Partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda konuşan Kışanak, Başbakanın 'ana dilde eğitim olamaz seçmeli ders olsun' sözlerini değerlendirdi. Kışanak, "Seçmeli ders mevcut hukuksal sistemi içinde ancak yabancı dil statüsünde öğretilir. Bir millete kendi dilini seçmeli ders olarak öğretmek kadar zulüm birşey olamaz. Başbakan kendisi seçmeli Kürtçe ders alabilir. Bu demokratik bir şeydir. Güzel bir şeydir. Seçmeli ders koyalım, sayın Başbakan'da gitsinler seçmeli dili olarak öğrensinler. Ama Kürtlere, bu zulmü nasıl yaparsınız. Üstelikte bunu dördüncü sınıftan sonra uygun görüyorlar. Okula gidin Türkçeyi öğrenin, asimile olun, sonra kendi dilinizi öğrenin diyor. Bu insanlık suçu AK Parti eliyle işleniyor. Herkes iyi biliyor ki dil eğitimi 7-8 yaşına kadar tamamlanıyor. Kendi anadilinizi eğitim öğretim dili olarak geliştiremezsiniz, bir sonraki kuşaklara aktarma şansınız olmaz. Ana dil en temel haklardan biridir. Hiçbir şekilde kısıtlanmadan kesintisiz olarak kullanılmalıdır. Hiçkimse ana dili pazarlık konusu yapamaz." şeklinde konuştu.
"KATKI VERMEYE HAZIRIZ"
AK Parti-CHP görüşmesine de değinen Kışanak, BDP'yi bu konuda bahane edemeyeceklerini ifade etti. "BDP görüşmek istemiyor" sözünün külliyen bir yalan olduğunu dile getiren Kışanak, "CHP'nin buna cevap vermesi gerekiyor. Bize şimdiye kadar CHP'den açık, gizli, gayri resmi, dost ortamında hiçbir, kanaldan görüşme teklifi gelmedi ve bizde görüşme teklifini reddetmedik. Bu açık bir yalandır. Bu görüşmeyi önemli buluyoruz. Parlemantonun sorumluluk almasını istiyoruz. Böyle bir süreç olursa, biz bu sürecin dışında kalmayız. Bu katkıyı vermeye hazırız. BDP sorunun bir parçası değil mağdurudur. Mağduru biziz, bizim evimiz, köyümüz yakıldı, yıkıldı. Önce bu zihniyetin değişmesi lazım." dedi.
KCK operasyonları zinciri içinde 31 yaşındaki bir arkadaşının geçen yıl cezaevine konulduğunu anlatan Kışanak, sağlık sorunlarının belirtilmesine rağmen cezaevinde tutulduğunu ve 6 Haziran'da öldüğünü, bunun açık bir cinayet olduğunu söyledi. Arkadaşlarının otopsi sonuçlarını beklediklerini dile getiren Kışanak, bunun hesabını soracaklarını ifade etti.
Türkiye'de bütün hak arama yollarının kapatıldığını, gasp edildiğini anlatan Kışanak, bu ülkede Başbakanın ağzından çıkan bir sözün devletin bütün kurumları tarafından emir olarak algılandığını ve ona göre hareket edildiğini belirtti. KCK operasyonlarının da böyle yapıldığını ifade eden Kışanak, Başbakanın Van ve Diyarbakır'ı istediğini söylemesi üzerine mahkemelerin harekete geçtiğini ve KCK operasyonu yapıldığını kaydetti.
"JİTEM'İN ZİHNİYETİ AK PARTİ'DE YAŞIYOR"
Van'ın deprem sebebiyle yaralı bir kent olduğunu ve yaralarını saramadığını öne süren Kışanak, "Bu operasyonlarla, halkın iradesine yönelik yürüttüğünüz bu siyasi operasyonlarla en az Diyarbakır Cezaevi kadar, en az JİTEM'in faaliyetleri kadar halkın yüreğinde, hafızasında derin yaralar açıyorsunuz. Bu size pahalıya mal olacak. Geriye dönüp hesabını sormadan siyaset yapmak kolay. JİTEM'in faaliytlerini mahkum ediyormuş gibi yapmak kolay. O zaman öldürüyorlardı, tutukluyoruz diye KCK'yı savunanalar bilsinler ki JİTEM'in zihniyeti AKP'de yaşıyor. İnsanın onuru, özgürlükleri, hakları var. Bunların tamamına yönelik saldırılar cinayettir. İnsanlara senin iraden yok, kimliğinin kıymeti yok, haklarına saldırabilirim, sen ölmediğin için şükret denilemez. Birileri onursuz yaşamı kendileri için kabul edebilirler ama biz kabul etmedik." dedi.
"AK PARTİLİLER, BAŞLARI DİK GEZEMEYECEK"
Van Milletvekili Aysel Tuğluk'a verilen hapis cezasını eleştiren Kışanak, ÖYM'lerin statükonun bekçisi olduğunu ifade etti. Kışanak, şöyle devam etti: "Aysel Tuğluk'a 14 yıl 7 ay ceza verdi. Açıkça söylüyor örgüt üyesi olmamakla birlikte bu cezayı veriyor. Arkadaşlar düşünce özgürlüğünü tehdit altına alan, konuştuk diye hapis cezasını veren bu yasa durduğu sürece AK Partililer bölgede başları dik gezemeyecekler. Ben şimdiye kadar şu yasayı savunan tek kişi görmedim. Neden korkuyorsunuz. Çıkın konuşun. Bu yasalarla bu ülke yönetilemez. Korkuyla kurulan saltanat daim olmaz. Korku duvarını aşmaya cesaret eden birileri çıkar. Sonunda ölüm de olsa, kelepçe de olsa gerçekleri söyleyenler var. AKP'nin yanında duranlarda korku duvarını aşar ve gerçekleride söylerler."
"TÜRKİYE'DE HER İKİ ÇOCUKTAN BİRİ SÖMÜRÜLÜYOR"
Çocuk işçiliği konusuna değinen Kışanak, bu konuda Çin'in birinci sırada yer aldığını ancak Türkiye'nin de geri kalır bir durumunun bulunmadığını kaydetti. Türkiye'de her iki çocuktan birinin sömürüldüğünü dile getiren Kışanak, savunmasız bir şekilde çalıştıkları alanda her türlü istismarın yapıldığını ifade etti. Tarım sektöründe, sanayide çocuk işçiliğinin çok yaygın olduğuna dikkat çeken Kışanak, çocuklara kucak dolusu sevgilerini gönderip minicik ellerinden öptüğünü belirtti.
Özel Yetkili Mahkemelerin(ÖYM)'lerin şartsız kaldırılmasını isteyen Kışanak, özel yargılama olamayacağını ifade etti. İdeolojik yargıya, devletin sopası haline gelmiş yargıya karşı direnip yeneceklerini dile getiren Kışanak, bu işin peşini bırakmayacaklarını ifade etti.
Kaynak: Diyarbakır Söz