'Kadın eli değince her şey çok daha güzel oluyor' Beşiktaş, kadın tarftar grubu çarşı kadınlarda sıcak dakikalar yaşanıyor. Beşiktaş'ın kadın taraftar grubu 'çArşı Kadın', hayata geçirdikleri sosyal sorumluluk projeleriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Farklı meslek gruplarından 10 kadının bir araya gelmesiyle oluşturulan "çArşı Kadın", Posta'dan Canan Danyıldız'ın.
İşte, o röportaj:
İlk kez bir hayır röportajı yapıyorum! 'Çarşı Kadın' nedir? Nasıl çıktı?
Suna Akyıldız: Aslında bu sene 'Çarşı Kadın' olduk diyebilirim.Baktık gruptaki herkes Beşiktaş'lı. Geçen yıl 'Çarşı' grubuyla da sosyal sorumluluk organizasyonlarında yardımlaştık. 'Çarşı kadın'da böyle çıktı. 3 yıldır 'Çocuklar Okusun' projesini yapıyoruz. Ama her şey Van Depremi'yle başladı. Yıkılan öğretmen evini yaptırmak için büyük bir konser organize etmemizle.
O konserde çok zor isimleri bir araya getirmiştiniz!
S. Akyıldız: Demet Akalın'a bir hayranı Twitter'dan 'Neden popçular bir şey yapmıyor?' demiş. Demet de bana 'Hadi toparla bizi, yapalım!' diye twit attı. İhaleyi benim üzerime bıraktı, 'Sen bir şey yaparsan varım' diye ekledi. Biz de Mustafa Sarıgül'e gittik. Konser alanı vermesi için. Hiçbir zaman bir araya gelmeyecek, birbirinden hiç haz etmeyen 22 şarkıcıyı, Van için bir araya getirdik.
Kaç kadın var grubunuzda? Hiç erkek yok mu?
Onur İliman: 10 kadından oluşuyoruz. Basın danışmanı, menajer, gazeteci vb. Medyadaki herkes arkadaşımız. Hepimiz Beşiktaşlıyız! Ama en son 27 okula malzeme yollarken fanatik 2 Beşiktaşlı iki arkadaşım Selim ve Gökhan, 1 de Fenerbahçeli arkadaşımız Uğur yardıma geldi...
Çocukların hayatlarına dokunmaya ne zaman başladınız?
S. Akyıldız: 3 yıl kadar önce. Bir öğretmenimiz Twitter üzerinden bana ulaşıp yardım istedi. İlk 5 okulla başladık, kendi cebimizden. Aa sonra bir baktık ki; geçen yıl tam 35 okula çevremizin desteği ile yardım yollamışız. Bu yayılmaya başladı ve onlarca okul yardım etmemiz için bize ulaşınca elimizi taşın altına koymamız gerektiğini anladık. Çünkü o öğretmen bir başka öğretmen arkadaşına söylüyor bu böyle yayılıyor.
'İyi insanlar hala var!' hissini yaşatıyorsunuz!
Gönül Karagöz : Biz kahraman değiliz, önce onu söylemek lazım galiba. 'Biz iyilik yapıyoruz' mantığını da sevmiyoruz. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz sadece. Hepimizin ayrı iş hayatları var, kimimiz evli, çoluk çocuğu var, ama vakit yaratıp çocuklar için bir şeyler yapmaktan mutlu oluyoruz. Her insanın içinde iyilik vardır. Yeter ki doğru yerde kullanmayı bilsin.
Üstelik de sizi kimse itelemeden!
Songül Kocabıyık: 'Çarşı vicdandır'. 10 koca yürekli vicdanlı kadından oluşuyor 'Çarşı Kadın'. Ayrıca kadın eli değişince her şey çok daha güzel oluyor, o kesin!
Fotoğraf çekilirken bile kimse ön plana çıkmıyordu, neden?
S. Akyıldız: Haklısın! Hiçbirimiz ön planda olmayı istemiyoruz. Yapılan işin önüne geçmeyi istemiyoruz. Kendi koyduğumuz kurallarımız var. Zaten bu kurallara uymayan bu grubun içinde olamaz. Hiç birimiz çocuklardan ve işin amacından daha önemli değiliz.
Ama maalesef ifşa oldunuz!
