Pazar trafiğine takılmamak için Kızılay’ın paralel caddesinden evlerine giden aşklarıyla gündemden düşmeyen çift Safiye Soyman ve Faik Öztürk, Ankara’daki patlama anını anlattı.
Safiye Soyman ile Faik Öztürk çifti Ankara’da gerçekleşen hain saldırıyı şu ifadelerle açıkladı…
Ulus’tan çıktık, Kızılay’a doğru gidecektik. Sonra ‘Orada trafik yoğundur, Pazar günü olduğu için biz Konya yolundan girelim’ dedik. Saat 18.40'tı.
Necatibey Caddesi’nden Konya yoluna girdik ve 18.45’te bomba patladı. Yani paralel caddemizde patladı. Korkunç bir ses duyduk. O yoldan girseydik biz de yoktuk. Kızılay yönünden gitseydik Çankaya’ya biz de orada olacaktık. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyoruz. Yaralılara da Allah şifa versin. Terör artık son bulsun. ‘Yeter’ diyoruz.”
Safiye Soyman Kimdir?
13 yaşında görücü usulüyle evlendiği 26 yaşındaki Ziya Akaröz'le on yıl evli kaldı. Evliliğin ilk üç senesi güzel geçtikten sonra eşinin kumar tutkusu aile bağlarını derinden sarsmaya başlamış. Safiye Soyman, eşinden gizli ortaokul sınavlarına hazırlanmış. Daktilo kurslarına falan gitmiş. Ortaokulu bitirir bitirmez, bu kez de lise bitirme sınavlarına hazırlanarak liseyi de bitirmiş. Okul sonrası iş bulma sınavlarına girerek İmar İskan Bakanlığı'na genel müdür sekreteri olarak işe girmiş.
Liseyi bitirdikten sonra da Özer Altın'dan müzik dersleri alarak radyo sınavlarına girmiş ve 28 yaşında kazanmış. 6 sene Ankara Devlet Klasik Müziği Korosu’nda çalıştı. Bir gün gazinocular kralı Fahrettin Aslan’dan teklif geldi, böylece 1996 yılında 35 yaşında Maksim'de sahneye çıkmış. Ardından memuriyetten istifa ederek şöhret basamaklarını tırmanmış.
Safiye Soyman, ilk evliliğini henüz çocuk sayılacak yaşta 13 yaşındayken 1974 yılında Ziya Akaröz ile yaptı. Harun (d.1977) adında bir oğlu ve Ümran Erler adında bir kızı (d.1975) var. Daha sonra 1985 yılında boşandılar.
Safiye Soyman, 1999 yılından beridir iş adamı Faik Öztürk ile birlikte yaşamaktadır.
Albümleri
2012 - Alaturka Şarkılar & İstanbul Olmaz Olsun
2010 - Safiye Soyman - İlahiler
2008 – İkinci Bahar
2006 - Yine Benden Dinleyin
2008 – Herkes Dinlesin
2006 - Hani Gittin Ya
2004 - Birde Benden Dinleyin
1998 - Sevenler Gece Ağlar
1997 - Sen Gittin Mi Ben Ölürüm
1995 - Söz Veriyorum
1993 - Altın Sesler 3
1992 - Bahse Girerim
1990 - Hesabım Var
1980 - Aşk Olsun Sana
Faik Öztürk Kimdir?
Hiç ummadığı bir anda Safiye Soyman ile tanıştı. Israr üzerine birlikte bir televizyon programına katıldı. Ardından teklifler geldi, bir anda herkesin tanıdığı bir insan oldu.
Faik Öztürk, 13 Nisan 1962 tarihinde Elazığ Ağın’da doğmuştur. Babası İhsan Öztürk bir astsubaydı.
Çankaya Lisesi’nde okudu. Lise ikinci sınıftayken okulu bıraktı. Daha sonra Ankara’daki İstanbul yolunda bir fabrikada tuvaletleri temizleyip yerleri silme işine girdi. Bir buçuk sene sonra, el yazısı çok düzgün diye patron onu muhasebeye geçirdi. 1982’de oradan ayrılırken, fabrikanın genel müdür yardımcısıydı.
