreleri kullanıldı.
Cumhurbaşkanı seçilmesinden hemen sonra başlayan II. Dünya Savaşı (1939-1945) döneminde İnönü Türkiye'yi savaştan uzak tutmaya çalıştı. Savaş yıllarındaki ekonomik ve toplumsal sıkıntılar ise, dönemin unutulmayan mirası olarak kaldı.Varlık Vergisi uygulaması hayata geçirildi.Yine bu dönemde Hasan Ali Yücel'in öncülüğündeki Köy Enstitüleri kuruldu. Bu enstitüler kapatılana kadar 20.000 mezun köy öğretmeni verdi. II. Dünya Savaşı'nın hemen ardından, İkinci Dünya Savaşı galiplerinden olan Sovyetler Birliği'nin lideri Stalin'in Türkiye'den Kars, Ardahan, Artvin ve Sarıkamış'ı istemesi, Türkiye'yi, savaşın diğer galipleri Amerika ve İngiltere ile daha yakın ilişkilere mecbur etti. Bu askeri ve ekonomik desteği vermeye hazır olduğunu belirten ABD, Truman Doktrini ile yardıma başlamıştı ama karşılığında Türkiye'de serbest seçimlere dayanan demokrasi düzeninin yerleştirilmesini ve Milli Şeflik, "5 yıllık kalkınma planları" ve Köy Enstitülerileri gibi Sovyet taklidi uygulamaların kaldırılmasını talep etti.
1950 genel seçimlerinden sonra CHP iktidarı Demokrat Parti'ye bırakırken, İsmet İnönü de Cumhurbaşkanlığı'ndan 22 MAYIS 1950 da ayrıldı ve 1960 yılına kadar Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı olarak siyasi yaşamını sürdürdü.
27 Mayıs harekâtından sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi ve 10 Kasım 1961 tarihinde Başbakanlığa atandı. 1965 yılında bu görevden ayrıldıktan sonra milletvekili olarak siyasi yaşamını sürdürdü. 8 Mayıs 1972'de CHP genel başkanlığını Bülent Ecevit'e kaptırarak Parti Genel Başkanlığı ve milletvekilliğinden istifa etti, 25 Aralık 1973'de ölünceye kadar Anayasa gereğince Cumhuriyet Senatosu tabii üyeliği görevinde bulundu.
1916 yılında Mevhibe Hanım'la evlenen İsmet İnönü üç çocuk babasıydı. (Ömer İnönü, Erdal İnönü ve Özden Toker'in babasıdır.)
25 Aralık 1973'te ölen İnönü 27 Aralık'ta devlet töreni ile Anıtkabir'de toprağa verildi.
Anılarının bir bölümünü Hatıralarım, Genç Subaylık Yılları, 1884-1918 (1968) adı altında toplamış, ayrıca çeşitli tarihlerdeki söylev ve demeçlerini içeren İsmet Paşa'nın Siyasi ve İçtimai Nutukları, 1920-1933 (1933), İnönü Diyor ki (1944), İnönü'nün Söylev ve Demeçleri I, 1920-1946 (1946) gibi kitapları yayımlanmıştır.
Kaynak: Diyarbakır Söz