S. Akyıldız: (Gülüyoruz) Evet! Kampanya başladığında medyadaki arkadaşlarımız ekrandan kitap, kalem isteyince bizim adımıza bir merak oldu.
Şahene birşey yapıyorsunuz
Onur İliman: 'Muhteşem birşey yapıyorsunuz, şahanesiniz' sözlerini sevmiyorum.Öyle söylendiğinde 'Sen de yap kardeşim. Seni tutan ne?' dememek için zaman zaman kendimi zor tutuyorum Canan. Birşeylerin ucundan tuttuğunda zaten herkes güzel şeyler yapıyor olur. Biz taşın altına elimizi koyduk o kadar. Gelin sizde elinizi koyun.
"Yardımın doğru yere gittiğini çok iyi kontrol ediyoruz"
Yardım edilecek okulu neye göre seçiyorsunuz?
S. Akyıldız: Öğretmenler bize ulaşıyor. İhtiyaç sahibi çocukların fotoğraflarını istiyoruz. Bizden yardım talep eden öğretmeni okulundan arayıp teyit ediyoruz. 20 mont, 20 bot mu yolladık, yardım ulaştıktan sonra gönderdiğimiz kadar adedi o çocukların üzerinde göreceğimiz fotoğraf istiyoruz.
Bu yıl kaç okul ve kaç öğrenciye ulaştınız?
O. İliman: 100'e yakın okul, 5300'e yakın öğrenciye yardım ulaştırdık, kırtasiye, kitap, kıyafet. Ayrıca 1000'e yakın öğrencinin mont ve bot ihtiyacı karşılandı.
Büyük paralar gerektiren yardımlar mı bunlar?
S. Akyıldız: Hayır, kesinlikle! Geçenlerde bir ev hanımı bize ulaştı 'Mont, bot yollayamam, o kadar gelirim yok. Ama yardım etmek istiyorum, yün çilesi alsak, örsek bu çocuklara olur mu?' dedi, 'Olmaz mı!' dedik. Ve bütün mahallenin kadınları bir araya gelip 100'e yakın çocuğumuza bere ördü! Onları yolladılar. İçine de küçük notlar yazmışlar. İnan yapılan bu güzellik karşısında Ağladık o notları okurken... İşte bu işin en güzel yanı bu. Herkes imkanlarına göre yardım ediyor. Daha sonra o berelerle çocuklarımızın fotoğraflarını o ören anneler görünce çok mutlu oldular. Çünkü verdiği emek doğru yere gitmişti.
Para yardımı yapabiliyor muyuz?
O. İliman: Çevremizde çok arkadaşımız, dostumuz var. Kampanya başladığında gelen çocuk sayısı ve okula göre durumu iyi olan arkadaşlarımızı arayıp 'Sana şu okulu veriyoruz, 30 çocuğu sen giydirir misin?' diyoruz. O kadar alıştılar ki artık onlar arayıp 'Eeee hadi ne zaman okullara yardım gönderiyorsunuz?' diye arıyorlar. Eminönü'nde mont ve bot aldığımız toptancımız var. Her şeyi ondan alıyoruz. Depomuza gelen yardımlarla birlikte okullara gidiyor. Çocukların ihtiyacı olan şeyleri bir araya getiriyor, kutuluyor ve ulaşmasını sağlıyoruz. Bir mont, bir bot, 1 öğle yemeği parası! Yeter ki insan istesin bir simit parasıyla bile bir çocuğu mutlu edebilir.
Çocukların en çok neye ihtiyacı oluyor?
G. Karagöz: En çok kitaba. Okuma kitaplarına, test kitaplarına... Suna'ya bir mektup gelmişti, bir öğretmenden. "Çocuklarım tam 3 yıldır döndüre döndüre aynı kitabı okuyor" diye. Elinizde okumadığınız düzgün kitaplar, test kitapları varsa lütfen yardım edelim. Oyuncak, çocuk iç çamaşırı, ya aslında her şeye ihtiyaç var!
Soma faciası da sizde farklı bir hassasiyet yarattı değil mi?
S. Akyıldız: Evet! Soma'daki çocuklar bizim kalbimiz. Soma faciasından sonraki ilk bayram 120 madenci çocuğu mutlu etmek için Soma'ya gittik. Çocuklara bayramlık götürdük.
Hayatında ilk kez 'yeni' bir şey giyen çocuklarla karşılaştık. Anlatması çok güç. Hayat hiç adil değil.