O sırada Türkiye Demir Çelik İşletmeleri’nde grev vardı. Balıkesirli bir asker arkadaşı ona "Bana hurda tren rayı bulabilir misin" dedi. Grev var, yurt dışından kütük getiremiyorlar, fabrikalar çalışmıyor. Hemen Ankara’da araştırdı, öğrendi ki Devlet Demir Yolları’nın hurdasını Makine Kimya alıyormuş. MKE’ye gidip bir dilekçe verdi, “hurda rayları almak istiyorum” diye. Orada Elazığlı bir hemşerisine denk geldi. Bir yerlerden 1 milyon lira borç buldu. O tarihte Doğan marka bir araba, 6 milyon liraydı. Rayları, TIR’ların başında Balıkesir’deki haddehaneye kadar bizzat taşıdı. 6 ay sonra 185 milyon parası oldu. Şansına grev 6 ay daha uzadı. 6 ay sonra devlete olan borcunu kuruşuna kadar ödedikten sonraki kazancı, 285 milyon liraydı. Şimdinin parasıyla 5-6 trilyon yani.
Faik Öztürk, “Gönül Türküleri” adlı bir de albüm çıkardı. Öztürk, bu albümden elde ettiği geliri şehit ailelerine armağan etti. İkinci albümün gelirini ise kekemelere bağışladı. Çıktığı televizyon programlarından kazandığı paralar ile de burs verip 21 çocuk okutuyor.
Yaptığı bu işlerin yanında Ankara’da "Beyler Sofrası" diye; Yukarı Ayrancı Son Durak’ta bir lokanta ve Atakule’nin karşısındaki 4 katlı “Çorbacım” dükkanının sahibidir. Bunların yanı sıra, Dünya Bankası finanslı, yurt dışına ihraç işler yapıyor. Bazı firmaların Türkiye temsilcisi olarak askeriyeye malzeme teminleri oluyor.
Ankara Ticaret Odası'nda 3 dönemdir meclis üyeliği yaptı.
Faik Öztürk, 1999 yılından beridir şarkıcı Safiye Soyman ile beraber yaşamaktadır.
Albümleri :
Gönül Türküleri
Faik Öztürk, Safiye Soyman ile beraber çıktıkları televizyon programlarında birbirinden ilginç hikayeler anlatmaktadır.
İşte Faik Bey'den inciler:
Faik Öztürk : Safiye ile yolda arabayla giderken, Safiye birden acıktı ve "Şurada bir balık lokantası gördüm. Dön de oraya gidip bir şeyler yiyelim" dedi. Ben tabi arabayı çevirdim ve Safiye Hanım'ın gördüğü yerin kapısına yanaştım. Tam inip yukarı çıkarken kapıda bir görevli "Burası lokanta değil Liberal Demokrat Parti binası" dedi. Meğer Safiye Partinin amblemindeki balık resmini görünce, mekânı balık lokantası zannetmiş.
Faik Öztürk : Safiye Hanım ile, bir konser için şehir dışına çıktık. bizi şehrin valisi karşıladı ve üç gün boyunca da bizimle birlikte olup, şehri gezdirdi. Son gün, konser öncesi Safiye Hanım prova yaparken vali de kendisini izliyordu. Safiye, bir ara valinin yanına gidip sordu: "Siz saz heyetine yeni mi katıldınız? Tanıyamadım da..." Neden tanıyamadın Safiye üç gündür yanımızdaki valiyi? Safiye cevap verdi : Ama ben adamın suratına hiç bakmadım ki...
Faik Öztürk : Safiye Hanım ile tatil dönüşü yolda bir kendin pişir kendin ye lokantasında tam iki kilo et yedik. Yemeğin sonunda Safiye Hanım garsondan çay istedi. Çay geldi ama Safiye çayı bir türlü içmiyor. Ben tabi duruma şaşırdım, neden çayı içmediğini sordum. Meğer Safiye Hanım, garsondan çayın yanına kepekli bisküvi getirmesini istemiş. "İki kilo etin üzerine bir de kepekli bisküvi istemiş. Neymiş efendim, çayı sade içemezmiş..."
Faik Öztürk : Safiye Hanım ile yine bir tatil dönüşü arabayı mola yerine çektim kahvaltı edecektik. Safiye Hanım, ekmeğin üstüne kaymağı sürdü, sonra da balı döşendi. Ama yine çayını içmiyor. Bende neden içmediğini sordum. Safiye, "Sakarin bekliyorum" dedi. "Ekmeğin üzerine kaymağı sürmüşsün. Üzerine de balı dökmüşsün. Sakarini ne bekliyorsun..."
Faik Öztürk : Safiye Hanım ile, tatil için Amerika'ya gittik. İkimizde de yabancı dil olmadığı için, kahvaltıya indiğimizde ben, Safiye'den "Anlat şu garsona da bize kahvaltılık bir şeyler getirsin" dedim. Safiye Hanım da gelen garsona "zzzzzz" diye vızıldanmaya başladı, "önce ne olduğunu anlamadım", "Sonra fark ettim ki meğer arı taklidi yapıyormuş. Garson da bundan durumu anlayıp bize bal getirecekmiş..."
Faik öztürk : Ben ilk defa uçağa bindiğimde bir arkadaşım "Hostese biraz para ver. Hem seni iyi yere oturtur hem de ilgilenir" diye tavsiyede bulundu. Ben de hostese cebinden çıkartıp bir beş milyon uzattım. "Ne bileyim ben para falan verilmeyeceğini". Hostes parayı Benim kafama fırlatmakla kalmadı, inadına bir de ağlayan bebeklerin oturduğu koltuğun önüne oturttu.
Fahrettin Aslan Kimdir?
Fahrettin Aslan; 1932 yılında Erzurum'un İspir ilçesinde dünyaya geldi. 13 yaşında çalışmak için İstanbul'a göç etti. İstanbul'a ağabeylerinin yanına gelir. Fahrettin Aslan’ın çocukluk yılları maddi yokluk içinde geçti. Tepebaşı'nda bir gazinoda çalışmaya başlar. Bu arada ortaokulu bitirir.
1946 yılında 14 yaşında bir gazinoda komilik yapmaya başladı. Aynı yıl 'Cumhuriyet Pavyonu'nda şefliğe yükseldi. 9 yıl boyunca da aynı mekânda çalıştı. O zaman İstanbul'daki en gözde ve tek gazinoydu burası. Rum patronu Emin Yeyman'la ile baba-oğul ilişkisi kurmuştu. 1952 de ilk evliliğini Necla Berktan ile yaptı.1955 yılında Cumhuriyet Gazinosu yıkıldı ve Tepebaşı Gazinosu açıldı. Fahrettin Aslan, patronunu yine yalnız bırakmadı. Ertesi yıl patronu, Fahrettin Aslan 'a Taşlık Gazinosu'nda ortaklık hediye ettiğinde 25 yaşında idi. 1960 yılında eski patronu, yeni ortağı Emin Bey'le Taksim-Maksim'i satın aldı. Yedi yıl sonra Emin Bey hisselerini Fahrettin Aslan'a devredince, gazinonun tek hakimi ve tek başına patron oldu. Ve 45 yıl boyunca onu herkes 'Gazinocular Kralı' olarak tanıdı.
1950-1980 arasındaki dönem, gazinolar ve sanatçılar için altın yıllardı. Caddebostan Maksim’i, Taşlık, Bebek gibi İstanbul'un belli başlı noktalarında hizmet veren bir devire tanıklık etmiş efsanevi Maksim Gazinosunu daha sonra da Taksim Maksim’in altında Samara Bar’ı hizmete sundu. Fahrettin Aslan, Ankara ve İzmir’de de Maksim Gazinoları’nın şubelerini açtı. Zeki Müren, Behiye Aksoy, Gönül Yazar, Ahmet Özhan, Emel Sayın, Muazzez Abacı, Bülent Ersoy, Seda Sayan gibi ünlüleri sahneye çıkararak gazinoculuğu sürdüren Fahrettin Aslan, Sibel Can ve Pınar Eliçe’yi assolist yaptı. Kuşkusuz, bu devrin en sevilen isimlerinden biri Zeki Müren'di! Maksim'de, 8 sene boyunca yılın 7 ayı assolist olarak çalıştı 'sanat güneşi'.