Çok acayip anılar da birikiyor değil mi?
O. İliman: Hayatında lastik ayakkabı dışında ayakkabısı olmayan çocuklar gördük. Gönderdiğimiz botu eskir, bir daha botum olmaz diye korkusundan giyemeyen çocuklar. Gece o botlarla yatan, uyurken başucuna o botları koyan çocuklar...
Çocuklar biz şehirli insanları nasıl algılıyor, aradaki farkı mukayese edebiliyor mu?
S. Akyıldız: 9 yaşındaki bir çocuktan mektup aldım: 'Din, dil ve ırk gözetmeden bize yardım ettiğiniz için Alah sizden razı olsun' diye yazmış. 9 yaşındaki çocuğun hissettikleri bunlar... Çok ağır.
Herkes 'Çarşı Kadın' olabiliyor mu?
G. Karagöz: Elbette. Ağrı'dan bir okul bizden yardım istiyor diyelim. Hemen orada daha önce yardım yolladığımız, bizimle gönül birliği yapmış öğretmenimizi arayıp bilgi alıyoruz. Herkes aslında 'Çarşı Kadın', bu kadın hareketi gibi bir şey!
"Hayatında ilk kez çikolata yiyen çocuklar tanıdık"
Sizlerden hiç zor durumda okuyan var mı?
S. Akyıldız: Babam vefat edince burslu okumak durumunda kaldım. Bunun değerini çok iyi biliyorum. Bana arkadaşlarım 'paranoyak' diyor. O yardımların doğru yere gittiğinden emin olmak için defalarca öğretmenleri, okulları arıyorum.
Yardım ettiğiniz çocuklarla doğrudan bir görüşmeniz oluyor mu?
S. Akyıldız: Soma'ya gittik. Geçen 19 Mayıs'ta Soma'dan 85 madenci çocuğunu buraya istanbul'a ağırladık. Tekne gezisinden oyun alanlarına,Tarkan konserinden, Dolmabahçe sarayını gezmeye kadar… Bu iş gerçekten gönül işi. Soma'dan çocuklar geldiğinde Polat Yağcı'yı aradım 'Öğle yemeğini sen karşılar mısın?' diye lafı ikiletmedi. Etiler'de restoranı çocuklarımız için kapadı. Murat Yıldım'ı aradım tekne gezisini o organize etti. Onur, Vialand'ı aradı çocuklarımızı ücretsiz ağırladılar.
Ünlüler yardım ediyor mu?
S. Akyıldız: Bu sene Ebru Şallı mesela, bir kamyon oyuncak yolladı. Selda Topal, Şeyda Coşkun, Tuğba Coşkun, Banu Noyan, Nuray Sayarı, Banu Savcı, Haluk Şentürk, Hamdi-Selen Alkan o kadar çok isim var ki. Adını unuttuklarımız olabilir. Şuan aklıma gelenler.
Depo ya da yer sorununuz var mı?
S. Akyıldız: Depo sorunumuz maalesef var. Her yıl başka bir belediyeden rica ediyoruz. Bu yıl Beşiktaş Belediyesi Murat Hazinedar sağolsun kapısını açtı. Güvenli, insanların rahat yardımlarını yollayacağı merkezi bir yere çok ihtiyacımız var. Keşke kocaman bir tırımız, içinde hediyelerimiz ve zamanımız olsa köy köy, okul okul gezebilsek...
Çocukların ruhlarını nasıl etkiliyor bu iş peki?
Songül Kocabıyık: Yardım ettiğimiz çocuklar, bir gün büyüdüklerinde kendileri gibi muhtaç durumda olanlara yardım edecekler. Bize en çok söyledikleri şey o. Kolileri yaparken bazen çok yoruluyoruz ama inan, bize 'Teşekkürler Çarşı Kadın' diye videolarını attıklarında her şeyi unutuyoruz.
G. Karagöz: Biz bir farkındalık yarattık, çok para harcamadan, çocukların hayatını değiştirebildiğimizi gösterdik; aslında onlardan önce kendimizi mutlu ediyoruz. Gece başımızı yastığa koyunca 'Bugün çok güzel bir şey yaptım' deyip mutlu oluyoruz.
Kaynak: İnternet Ajans
Kaynak: Diyarbakır Söz