Behiye Aksoy, platin rengi saçları, şık kostümleri ve pahalı takılarıyla, Müzeyyen Senar'dan sonra assolistlik kavramını yücelten bir sanatçıydı. Fahrettin Aslan ile patron-sanatçı ilişkisinin dışına çıkarak büyük bir aşk yaşamaya başladı ve nikah masasına oturdu. Aslan, Behiye Aksoy ile boşandıktan sonra da 'İş başka, aşk başka' diyerek onu gazinolarında çalıştırmaya devam etti. Gönül Yazar, Maksim'de senelerce fırtına gibi esti.
Uzun süredir şeker hastalığı tedavisi gören ünlü gazinocu Fahrettin Aslan, İstanbul Anadoluhisarı’ndaki evinde 26 Ekim 2005 de sabaha karşı şeker komasına girerek hayatını 74 yaşında kaybetti.
Evlilikleri
1.evliliği: Fahrettin Aslan henüz 20 yaşında iken 1952 de Necla Berktan ile evlendi. İlk eşinin, ilk evliliğinden dünyaya gelen oğlu Atilla''yı da nüfusuna aldı. Sacit Aslan (d.1953) ve Selçuk Aslan d.1959) adında iki oğlu doğdu. 1962'de boşandı.
2.evliliği: 3 yıl (1962 – 1965) birlikte olduğu İnci Birol ile hiç evlenmedi. Esra ve Esin adında iki kız çocuğu sahibi oldu nufusuna geçirdi.
3.evliliği: 1974 yılında Behiye Aksoy ile evlendi. 4 ay evli kaldılar.
4.evliliği: 70'li yılların sonunda Arzu Aslan ile evlendi. Arzu Aslan''dan da son çocuğu Mehmet Aslan (d.1980) dünyaya geldi. Fahrettin Aslan ölene kadar da Arzu Aslan ile birlikteydi.
Sibel Can Kimdir?
"Deli Yüreğim", "Dedikodu" ve "Padişah" gibi parçalarıyla tanınan Sibel Can, Maksim Gazinosu'nda assolistlik yapmış en genç sanatçı ünvanına sahiptir.
Sibel Can, 1 Ağustos 1970'de, Engin Cangüre ve Emine Gül Sezer Cangüre'nin ilk çocuğu olarak Fatih, Karagümrük'te dünyaya geldi. İlkokul mezunu olan Sibel Can’ın annesi Bursa Mudanyalı, babası Yugoslav göçmenidir. Gerçek adı Sibel Cangüre olan sanatçının babası Engin Bey birçok ünlü soliste eşlik eden bir keman sanatçısıydı.
Sibel Can'nın müzikle tanışması küçük yaşlarda oldu. Henüz 13 yaşındayken, babasının kemanı eşliğinde önce Viyana daha sonra da Almanya, Hollanda ve İsrail'de şarkı söyleyip dansetti. Türkiye'ye döndü. Yaşı gizlenerek Halikarnas Gazinosu'nda işe başladı.
Galata Kulesi ve Astorya gibi kulüplerde çıkan sanatçıyı, Nükhet Duru'nun Fahrettin Arslan'a tavfiye etmesi üzerine sanatçının bir anda dünyası değişti. Sanatçı böylece Maksim Gazinosu'nda ilk sahnesini aldı.
Ancak yaşının küçüklüğü sebebiyle ceza alan gazinonun kapatılması üzerine Fahrettin Arslan'nın yardımıyla mahkemede yaşı 6 yaş büyülttürüldü. Böylece Maksim Gazinosu'nun oryantal dansçısı oldu.Sibel Can üç yıl kadar dans etti. Maksim gazinosunda Muazzez Abacı, Neşe Karaböcek ve Emel Sayın gibi ismlerin alt kadrosunda çalışma imkanı buldu. Assolistliğe yükseldiğinde henüz 17 yaşında idi.
Sibel Can, 1987 yılında Kervan Plak'tan ilk albümü olan "Günah Bize"yi çıkarttı. Bu albümde Orhan Gencebay'ın büyük desteğini gördü. Albüm kısa zamanda satış rekorları kırdı. 1988 yılında o dönemin popüler isimlerinden olan Hakan Ural ile Zerrin Özer'in evinde gizlice evlendi. Bu evlillikten daha sonra Engincan ve Melisa adından iki çocuk dünyaya getirdi.
Neredeyse her yıl bir albüm çıkaran Sibel Can, 1995 yılında Raks Müzik'e transfer oldu. Büyük bir yükselişe geçen sanatçı, 1995 yılında yayınlanan "Şarkılarda Senden Yana" albümünde tarzını biraz değiştirdi. Albümdeki "Deli Yüreğim", "Dedikodu" gibi parçalar Can'ın eski albümlerine nazaran daha çok ses getirdi. 1997 yılında ise, Serdar Ortaç'ın bestelediği "Padişah"lı albüm yayınlandı. "Padişah"la birlikte Sibel Can, Türkiye'nin en çok konuştuğu isim haline geldi. 1999 yılında Hakan Ural'dan ayrıldı. 2000 yılında çıkarttığı "İşte Türk Sanat Müziği, İşte Sibel Can" adlı albümle yeni bir döneme girdi. Aynı yıl Sulhi Aksüt ile evlendi ve bu evlilikten Emir isminde bir erkek çocuk dünyaya getirdi.
Sibel Can, albüm çalışmalarının yanında birçok dizide ve filmde de yer aldı. "Kaldırım Çiçeği", "Gülüm", "Bize Ne Oldu" ve "Berivan" gibi dizilerle kamera karşısında da başarısını kanıtladı. 2001 yılından beri Emre Plak ile çalışan sanatçı en son 2007 yılında "Akşam Sefası" adlı albümü ile sevenleriyle buluştu.
Sibel Can, albüm çalışmalarının yanında birçok dizide ve filmde de yer aldı. "Kaldırım Çiçeği", "Gülüm", "Bize Ne Oldu" ve "Berivan" gibi dizilerde kamera karşısına geçti.
Sibel Can, 15 Nisan 2015 tarihinde Fox TV'de başlayan “Sesi Çok Güzel” adlı yarışma programının jürisi oldu. Her hafta yeni yeteneklerin yarıştığı programda jüri koltuğunda oturanlar Sertab Erener, Sibel Can ve Gökhan Türkmen olacak.
Evlilikleri : 1.evliliği : Hakan Ural ile 28 Eylül 1988 tarihinde evlendi. 17 Şubat 1999 Tarihinde boşandı. Engincan (d. 27 Ocak 1992) ve Melisa (d. 22 Ağustos 1994) adından iki çocuk dünyaya getirdi.
2. evliliği : 2000 yılında müteahhit Sulhi Aksüt ile evlendi. 2010 yılının Eylül ayında boşandılar. Bu evlilikten Emir (d.Ağustos 2000) isminde bir erkek çocuk dünyaya getirdi.
Albümleri
1987 - Günah Bize
1988 - Bulursun Beni
1989 - Rüyalarda Buluşuruz
1990 - Hasretim
1991 - Bir Güneş Batışında
1992 - Seni Sevmek
1993 - Hayat Devam Ediyor
1994 - Hatırasıdır
1995 - Şarkılar da Senden Yana
1997 - Bu Devirde
1999 - Daha Yolun Başındayım
2000 - İşte Türk Sanat Müziği İşte Sibel Can
2001 - Canım Benim
2003 - Sen Benimsin
2005 - Özledin mi?
2007 - Akşam Sefası
2009 - Benim Adım Aşk
2011 - Seyyah
2012 - Meşk
2014 - Galata
Filmleri ve dizileri
1996 - Kaldırım Çiçeği
1997 - Gülüm
1998 - Sibel
1999 - Bize Ne Oldu
2002 - Berivan
2002 - Papatya ile Karabiber
2005 - Saklambaç
2006 - Ah İstanbul
Kaynak: Diyarbakır Söz